HERKESE SELAMLAR DOSTLARIM. BİRAZCIK UZUN SÜRDÜ YENİ BÖLÜMÜN GELMESİ. BAYRAMDI, TATİLDİ, GEZMELERDİ DERKEN OKULUMUN OLMADIĞI ZAMANLAR BİLE YOĞUN GEÇİYOR GÜNLERİM... : ))
instagram: nurakyol123 (En aktif kullandığım hesabımdır. Takip edin : )
YORUM VE OY BEKLİYORUM HER ZAMANKİ GİBİ. KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM...
Küçük delikanlı babasının güven veren güçlü kolları arasındayken mutluydu. Bulmuştu onu. İnanamıyordu... Ona sarılıyordu. Gerçekten bulmuştu! Tek haber bile yoktu. Yaşadığına dair bir iz... Umudunu kaybetmek üzereydi. Her yerde aramıştı. Kendi gibi küçük aklının yettiğince vazgeçmemişti. Babası bir anda ortadan kaybolmuştu. Her şeyi olduğu gibi bırakıp gitmişti. Bir gün, iki gün, üç gün... Oyuncak dükkanında ve aynı zamanda babasının yaşadığı yerde beklemişti. Yemeden, içmeden, uyumadan sadece beklemişti. Geri döneceğine, birlikte süsledikleri o büyük, şaşalı kapıdan içeri gireceğine inanıyordu. Eşyalarını yanına almamıştı. Buzdolabında yiyecekleri vardı. Mutfaktaki lavaboda yıkanmamış bulaşıklar duruyordu. Birlikte yaptıkları oyuncaklar aynı yerdeydi. Dönmesi gerekiyordu ama günlerin birbirini kovalar gibi çabucak geçmesine rağmen bir umut ışığı yanmıyordu.
Şimdi ise kollarının arasındaydı. Kokusunu içine çekiyordu. Nasıl da özlemişti.
Yapabildiği tek şey çaresizce babasının telefonunu aramak olmuştu. Her gün yüzlerce kez aramıştı. En çok 'Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor.'diyen kadının iğrenç sesinden nefret etmişti. Ve bir gün o telefon açılmıştı. Karşı taraf konuşmasa da dünyalar onun olmuştu. Sonra kim olduğunu bilmediği biri ortaya çıkmıştı. Kendini tanıtmamıştı. Sadece babasına yardım eden kişi olduğunu biliyordu. Bazen ufacık bilgiler insana dağlar kadar büyük gelebiliyordu. İşte o küçük bilgiler bir evladı babasına kavuşturabiliyordu.
Mutluydu. Babasını kırdığını biliyordu. Kendini affettirmesi zaman alacaktı ama bir daha hiç yanından ayrılmayacaktı.
Çınar oğlundan güçlükle ayrılabilmiş, küçük delikanlının yüzüne sevgisinin tamamını gösterecek şekilde bakmıştı. İri elleriyle oğlunun küçük yüzünü kavramış, ısrarla akan yaşları teninden kazımak istercesine silmişti. Dayanamamıştı. Tüm kızgınlığı, kırgınlığı tek bir kelimeyle uçup gitmişti. Baba olmak buydu belki de... Evladın bir damla gözyaşı sonun olacakmış gibi hissettiriyordu.
''Ağlama. Şşş... Tamam.''diyerek yatıştırmaya çalıştı küçük delikanlıyı. Gözyaşlarının şiddeti azaldığında çocuğun gözleri farklı duygularla parlıyordu. Çınar, onu ilk kez kendisine böyle sıcak bakarken görüyordu. Ne kadar kalbini kırmış olsa da oğlunu seviyordu.
''İyisin. İyisin baba.''
Baba... Sanki bilerek, ısrarla bastıra bastıra böyle hitap ediyordu Çınar'a. Biliyordu. Nasıl ruhunu okşadığını, kalbini hafiflettiğini biliyordu. Çınar amca derdi önceden. Yüreğini dağlardı Çınar'ın, hiç bilmeden...