HERKESE MERHABA ARKADAŞLAR. BU BÖLÜM BİRAZ DURGUN GİTTİ AMA DİĞER BÖLÜM HAREKETLİ OLACAK İNŞALLAH : ) BU HİKAYENİN DURGUN İLERLEMESİNİ DE AYRI SEVİYORUM GALİBA. BİLMİYORUM SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? ÇOK AZ YORUM VE OY GELİYOR. BEĞENİYORSAK LÜTFEN BU SAYILARI ARTTIRALIM.
BÖLÜMÜ YAZARKEN BİRAZ RAHATSIZDIM. HATALARIM ELBET VARDIR. AFFEDİN :)
HER ZAMANKİ GİBİ YORUM VE OY BEKLİYORUM.
KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM. < 333
Derler ki 'Veda dedikleri şey ansızın gelir. Kapı çalmaz. Ertelemek olmaz.' Bir gün sabredebilmişti küçük delikanlı. Sadece bir gün... Tek bir gün. Güzel gözlü kadına kısacık gelse de aslında koskoca bir gün. Yirmi dört saat beraber geçecekti Çınar'la. Anılar birbirine sımsıkı kenetlenmiş halkalarla sağlam zincirler oluşturacaktı. Hafıza denen illet özlem duygusuna kucak açınca Hayal, zihninde oluşturduğu hayali anılar zincirine tutunacaktı.
Birlikte keyifli sohbet eşliğinde kahvaltı ettikten sonra Çınar iki büyük kupa kaparak çay doldurmuştu. Güzel gözlü kadın yemek yerken çay içmeyi sevmezdi. Gıdaların tadını tam alamamaktan şikayet ederdi. Çınar 'Kuru kuru boğazından nasıl geçiyor?' diye sorduğunda kadın önündeki suyunu işaret eder, Çınar'ı takmadığını göstererek omzunu silkerdi. Çınar, kahvaltı yaparken çay içmeyi severdi. Olmazsa olmazıydı. Ama nasıl olduysa alışmıştı. Tek içmek sarmıyordu. Hayal'in huyundan vazgeçeceği de yoktu. Kendi kafasında en iyi yolun bazen ortama ayak uydurmaktan geçtiğini çözmüştü.
Hayal öne atılarak kupalardan birini almış, gözlerinde saklayamadığı heyecan parıltılarıyla dilinden önce mimikleriyle konuşmaya başlamıştı.
''Çayı dışarıda içelim.''demişti daha sonra. Bu durum Çınar'ın garibine gitse de karşı çıkmamıştı. Güzel gözlü kadın belli ki keyif yapmak istemişti. Havanın soğuk ve hafif yağmurlu olması onun için önemli değildi. Hızlı adımlarla dışarı çıkan kadının peşinden gitti. Evin balkonu alt katta sayılırdı. Kapıdan çıkıp sola dönüldüğünde merdivenlerden inip dışarı çıkılabiliyordu. Sağa dönünce geniş balkon görünüyordu.
İki sandalye ayarlamıştı Hayal. Karşılıklı koymuştu. Sandalyelerden birine Hayal oturmuştu. Diğerini Çınar'ın oturması için işaret etmişti. Balkonun üstü kapalıydı. Islanmak gibi bir dertleri yoktu. Çiseleyen yağmurun sesinin sakinleştirici etkisi etrafa hakimdi. Sessizliği rahatsız olup bozan Çınar oldu. Çayından bir yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı.
''Havaların biraz daha ısınmasını bekleyebilirdik.''dedi. Güzel gözlü kadın başını başka bir yöne çevirdi. 'Ben bekleyebilirim Çınar. Sen yanımda olmayacaksın.'diyemedi. Yağmurun ıslattığı yapraklara, dallara, çimenlere baktı. Bu yer, evi Çınar olmadan bomboş kalacaktı. Ama alışacaktı güzel yüzlü kadın. Buna da alışacaktı.