BÖLÜM 18 - KAVGA

2.6K 244 11
                                    

YENİ BÖLÜMÜ SONUNDA YAZABİLDİM. ZOR BİR BÖLÜMDÜ BENİM İÇİN. YAZARKEN ZORLANDIM. 

SESSİZLİĞİNİZİ BOZUP PARMAKLARINIZI ÇALIŞTIRIRSANIZ ÇOK SEVİNİRİM. :)

BÖLÜMÜ YAZARKEN YUKARIDAKİ ŞARKIYI DİNLEDİM. SİZ DE OKURKEN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.

'HER ŞEY SENİNLE GÜZEL' DİYECEK Mİ BİR GÜN ACABA ÇİFTİMİZ?

YORUM VE OY BEKLİYORUM...

YORUM VE OY BEKLİYORUM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hareketli ve son derece eğlenceli geçen beslenme sonrası küçük delikanlı durgunlaşmıştı. Canı sıkılmıştı. Yemeği de biraz fazla kaçırmıştı. Huzursuzlanmaya başlamıştı ve en büyük sorunu annesini özlemiş olmasıydı. Şimdiye kadar neredeyse hiç ayrı kalmamışlardı. Büyümüştü. Biliyordu ama yine de annesini özlüyordu.

Koltukta oturmuş, kara kara düşünürken güzel gözlü kadın yanına ilişti. Küçük delikanlı derin düşüncelerinin arasında sıkışmış, Hayal'in gelişini bile fark etmemişti. Güzel gözlü kadın, kısa bir süre düşünerek durum değerlendirmesi yaptı. Çınar, savaş alanına dönen mutfakla ve bulaşıklarla ilgileniyordu. İşi uzun sürecek gibi görünüyordu. Onur, dokunsan ağlayacak durumdaydı. Babasıyla mutfağın altını üstüne, üstünü altına getirirken nasıl eğlendiğini görmüştü. Yemek yerken yanlarına gelen Obur'a ekmek atarken de oldukça neşeliydi. Obur köpeği küçük parçaları havada kapıyor, çocuk sevinçten havalara uçuyordu.

Şimdi ise önceki halinden eser yoktu. Eh, bir yandan da haklıydı. Elinde oyalanacak bir şey yoktu. Çınar'a mutfağı kendisinin halledebileceğini söylemişti. Hatta ısrar etmişti. Ama adam ''Biz yaptık, ben temizleyeceğim.''diyerek olaya noktayı koyuvermişti. Aklına gelen fikirle gülümsedi. Pekala, Onur'u mutlu etmeyi başarabilirdi. Somurttuğu dudakları, yönü aşağıya düşmüş gibi görünen tombul yanakları tam sıkılmalıktı. Ama bunu yapmadı. Zaten kötü bir başlangıç yaşamışlardı. Araları yeni düzelmiş sayılırdı. Bozmaya niyeti yoktu.

Ani bir kararla elini uzatıp küçük delikanlının saçlarına dokundu. Yumuşak telleri hafifçe okşadı. Uzun saçları yüzüne yakışıyordu. Dikkatini çekmeyi başarmıştı.

''Kitapları sever misin?''diye sordu hevesle. Çocuk kitapları okumayı, roman okumak kadar çok severdi. Geniş bir arşivi vardı. Kitap okumayı seviyorsa işi kolay sayılırdı. Cevabı sabırla bekledi. Küçük delikanlı dudaklarını büzünce gelecek olan olumsuzluğu sezmişti.

''Sevmiyorum. Çok sıkıcılar.''demişti çocuk. Hiddetlenip 'Asla! Asla sıkıcıı değiller.'diyerek karşı çıkmak istedi. Zar zor kendine hakim oldu. Biraz daha büyüyünce kitaplar hakkındaki düşüncelerinin değişmesini umut etti. Üstüne gidip ona kitapları sevdirmeyi düşündü ama şu an kritik bir durumdu. küçük delikanlı üzgündü.

Yanaklarını şişirip boşalttı. Peki, bir fikri daha vardı. işe yaraması için içinden dua etmeye başladı. Tek gözünü kısarak Onur'a yandan bir bakış yolladı.

UÇURUMUN KIYISINDAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin