BÖLÜM 23 - AŞK

2.5K 212 34
                                    

YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM. BU BÖLÜM KIRIK KALPLERE... CEM ADRİAN - HERKES GİDER Mİ DİNLEYEREK YAZDIM. SİZ DE OKURKEN DİNLEYEBİLİRSİNİZ. HERKESİN GİTTİĞİ BİR DÜNYADA TERK EDEN SİZ OLMAYIN VE BENİ YORUMSUZ BIRAKMAYIN. : )

KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM...

instagram: nurakyol123

***

Sevmek acıtır mıydı? Birine karşı duyduğun ilginin getirdiği güzel duygular kanatır mıydı? Sahi, aşk neydi? İnsanın aşık olduğunda neden canı yanardı?

Güzel gözlü kadın incinmekten korkmuştu. Aşkın tehlike dolu bir duygu olduğunu biliyordu. 'Aşkın gözü kördür' sözüne inanıyordu. Çok sevmek gözlere kalın bir perde indiriyor, insanı adeta kör ediyordu.

Kaçmıştı. Duygularından, Çınardan ama en çok aşktan... Yıkıcı bir sele kapılmak acı dolu hayatında en son istediği şeydi. Kaçarken daha büyük kasırgalara doğru koştuğunu tam şu anda, Çınar'ın omzunda ağlarken, fark ediyordu. Hani bazen olur ya, içinden sadece ağlamak gelir, gözyaşlarını durdurmak isterdin de bir türlü beceremezdin. Hayal'in yaşadığı tam olarak buydu.

''İyi ki geldin.''dedi Çınar, kadının sırtına koyduğu eliyle yavaş, yatırıcı bir ritim tutarken. Onu özlemişti. Kokusunu, dokunuşunu, bakışını... Özlemişti işte. Özlemenin tarifi, sınırı olur muydu hiç?

Duygular havuzunda boğulan kalbi konuşmasına izin vermiyordu Hayal'e. Yaptığı tek şey ağlamaktı. Böyle çaresiz görünmek istemediğinden başını gömdüğü yerden de kaldıramıyordu. Çınar bekledi onu. Bu bekleyiş güzeldi. Çünkü yanındaydı beklediği. Öncekiler gibi değildi.

Öyle ne kadar durduklarından emin değildi. Hayal ara ara iç çekmeye devam ediyordu. Yüzünü özlemişti kadının. Yeşilin her tonunu barındıran güzel gözlerine tekrar tekrar bakmak istiyordu. Buradaydı, hala inanmakta güçlük çekiyordu.

Kadının güzel yüzünü iri ellerinin arasına aldı. Farklıydı. O kadar zayıflamıştı ki... Süzülmüştü sanki. Tombik yanakları içe göçmüş, yüzünün rengi gitmişti. Buna rağmen gülümsedi. Kadının ıslak gözlerine baktı.

''Ağlarken çok çirkin oluyorsun. Burnun kıpkırmızı olmuş.''dedi kendisini gülmeye zorlarken.

''Çınar!''

Onu sinirlendirmeyi özlemişti. Kırgınlıkla çatılan ince kaşları, nazlı yüz ifadesiyle birleşince sevimli oluyordu. Güldü. Ölesiye mutluydu. İçinden dolup taşan sevgiyle kadına baktı. Kalbinin gümbürtüsü kulaklarına kadar geliyordu.

Kadının tek elini buldu. Sımsıkı tuttu. Her şeyin güzel bir rüya olmasından korktu. Eğer rüyaysa hiç uyanmamayı isterdi. Her gün yılmadan, yorulmadan, çok severek ve bir gün geleceğinden emin olarak beklemişti. Sabrın karşılığı güzel olmuştu. İnatla beklediği gelmişti. Bir daha gitmesine ne olursa olsun izin vermeyecekti.

Kadının elini bırakmadan yürümeye başladı. Küçük valizi boşta kalan eliyle taşıyordu. Hayal sessizdi. İtiraz etmiyordu. Elini geri çekmeyi kısa bir an düşünmüştü. Sonra hemen vazgeçmişti. Elinin değdiği sıcaklığı, sahiplenme duygusunu sevmişti.

İçeri girdiklerinde onları iki kişi karşıladı. Biri Onur'du. Hayal'i görür görmez sevinçten büyük bir çığlık attı. Ardından boynuna atladı. Öyle sıkı sarıldı ki Hayal birkaç kez öksürüp sıkıştığını ifade etmek zorunda kaldı.

Dükkandaki diğer kişi de uzun süre gözleri takılı kaldı. Genç, alımlı, fazla iyi... Spor giyinimli ve hafif dağınık bir durumda olduğu halde güzel görünüyordu ve... Onur'a benziyordu. İçine doğdu Hayal'in. Belki de hissetmişti o kadın olduğunu. Bu kadar güzel olmasını beklemiyordu. Kıskançlık duygularının kabarmasına engel olamadı. Bir yılda çok şey değişebilirdi. Hiç bunu düşünmemişti. Ya Çınar ve o kadın barıştıysa? Bu ihtimali aklının ucuna dahi getirmek istemiyordu. Kalbi sıkışıyordu. Bir el kalbini sıkmaya başlamıştı.

UÇURUMUN KIYISINDAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin