korkusuz

148 10 6
                                    

Akşam Cemre artık çeşmenin kenarında durmuş Nazlıyı bekliyordu.Ağacların arasında ayak sesleri duyuldu.Cemre etrafına bakındı.Aynı zamanda yavaşca eğildi ve yerden eline değen ilk odun parçasını aldı.Ama gelenin Nazlı olduğunu anlayınca elindekini bırakıp , ona doğru koştu.
NAZLI:öğretmenim? Bu sizmisiniz ?
CEMRE:evet Nazlı benim şükürler olsun sonunda seni buldum,hadi acele et gitmeliyiz!
NAZLI:kaça bilirmiyiz gerçekten???
CEMRE:tabi,hadi acele et!!!
Gece bu saatte otöbüs bulmak imkansızdı.Cemre Nazlıyla beraber trene bindi.Oturmak üzereyken ayak sesleri,bağırışma-çağrışma duyuldu.
"Bu kadar uzağa kaçamaz! Onu bulmalıyız! Eğer burdaysa ona yardım edeni öldürün,kızı alın"
Cemre şimdi  iyice anladı bedeninde dolaşan korku hissi onu ele vere bilirdi,kendini toparladı."Nazlıyı nerde saklaya bilir?" Onu düşündü.Kafasından bin türlü saklanma yolları geçti.Ama zaman yoktu,sesler yaklaştıkca Cemre bir an önce Nazlıyı saklanması için bulduğu yeri gösterdi.Nazlı çok zayıf bir kız olduğu için yanlarında olan büyük kiyafetlerin olduğu çantaya girdi.Bu çantalar sese rağmen uyumaya devam eden tüccarlara aitti.Cemre kiyafetlerin çoğunu çantadan çıkardı.Nazlı çantaya girince, bazılarını üstüne bazılarını yanına koydu.Bulduğu şalın birini tanınmamak için kafasına geçirdi.Uyuyormuş gibi yapan Cemre ayak seslerini duydukca kalp atışlarının yükseldiğini hiss ediyordu.Adamlar Cemrenin yakınında durdular.Etrafa bakındılar.Üst-üste koyulan bu kadar çantanın olması mı yoksa Cemreyi mi tanımışlardı?! .

-hadi diğerlerine de bakalım,zamam kayb etmeyelim!
Onlar gidiyorken Nazlı aniden hapşırdı.Adamların sese döndüklerini anlayan Cemre gözlerini açmadan Nazlı gibi zayıf hapşırma sesi çıkardı.

-hadi acele edin!
Adamları şimdilik iyi kandırmışlardı.Tren sonunda istasyona yetişti.Cemre etrafa bakındı.Sonra Nazlıyla birlikte trenden indiler.Ama ne yazık ki ,adamlar onu fark etmişlerdi bile,Cemre korkmuyordu artık, evindeydi burda kimse onlara bir zarar veremezdi.Cemre Nazlının elinden tutmuş,koşmaya başlamıştı.Birden polisin biri onu durdurdu.
-Bayan önünüze baksanıza!
Cemre düşmek üzere olan ve kendini zar zor toparlayan sinirli polisiş memurunu görünce aslında çok mutlu oldu.Onun gitmesine izin vermeden aceleyle arkadan onlara yetişmek üzere olan adamlarla ilgili gerçekleri anlatınca, polis ıslık çaldı ve bir az uzakta durmuş polisler bir anda oraya geldi.Adamlar Cemreye olan öfkesinden polislerin onları çəmbərə aldıklarından habersizdi.Polisler onları yakalamıştı.İlginç olanı bu gün polis akademisinin son sınıfları için burda devriye vaktiymiş "böylece onlar küçük kızı ve öğretmeni kötü adamlardan kurtarmışlardı.En büyük kahraman sa kızı tehlikelere aldırmadan acımasız aileden kurtaran öğretmendi aslında" işte qazeteler haberler böyle yazıyordu.Polisler Nazlının amcasını da yakalayınca Nazlı şimdi derinden nefes aldı,onlarla tamamen bağını koparmk için geriye kalan tek şey 3 hafta sonrakı duruşma olucaktı.Bununla da Nazlının küçük kalbinin korkması için bir şey kalmıycaktı.Cemre işleri hall edince,Nazlıyı yurta bıraktı ve kendisi bu güzel haberi Serkanla bölüşmek için hastaneye gidiyordu.
SİBEL:kahve kimin?
ASİSTAN:Bunu Serkan bey istedi,Sibel hanım..
SİBEL:ben götürürüm
Sibel asistandan zorla kahveyi aldı ve Serkanın odasına girdi.Serkan dosyalardan kafasını kaldırdığında Sibel ve elinde kahveyi görünce
SERKAN:ben galiba asistandan kahve istediğimi hatırlıyorum.
SİBEL:evet......... ama benim seninle hastanenin yarın ki kutlamaları için konuşmam gerekti......
Sibel kahveyi Serkana yaklaşınca verdi,ama buna vermek denirse tabi resmen planlı şekilde üstüne döktü.Beyaz gömlek bir anda kahveye boyandı.Serkan yerinden kalktı.

Sibel :"özür dilerim! Çok özür dilerim! Ben yardım ederim"

SERKAN:önemli değil,tamam diyemeden Sibel elindeki peçeteyle Serkan yaklaştı.O sırada Serkanın da onun gözlerine bakmasını sağladı.Belki bu bir planın daha başıydı,ama orda öylece kaldı.Sebebi basitdi.Cemre mutlu bir ifadeyle içeri girdiğinde Sibel ve Serkanı burun buruna dib dibe yakaladı.Serkan neye uğradığını şaşırdı.Sibeli geri itti.Cemrenin yüz çizgileri kızgın ve çok öfkeli hal aldı.Ama sadece
CEMRE:üzgünüm galiba sizin önemli toplantınızı böldüm!!!!

"Toplantı mı? Evet asistan az önce Cemreye öyle söylemişti,yarın ki davetle ilgili önemli toplantı varmış...peki Cemrenin gördüğü toplantı bu mu?
Cemre önce sinirle çekip gitmek istedi ama "dur ben neden gidiyorum" gitmesi gereken biri vardı o da kendini biliyordu. Sibel Cemrenin yakınından geçerken bir şey söylemeye çalıştı.Ama Cemre elini kaldırdı,onun konuşmasına izin vermedi.
Sonra Serkana yaklaştı
CEMRE:demek ben sana zaman ayırmıyorum,sen de başkalarıyla mı gönül eğlendiriyorsun??!!! Cemrenin gözleri dolmuş olsa bile ,sinirlerine hakim oldu ve ağlamıyordu.
Serkan bir adım ona yaklaştı
SERKAN:Cemre yanlış anladın ,kız kahve ........
ama Cemre geri gitti.
CEMRE:anlamayacak bir şey yok kız sana yakınlaşmak için böyle yapıyor,ama görüyorum ki,sen bundan hiçte rahatsız olmuyorsun...ben de aptal gibi seni yemeğe götürmek için gelmiştim,ama........... kesin yemek yemişsiniz. ...bile ..
ben gitsem iyi olucak
Cemre hızlıca odayı terk etti.

 #cemser     Bir başka hikaye :sen ve ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin