Calvin Harris-The Rain ile dinleyin :D İyi Okumalaaar :D
Gözlerimi yumup başımı omzuna koydum ve rüzgarın keyfini çıkardım.
Bütün herkes oynamıştı. Saçma şeyler üzerine. Austin şarkı söyledi mesela. Evet son olarak ben kalmıştım. Ve seçmeme gerek yoktu. Son olarak Sarah kaldığı için ona meydan okuyordum. Çıplak bir şekilde sokakta tur attırmayı düşünüyordum. Tyler'a yaptırdığına göre bunu kendide yapabilirdi. Göze almıştı demek.
'' Sana üç misli meydan okuyorum Sarah! '' dedim. Herkes nefesini tutmuş beni dinlerken devam ettim.
'' Evin etrafında tamamen çıplak bir şekilde tur atacaksın. '' dedim. Yutkundu.
'' N-ne hayır! '' dedi. Alex'in yüzünün rengi atmıştı.
'' Bunu Tyler'a yaptırdığına göre kendinde yapmayı göze almış olmalıydın Sarah. '' dedim.
'' Pekala yapacağım. '' dedi. Ve sonra tekrar oturdu.
'' Tanrım yapamam, Lys delirdin mi sen?! '' Dedi. Evet istek geri alma yoktu. Ya yapacaktı ya da saçı kazınacaktı.
'' Hayır! Bunu yapmıyorum. '' Güldüm.
'' Sarah Lys bir şey yaptı. Ya yapacaksın ya da saçın kazınacak. '' dedi Robert. Amber Robert'ın koluna yatmıştı.
'' Hayır tamam yapma saçın kazınmak zorunda değil. '' dedim. Herkes tepki göstermeye başladı.
'' Yok ya biz boşuna mı yaptık tüm bunları yapmazsa saçı kazınır bu kadar. '' dedi Zach.
***
Makineyi çalıştırdığımda Sarah'ın gözyaşlarını görmemeye çalıştım. Herkes ısrar etti ve oyunbazlık yapmamamızı söylemeseydi kesmezdim. Saçının önünü tuttum ve kazımaya başladım. Her tutam yere düştüğünde ayrı ağlıyordu. Bunu yaptığım için gözlerim doluyordu. Oyunu kazanmıştım ama Sarah'ın gerçekten göze aldığını düşünmüştüm. Sarah'ın saçları bitince Alex üzgün gözlerle bakıyordu fakat diğerleri sırıtıyordu.
'' Çok tarz oldu yahu. '' dedi Robert. Alex ona bir tane geçirdi.
'' Al bakalım oyunu sen kazandığına göre ortadaki eşyaların hepsi senin. '' dedi Tyler. Elimle geri ittim.
'' Sadece kağıt paralar kalsın telefonlarınızı kredi kartlarınızı ve saatlerinizi alın. '' dedim. Herkes bana minnetle gülümseyip telefonlarını aldı. Austin'in bilekliğini elime aldım. Bana bir gülümsemesi vardı. Sanırım bu geceki hayalini kuracağım şey belli olmuştu. En azından dünkü kadar sapık değildi. Dün geceki hayalim meme uçlarıydı da.
'' Nihayet sonunda takabiliyoruz bunları. '' dedim. Güldü.
'' Evet evet bundan sonra çıkarmak yok. '' dedi minnetle. Bileğine taktığımda o da ortadaki kolyeyi alıp boynuma taktı.
'' Boynunda daha güzel. '' dedi. Güldüm. Hatırlıyorsunuz sanırım. Bu bileklik ve kolye sevgililer günündendi. Oyun yüzünden ortaya koymuştuk.
***
'' Katıldığımı söyleyemeyeceğim. '' diye karşılık verdim. '' Kanser Avantası seziyorum. '' Kanser Avantaları normal çocukların alamadığı ama kanserli çocukların alabildiği ufak şeylerdi: idolleştiren sporcuların imzaladığı basket topları, geciktirilen ödevlerden kaytarmak, hak edilmeyen ehliyetler falan filan.
'' Evet. '' dedi. Işık yeşile döndü. Sıkı sıkı tutu-
'' Hey Lys sana söylüyorum duymuyor musun? '' Kafamı kitaptan kaldırıp gözlerimi Grace'in güzel yüzüne diktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keep Calm And Love Austin Mahone (For Mahomies)
FanfictionBu satırlar yarım kalmış olan aşkımın kendi yazdığım sonudur. O benim sahip olduğum en güzel şey. Birlikte yaptıklarımıza değil, yapamadıklarımıza ah çektiğim keşkem, sevgisini ve içimi ısıtan gülüşünü hala bana en yakın hissettiğim, minik sevgilim...