Sevgi, neydi? Sevgi, emekti. Emek vermekti. Uğruna çok şeyden vazgeçmek fakat kazandığınla daha mutlu olmaktı.
Güzel gözlü kadın, Çınar'ın az önce getirdiği orta boyutlu hediye paketine bakarken bunları düşünüyordu. Nedensizce, doğru olmayan bir zamanda devasa sevginin içine düşmüştü. Önceleri inanılmaz rahatsız eden bu durum şimdi pek hoşuna gidiyordu.
''Bu ne Çınar?''diye sordu güzel gözlerini şaşkınlıkla açarken.
''Açıp kendin gör.''diyen adam Hayal'in gözünden bakıldığında son derece tatlı görünüyordu.
İnce parmakları tedirgince uzandı pakete. Özenilmiş bir paketti bu. Açmaya önce kıyamadı. Birinden hediye almayalı kaç sene olmuştu? 'Çok sene..'diye düşünürken hatırladı. En son Çınar'ın oğlu Mutlu'yu hediye etmişti ona. Hayal'in kabul etmesi gereken bir gerçek vardı. Giderken bile kendisini düşünen tek kişi Çınar'dı.
Yutkundu. Bantları tek tek bulup zarar vermeden açmaya çalışarak uzun bir süre harcadı. Çınar için bin yıldan daha uzun sürdü. Hayal ise zamanın nasıl akıp gittiğinin farkında bile değildi.
Kutunun içinden bir kar küresi çıkmıştı. Ama basit bir küre değildi bu. Özeldi...
''Çınar...'' Şaşkınlığın verdiği boşbulunmuşlukla söylediği tek telime onun adıydı. O kimdi? Çok sevdiği, sevmekten asla vazgeçemeyeceği adamdı.
''Çınar.... Bu çok güzel.''
"Sen... Daha güzelsin."
Yeni bölüm yazılıyor...
Finale adım adım : )
Hala bekleyen, seven, bir avuç insan kaldı belki de.
Çok ara verdim, çok beklettim biliyorum.
Özür diliyorum bunun için, her birinizden, teker teker.
Seviliyorsunuz...