BÖLÜM 20 - HATIRALAR

2.7K 244 24
                                    

SONUNDA YENİ BÖLÜM YAZABİLMİŞ YAZAN : ) GECİKTİĞİ İÇİN ÜZGÜNÜM. BEKLEYEN HERKESE SONSUZ TEŞEKKÜRLER... HİKAYEDEKİ KİLİT NOKTAYI YAZMAK SANDIĞIMDAN BİRAZCIK DAHA ZOR OLDU OKUYAN DOSTLAR. : )

KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM...

(instagram : nurakyol123)

                                                             ''Günlerin birbirini takip ettiği bir gezegende,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Günlerin birbirini takip ettiği bir gezegende,

Adına dünya dedikleri hapishanede,

Ben olmadan sıkışıp kalacaksın...''

Vedanın geldiği an güneşin tam tepede olduğu, aldatıcı bir ilkbahar günüydü. Yazı karşılayan sıcak hava, normal bir zamanda güzel gözlü kadını deli gibi mutlu ederdi. Sıcağı, çiçekleri severdi. Burası, kendine ait minik dünyası ilkbahar gelince bir başka güzel olurdu. Bu gün hisleri, mutlu olmaktan epey uzaktı. Kalbi sıkıntıyla atıyordu. Yüzünden eksik olmayan tebessümü yoktu. Uyandığından beri gülümseyebilmek için çabalamıştı. İçine oturan hüzün bulutları bir türlü dağılmayınca kendini dışarı atmıştı.

Kulaklığını taktığı telefonunda en sevdiği müziklerden uzun süreli bir çalma listesi oluşturdu. Ne çok hızlı, ne çok yavaş... Müzik zevki tam olarak buydu. Bu sefer kendi başına küçük çaplı bir yürüyüşe çıkmıştı. Son zamanlarda unuttuğu yalnızlığa alışma seanslarından birincisiydi. Aslında... Severdi yalnız olmayı. Böyle nasıl yaşıyorsun denildiği zaman 'Yalnızlığımı seviyorum.'derdi. Çınar hayatının merkezine oturduğundan beri yalnız olmayı unutmuştu. Yalnızlığın keyfini sürmek için bundan daha güzel bir gün daha olamazdı. Kısa ruhunu sıkan her şey kayboldu, uçup gidiverdi. Ritimlere uygun ayak hareketleriyle uzun bir yürüyüş başladı. Yorulana kadar, hatta bir adım atacak hali kalmayana kadar yürüdü. Çeşit çeşit çiçekler topladı. Ağaçların yeşeren yapraklarına bakıp mutlulukla gülümsedi. Aklına Çınar geldiğinde durup soluklandı. Derin bir nefes aldı. Burnuna doluşan çiçek kokuları ruhuna iyi geldi, içini ferahlattı. Yürümeye devam etti. Dönüş yolu gidişine nazaran daha bir sıkıntılı geçti. Elindeki sepeti boyutu küçük olmasına rağmen taşımakta zorlanıyordu. Belki de asıl sorundan kaçmak için sorun edilmeyecek durumlar birden, haddinden fazla can sıkıcı olmaya başlamıştı.

Evinin önüne park edilmiş yabancı otomobili görünce duraksadı. Onur'un babası gelmiş olmalıydı. Etraf sakindi. Kimse yoktu. Evde olabilirlerdi. Sepeti dikkatle yere koyup kapağını açtı. Kitabı yanına aldığı iyi olmuştu. İçeri girip sonra tekrar çıkmak sıkıntı yaratabilirdi. Sepetteki rengarenk çiçeklere bir süre baktı. Zarar vermeden kökünden çıkarıp küçük saksılara yerleştirmek epey zamanını almıştı. Ama sonuç güzel olmuştu. Tam bir görsel şölendi.

UÇURUMUN KIYISINDAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin