YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM. BU BÖLÜM BİRAZ ZORLANARAK YAZDIĞIM BİR BÖLÜMDÜ. YORUMU VE OYU HAK EDEN BİR BÖLÜM OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM. LÜTFEN DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZMAYI UNUTMAYIN. : )
BU BÖLÜMÜ BAĞZILARI - ZATEN KIRILMIŞ BİR KIZSIN DİNLEYEREK YAZDIM. MÜZİK ZEVKİM BİRAZ GARİPTİR. HOŞUNUZA GİDER Mİ, BİLEMEM. DİNLEMEK İSTEYENLER İÇİN EKLEDİM. : )
KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM...
instagram: nurakyol.123
"Ben... Nereden başlasam bilemiyorum Çınar. Hayatım nerede başladı, nasıl bu hale geldi, ne zaman bıraktım, ne zaman tutundum... Bilemiyorum. Yapayalnız kaldığımda yalpaladım sanırım. Yaşamanın bir yolunu buldum. Ona sıkı sıkı sarıldım. Elimden başka bir şey gelmiyordu çünkü. Eskisi gibi değildi. Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Mutlu gibiydim, iyi idare ediyordum. Herkesi de inandırabiliyordum. Senin dışında kalan herkesi...
Her şey bir anda oldu aslında. Ailem vardı. Dört kişiydik... Abim, ben, annem, babam. Babam ve annem lisedeyken birbirlerine aşık olmuşlar. Babam haylaz bir öğrenciymiş, annem ise çok çalışkan. Bilindik bir aşk hikayesi. Birlikte üniversiteye gidebilmek için babam çok çabalamış. Sonunda başarmış da... Üniversite bittikten sonra evlenmişler. Sabır dolu bir düzine yoldan geçtikten sonra, aşkın verdiği güçle, derdi annem anlatırken. Önce abim doğmuş, sonra da ben. Çocuklarını seven, mutluluğu erken bulan, genç yaşta büyük sorumlulukları olan iki bireymişler. Yıllar geçmiş bu şekilde.
Sonra... Aşk bir yerde bitmiş, babam öyle demişti. Bu durum sadece kendisi için geçerliydi. Sadece onun aşkı bitmişti. Annem deliler gibi sevmeye devam ediyordu babamı. Ne zaman başladı ya da hep var mıydı, bilmiyorum. Babamın annemi aldattığını öğrendiğimde ben on iki yaşındaydım. Taşıyamadığım kadar ağır bir sırdı bu. Bir gün okuldan dönerken görmüştüm ikisini. Bir kadın... Esmer, genç, iyi giyinimli, kırmızı rujlu ve mini etekli bir kadın... Babamın arabasına biniyordu. Ön tarafa. Biner binmez babama yapışmıştı. Öpüştüklerini görmüştüm. Babam geri çekilsin diye beklediğimi hatırlıyorum. O bekleyiş hayatımın en zor anıydı.
Abimi de ortak etmiştim bu sırra. Taşıyamadığım kadar ağır olduğu için. Daha küçük olup daha kötü şeyler benim başıma geldiği için hep yakınmışımdır. Abim için hayat kolay olmuştur ya da ben hep öyle gördüm, öyle düşündüm. Abim de en az benim kadar yıkılmıştı. Huzurumuz kalmamıştı. Yine de anneme söyleme kararı alana kadar bir yıl geçmişti. Ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemezsin. Artık baba demeye bile utandığım adam, her sabah annemi öpüyor, ona güzel sözler söylüyor, kalbi sadece ona aitmiş gibi hareket ediyordu. İğrenç olan tek şey ikinci bir kadının oluşuydu. Oradaydı işte. Biz biliyorduk. Ailemize karabasan gibi çökmüştü. Çoğu zaman boğulduğumu hissederdim. Kaldıramazdım. Babama yakıştıramazdım. Çünkü... O yılın sonuna kadar mükemmel bir babaydı. Herkesin sahip olmasını isteyecek kadar mükemmel... Sorunlarımızla yakından ilgilenen, baba değil de arkadaş gibi davranan. Bir yıl içinde en az on kez bir sorunun olup olmadığına dair ciddi konuşmalar yaptık. Babam çocuklarındaki değişimi fark etmişti. Abimle ortak karar almıştık. Ne olursa olsun söylemeyecektik.
Bir yılın sonunda anneme daha fazla dayanamayıp söylediğimiz günü hatırlıyorum. Hiç şaşırmadı. Gözleri doldu sadece. Hiçbir şey söylemedi, yapmadı da. Bir bardak su istedi sadece. Akşam babam eve geç geldi. Büyük bir kavga oldu. Odamızdaydık. Annem uyuduğumuzu düşünüyordu. Abim kulaklarımı tıkadığı için o kavgada söylenenlerin hiçbirini duymadım. Aksini istemezdim de. Kötü şeyler olduğu belliydi. Abim ağlıyordu. İlk kez ağladığını görüyordum.