Imagine Dragons-Demons ile okuyun :D İyi Okumalaar :Dd
'' Ne?! '' dedim söylediği şey karşısında bedenim sarsılırken. Aklımı kaçırıyordum herhalde. Çünkü bu mantıksızdı. Gayipten sesler mi duyuyordum acaba?
'' Bir daha söylemeyeceğim! '' dedi sertçe. '' Şimdi söyle! Gidiyor musun? Kalıyor musun? '' Yutkundum. Evet şimdi herşeyin farkındaydım. Gözlerimi açacaktım ve berbat hayatım devam edecekti. Herşey rüyaydı yani. Kolumu uzattım.
'' Çimdikle hadi! '' dedim. '' Daha fazla kapılmak istemiyorum. Rüyaysa bir an önce uyanmalıyım. '' Yarım ağız güldü ve dudaklarını yaladı.
'' Öyleyse ikimizde aynı rüyayı görüyor olmalıyız. '' Heyecandan dolayı hızlanan nefesimi kontrol etmeye çalışırken bir adım geriye gittim.
'' Beni kandırıyorsun. '' dedim kafamı iki yana sallarken. O da iki yana salladı kafasını.
'' Bana inanacaksın. '' dedi kendinden emin. Kaşlarımı kaldırıp dudağımı ısırdım.
'' Nasıl? '' Alt dudağını dişlerinden kurtarıp bir adım yaklaştı.
'' Böyle. '' Ve o an paralel evrene geçiş yaptığımı hissettim. O zaman anladım rüyada olmadığımı. Rüya olacak bir şey olsaydı son bir kaç ay içinde yaşadıklarımın hepsi rüya olurdu. Ama gerçekti işte. Her şey dudakları kadar gerçekti. Dudaklarının hissettirdiği saf duyguları başka hiç birşey hissettiremez. Vücudumdaki karıncalanmaları dudaklarımdaki dudaklarından başka hiç birşey açıklayamaz. Sadece o üzerimde böyle etki bırakabilir. O bana istediğini yaptırabilir. O beni kısıtlayabilir. O beni kullanıp atabilirde. Ama ne yapacaksa o yapar. Çünkü sadece ona aitim.
'' Yazık oldu ya! '' Sesle birbirimizden ayrılıp sesin sahibine çevirdik kafalarımızı. İnsanlar alkışlamayı kesmişti. Gerçi alkışladıklarını bile farketmemiştim. Paralel evrene uçtuğumu söylemiştim.
'' Bir kötü son daha... '' Düşüncelerimden sıyrılıp dikkatimi partiyi iki polisle birlikte basan Amber'a verdim.
'' Uzatmada söyle! Ne istiyorsun? '' diye çıkıştım. Gülerken dudaklarını büzmeye çalıştı.
'' Göreceksin. '' deyip sırıttı. Polisler bana doğru gelmeye başladılar.
'' Alyssabeth Winchester! Tutuklusunuz. '' Bileğime soğuk kelepçeleri hızla geçirdiklerinde korkarak Austin'e baktım. Öfke saçan gözleri Amber'a odaklıydı.
'' Kendini akıllı sandın değil mi Lys? '' Anlamayarak ona baktım.
'' Ben bir şey yapmadım! '' diye kendimi savundum. Kahkaha attı.,
'' Tabii sende pek bir şey yapmış sayılmazsın. Sadece hostesin tekini soyup klozete bağladın. Amcamın marketinden porno dvd'leri ve prezervatif çaldın. Hah bir de alışveriş merkezinden servet değerinde bir gözlük. '' İnsanlar ağzı açık onu dinlerken utançtan yerin dibine girmiştim. Şimdi anlıyordum her şeyi. O oyunda o marketi boşu boşuna soydurmamıştı bana. Amcasının marketiydi.
'' Her şeyi planladın değil mi?! Alçak! '' Yarım ağız güldü.
'' A sen onu yeni mi anladın? Canım sen biraz çevrendeki insanlara dikkat et. Sana ihanet ediyorlar. '' Dolan gözlerimi saklamaya çalışmak hataydı.
'' Senin gibi bir alçak dışında kimse bana ihanet etmez. '' Kahkaha attı.
'' Sen hala rüyada. '' Polisler beni sürüklerken son duyduğum ses Amber'ın çığlıkları ve Melinda'nın sesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keep Calm And Love Austin Mahone (For Mahomies)
FanfictionBu satırlar yarım kalmış olan aşkımın kendi yazdığım sonudur. O benim sahip olduğum en güzel şey. Birlikte yaptıklarımıza değil, yapamadıklarımıza ah çektiğim keşkem, sevgisini ve içimi ısıtan gülüşünü hala bana en yakın hissettiğim, minik sevgilim...