Şimdi kime inanacaktım?
Mila'ya mı? Sarah'a mı?
Austin'in Ağzından:
İşlerim bittikten sonra hastaneye Lys'in yanına gitmek için arabama bindim. Oraya vardığımda arabamı bir yere parkettim ve içinden ona aldığım hediyeyi alarak otoparkın hastaneye çıkan asansörüne binip Lys'in yattığı kata geldim.
'' Alyssa odada mı? '' diye sordum hemşireye.
'' Evet efendim. '' dedi gülümseyerek. Hevesle odaya girdiğimde odada olmadığını hatta başındaki fotoğrafımın olduğu çerçevenin yerde paramparça olduğunu gördüm. Hızla odaya girip tuvalette Lys'i aradım. Telefonumu cebimden Lys'i aramak için çıkartacaktım ki cebimde olmadığını fark ettim.
'' Nerede bu sokuk şey?! '' Yoktu işte. Ona aldığım hediyeyi yatağın üzerine bırakarak odadan çıktım ve yine aynı hemşirenin yanına gittim.
'' Odasında yok nerede biliyor musun? '' Hemşire başını iki yana salladı.
'' Mümkün değil, siz gelmeden iki dakika önce kontrol etmiştim uyuyordu. '' Sinirle saçlarımı çekiştirdim.
'' Nasıl olur yok işte. '' dedim ve hemşirede benimle birlikte odaya girip dolaba baktı.
'' Kıyafetleri yok, hastane kıyafetini çıkarmış. Kaçmış olabilir mi? Çerçeveyi de yere atmış. ''
Neden kaçsındı ki? En son aramız iyiydi. İstemeden üzmüş müydüm onu?
'' Kaçması için bir neden yok ki? '' dedim ve hızla odadan çıktım koşarak. Koşarak hastaneden çıktım ve bebeğimin nerede olduğunu bulmak için arabama atladım. Telefonumu burada aradım ama burada da yoktu. Avuç içlerimle sertçe direksiyona vurdum.
Arabayı onun evine sürdüm.
Ancak orada değildi.
Birinden telefon bulup Lys'in numarasını çevirdim. Ancak kapalıydı. Daha sonra Alex'i aradım.
'' Efendim Austin? '' dedi. Sesi iyi gelmiyordu ama sorun bu değildi.
'' Alyssa kayıp. Yok ortalarda. Bulamıyorum. Nerede biliyor musun? '' diye sorularımı sıraladığımda Alyssa'nın yerini bilmesi için dua etmeye başladım.
'' Mila, Alyssa kayıpmış biliyor musun? Hayır oda bilmiyormuş. Abi neredesin sen gelelim biz de. ''
'' Alyssa'nın evinin önündeyim. ''
***
Alex, Mila, Tyler, Robert, Zach ve Sarah...
Hepimiz buradaydık.
'' Ayrı ayrı arayalım. '' dedim.
'' Austin haklı. '' diye destek çıktı Robert.
'' İkili gruplara ayrılalım. '' dedi Zach.
'' Ben Austin'le ararım. '' Alex gelip elini omzuma attı.
'' Bende Tyler ve Zach'la ararım o zaman. '' dedi Robert ayağa kalkıp pantalonunu düzeltirken.
'' Biz birlikte mi arayacağız yani? '' dedi Sarah yüzünü buruşturup Mila'ya bakarken.
'' Aslında şimdi seni bir güzel benzetirdim de dua et en yakın arkadaşım kayıp. '' Mila ayağa kalktı.
'' Hadi ne duruyorsunuz çıkalım hemen aramaya! ''
Mila'nın sesiyle herkes ayağa kalkmıştı. Alex sanki rahatlatmak için omzuma vurdu.
'' Bulacağız onu dostum, korkma. '' Omzumdaki elini tuttum ve sıktım.
***
'' Bakabileceğimiz her yere baktık, artık polise mi haber versek? '' Ayağımı gazdan çekip arabayı durdurdum.
'' Neredesin? Neredesin? Neredesin? '' dedim ve direksiyonu yumruklamaya başladım. Her seferinde onu kaybetmekten delicesine korkuyordum. Alnımı direksiyona dayayıp ağlamaya başladım.
'' Ya bir şey olduysa Alex, ya ona bir şey olduysa. Neden yok? Neden yanımda değil? ''
Sırtımı sıvazlamaktan başka bir şey yapamıyordu. Oda çaresizdi.
'' Polise gidelim mi artık? '' Başımı salladım. Arabayı karakola sürdüm. Arabadan hiç inmedim. Alex gitti
'' Austin, burası o kadar güzel ki. Omzundayken her şeyi unutabilirim. Amber'ın öldüğünü, ailemin gittiğini, kötü olan her şeyi burada unutabilirim. ''
Yine aynı şey oluyordu. Yine sesi beynimde yankılanıyordu.
'' Senin yanında çok güzel. '' dedim istemsizce.
'' Sadece seni koklarım. Seni düşünürüm, seni yaşarım. ''
Alex gelmişti.
'' Kayıp ilanını verdin mi? '' dedim gözlerimi saklamaya çalışmadan. Başını salladı.
'' Kahretme kendini bu kadar, biz elimizden geleni yaptık dostum. ''
Başımı iki yana salladım.
'' Elimizden geleni yapmış olsaydık yanımda olurdu. ''
Alex'in telefonu çalmaya başladı. Belki bir haber vardır diye hemen yerimde dikleştim.
'' Efendim Mila?.........Eminmisin?...........Tamam hemen geliyoruz. ''
Alex'e ' ne olmuş ' der gibi bakınca hemen konuştu.
'' Şu saatlerde Amber'ın cenazesi var. Mila orada olabileceğini tahmin ediyor. Hadi hemen sür. ''
Arabayı hemen cenazenin olacağı yere sürmeye başladım. Gaza o kadar yükleniyordum ki Alex bile korkmaya başlamıştı.
'' Sakin ol. '' Omuz silktim. Oraya geldiğimizde kimse yoktu. Büyük ihtimal cenaze töreni bitmişti. Amber'ın mezarını arıyorduk ki hıçkırık sesleri duymaya başladık.
'' Oradalar. '' dedi Alex. Parmağının gösterdiği yere baktığımda Amber'ın mezarını görmüştüm. Ancak mezarın iki yanında yatan iki kız vardı.
Alyssa ve Mila.
Alyssa'ya çok kızgındım ancak bu halini görünce bütün kızgınlığım uçup gitmişti. Ne kadar acı çektiğine bir kere daha şahit oldum. Alex beni kolumdan tutup mezara doğru çekti. Diğer mezarların arasından geçip Amber'ın mezarına ulaştığımızda ikisi ellerini mezarın üstünde birleştirmiş mezara kafalarını koymuş ve uyuyorlardı.
'' Kızlarımızı alalım. '' Alex Mila'ya yürümeye başlayınca istemeden güldüm.
'' Kızlarımızı derken? Ne iş? '' dedim Mila'yı gösterip. Bu sırada istemeden gülüyordum.
'' Öyle. '' dedi sırıtıp omuz silkerken.
'' Aman tanrım. '' dedim yapmacık bir şekilde ve daha sonra Alyssa'yı kucağıma alıp kucağında Mila'yı taşıyan Alex'i takip etmeye başladım...
Saçma sapan bir bölümle karşınızdayım :dddd ama bundan sonra cok eqsin olcak haberiniz olsun bu bölümle birlikte eqsinlar basladi :D bu arada yorum ve vote sayısı azalmıs dün eklediğim bölümde ://// bu bölümde telafi edin bence onları neyse ben ciktim ben :ddd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keep Calm And Love Austin Mahone (For Mahomies)
Fiksi PenggemarBu satırlar yarım kalmış olan aşkımın kendi yazdığım sonudur. O benim sahip olduğum en güzel şey. Birlikte yaptıklarımıza değil, yapamadıklarımıza ah çektiğim keşkem, sevgisini ve içimi ısıtan gülüşünü hala bana en yakın hissettiğim, minik sevgilim...