Keep Calm And Love Austin Mahone (For Mahomies)

Bölüm 8 | Austin'in arkadaşlarıyla tanış.

LİNKİN PARK-I'LL BE GONE İLE OKUYUUN :D İYİ OKUMALAAR :D

'' Kesinlikle. Senden eminim. ''

 1 Hafta Sonra:

 '' Evet annecim çok güvendeyim. ''

 '' Bana bak cadaloz. Okulunu asıyorsun kaç haftadır sınıfta kalacaksın hemen geri dön Kaliforniya'ya! '' Yeter ama hep aynı şeyler.

 '' Annecim, damadınız zengin. Okumasam da olur. '' d

 '' Hadi oradan. Dünkü boklusun daha. Damatmış. Bakar mı o çocuk sana? Ancak böyle çılgın hayran diye peşinde dolaşırsın maskot olursun ona. '''

 '' Görürsün sen çılgın hayranı! '' deyip telefonu yüzüne kapattım. Bir dahakine açmayacağım yeter ama. Anahtar sesi duymamla koşarak aşağıya indim. Amber.

 '' Sen hala ne yüzle geliyorsun Amber siktir git! Burada barınabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Unutma ki... '' eliyle beni susturdu.

 '' Burası senin evin. '' diye cümlemi tamamladı. '' Zaten bende kalan eşyalarımı toplamaya geldim. Al bu da anahtarın. '' anahtarı bana uzattı ve almamı beklemeden yere attı. Sürtük. Ne yapmıştı kendine. Şu makyaja bak. Eteğe bak. Evet artık eski Amber yoktu ve onu özleyecektim. Kıvırta kıvırta yürüdü ve merdivenlerden çıktı.  Koltuğa oturup başımı ellerimin arasına aldım.

 '' Bundan sonra yanında değil karşında olacağım Alyssabeth. Bu oldukça zor olacak. '' duyduğum sesle kalkıp ona döndüm. Sürtükçe gülümsüyordu.

 '' Senden korkmuyorum, bence sen benden korkmalısın. ''deyip işaret parmağımla göğsüne bastırdım.

 '' Hep aynısın Alyssa. Hiç değişmeyeceksin. Acıyorum sana. '' İçimden ağlamak gelse de güldüm.

 '' Senin gibi olmak yerine bu halimle kalmayı tercih ederim. '' Söylediklerime göz devirdi.

 '' Sen beni anlamadın galiba, ben senin karşında olacağım derken, Austin'i elde etmene artık yardımcı olmak yerine engel olacağım demeye çalışıyordum. ''

 '' Sen öyle san. '' dediğimde beklemeden elindeki eşyalarla kıvırta kıvırta kapıya yürüdü ve siktir olup gitti. Ağlamak yok Lys. O seni önemsemiyor. Hem artık kimseye güvenmekte yok. Sadece sen varsın. Sadece sen...

 ***

 Çalan telefonumun sesiyle gözlerimi açtım. Sabah sabah koltukta uyuya kalmışım. Telefonumun üzerinde yazan 'Seks Tanrısı' yazısı ve Austin'in sevimli fotoğrafını görünce telefonumun üzerine atladım ve açtım.

 '' Efendim. '' nefes nefese cevap verdiğimde kıkırdadı.

 '' Nasılsın? Sen uyuyor muydun? ''

 '' Evet sabah sabah uyuyakalmışım. '' dediğimde tekrar kıkırdadı.

 '' Şey diyecektim, akşam seni bütün arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum. Bize gelir misin? '' 32 diş güldüm. Bu kadar mı girmiştim hayatına. Tanrım. Bir ölüp gelebilir miyim?

 '' Beni mi? Beni? Yani ben... '' diye heyecanla konuşurken lafımı kesti.

 '' Evet sen Lys, çünkü onlarla tanışmanı istiyorum. Bu benim için önemli. '' Onun için önemliyim!

 '' Evet olur kaçta geleyim? Evin nerede onu bile bilmiyorum. Nasıl giyinmeliyim? '' diye sorularımı sıraladığımda Austin bıkkınlıkla nefesini verdi.

 '' Ben seni akşamüzeri alırım. Rahat giyinebilirsin evde takılacağız. '' diye açıkladı.

 '' Peki o zaman görüşürüz. ''