Bölüm 20 | Japon askeri/Yalnız değilsin.

1.3K 52 7
                                    

Mila'nın Ağzından:

'' Ağzına sıçayım senin dursan ne olur sanki! '' Yerimde sinirle tepinirken ıslak saçlarımı çekiştirdim. Hava kararmaya yüz tutmuş kuşlar ciyaklıyordu. Köpek sesleride çoğalmaya başlayınca korku seviyem üst seviyelere ulaşıyordu. Bir araba ışığı daha görünce içimde küçükte olsa umut doğdu ve otostop çekmeye başladım. Tahmin ettiğim gibi bu da durmamıştı.

'' Orospu çocuğu! '' Yolun kenarındaki kayaya oturup diğer geçecek arabayı beklemeye başladım. Siz hiçbirşey anlamadınız değil mi? Ben de öyle tahmin etmiştim zaten. Orospu çocuğu Alex'le birlikte Sarah'ı bulmak üzere yola çıktığımızda bu lanet vadideki yoldan geçmek zorundaydık. 

'' Benden hoşlanıyorsan açıkça söyleyebilirsin. '' gibi gerzek gerzek konuştuğunda tahmin edeceğiniz üzere ona küfrettim.

'' Hemen o siktiğim çeneni kapatmazsan arabadan atlayacağım. '' Daha sonra hayvan gibi kahkaha attı ve arabayı durdurdu.

'' Hadi in bakalım götün yiyorsa bu yağmurda. '' dedi gülerek. Bende götüm yemesede anlık saçmalamayla indim arabadan. İnmeme şaşırdı fakat yinede takmadan uzaklaştı. Sonuç bu.

Karşıdan görünen ışıkla hemen ayağa kalktım. Araba yavaşlıyordu. İçimde attığım sevinç çığlıklarının dışarıdan duyulmasını istemezdim. Araba tam yanımda durdu. Siyah camları yavaşça açıldığında içinde iki tane benden bir kaç yaş büyük çocuk vardı. Bana yakın olanın gözünde gözlük vardı. Bu havada neresiyle düşünerek gözlük taktığı hakkında gram fikrim yoktu. 

'' Tatlım, nereye? '' Gözlerimi kıstım. Bu arabaya binersem altından bir bokluk çıkacağı besbelliydi.

'' Yok ben vazgeçtim. '' dedim bir adım geriye giderken.

'' Ayıp ediyosun ama. '' Ardından yanındakide konuştu.

'' Sen bize bir iyilik yap, bizde seni istediğin yere bırakalım. '' Yüzümü buruşturdum.

'' Siktir git, ağzına sıçarım! '' Sesim olduğundan yüksek ve kendinden emin çıkmıştı.

'' Yakışmıyor ama sana bu sözler. '' Bir adım daha geri gittim. Bir kişi olsalardı daha rahat olabilirdim. Ama ikisiyle başa çıkmak zor olabilirdi.

'' Hemen gitmezseniz polis çağıracağım. '' Sanki söylediğim çok komik bir şeymiş gibi iğrenç bir şekilde kahkaha atmaya başladılar. Kaşlarımı çattım ve onlara ' napıyonuz yarram ' bakışından attım.

'' Polis gelene kadar işimiz biter güzelim sen sıkma canını. '' Korkmaya başlıyordum artık. Hadi ama herkes korkardı.

'' Yerinizde olsam hemen buradan giderdim. '' Yine gülmeye başladılar ve arabada indiler. Ben yine geri gittim.

'' Nereye kaçabilirsin ki? '' Son anda aklıma gelen kurtarıcıma içimden dua ettim. Hemen elimi çantama sokarak ' ne olur burada olsun ' diye dua etmeye başladım. Bingo! Buradaydı. Bana yaklaştıklarında çıkartıp yüzlerine sıkmaya başladım. Bu biber gazının işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.

'' Sikeyim! '' Bu  sefer ben gülüyordum. Hemde kahkahalarla. Ters yönden gelen arabayı gördüğümde hala şişeyi üzerlerine boşaltıyordum. Alex hızla arabadan indi ve ' noluyo lan ' bakışı attıktan sonra olanları kavradı ve koşarak yanıma geldi. Gelsin bakalım. Onada bunları ödeteceğim.

'' Gel gel sen. '' Elimi kaldırıp tam Alex'ede sıkacakken elimi yakaladı ve çevirip arkaya sıkmamı sağladı.

'' Ne yaptığını sanıyorsun? '' dedi dehşet dolu gözlerle.

Keep Calm And Love Austin Mahone (For Mahomies)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin