Bazen insan, bazı şeylerin sonunu bile bile kırılırdı. Ve bende sonunu bile bile kırılmıştım. Benim kuzenim böyleydi. Başkasına karşı çok iyi ama nedense bana karşı tavırları hep böyleydi. Alaycı...Aşağılayıcı. Peki neden? Ben ona ne yapmıştım?
Gözlerimi kapatıp başımı cama yasladım. İnsan bir süre sonra ağlamakta istemiyordu. Yada benim göz yaşlarım tükenmişti. Onun beni sevmesi için ne yapmalıydım? Yada bu küçük oyunlarından vazgeçmesi için? Sanırım bir cevabım yoktu. Kelimelerim toz bulutu olup, uçup gitmişti zihnimden. Tek bir şey kalmıştı aklımda.Ben ona ne yaptım?
Derin bir nefes alıp verdiğimde, farkında olmadan kapattığım gözlerimi de açmıştım. Cama yasladığım kafamı kaldırdığım da evin yakınlarına geldiğimizi görmüştüm. Bir kaç dakika sonra taksi durduğunda parasını ödeyip dışarı çıktım.
Rüzgar, duygularımı hissetmiş gibi şiddetli esmeye başlamıştı. Üstümde ceketim de yoktu. Ellerimi kollarıma sardığımda kapının önüne doğru yürümeye başladım. Kapının önüne geldiğimde kapı hışımla açılmıştı."Neredesin sen? "
Annemin gözleri sinirden kızarmıştı. Sanırım boynunda ki damarın biri de sinirden şişmişti.
"Ben şey..." diye kekelediğim sırada annemin arkasından Merve görünmüştü.
"Teyzem ben sana ne dedim? Matematik kursuna kaldı, neden kızıyorsun ki?"
Annem Merve'yi yok sayarak işaret parmağını suratıma doğru sallamıştı.
"Sakın Yağmur, sakın bir daha olmasın."
Merve, annemin koluna dokunup mutfağa doğru yönlendirmişti. İçeriye girip merdivenlere yönelip odama çıktım. Kapıyı kapatıp, kendimi yatağa bıraktım.
Kalbimin satırları bir bir üzerime düşmüştü. Artık kalbim sayfaları koparılmış bir defter gibiydi. Ne olmuştu bana? Alışkın değil miydim? Güçlü gözüken bedenime ne olmuştu? Kafamın içinde dolaşan simsiyah düşünceleri aklımın en ücra köşesine fırlatıp, sağ gözümden düşen yaşı silmiştim.
Yatağımın sol tarafında bir ağırlık çökmüştü. Yüzümü dönmeden kim olduğunu belli etmişti.
"Yine, yine oyun değil mi?"
"Neden böyle oluyor Merve? Hatam ne? Onu çok sevmek mi?"
"Sadece kendini beğenmiş bir piç o kadar. Dünya kendi etrafında dönüyor ya bütün kibiri bu yüzden."
"Çok mu değersizim? Yada çirkin miyim? Neyim ben Merve? Neyim Allah aşkına söyle! "
Merve ellerini saçlarıma daldırıp oynamaya başladığında, yavaş yavaş zihnim de duruluyordu.
"Şşşş... O seni sevmiyor Yağmur. Lütfen artık anla bunu. Görmüyor musun bu senin canını, duygularını acıtıyor. Kendini kandırmayı bırak artık. Göreceksin günün birinde sevgini hak eden birisi çıkacak karşına... Ama şimdi vakti değil. "
Keşke bazı şeyleri değiştirme fırsatımız olsaydı. O zaman insan bütün her şeyi değiştirme fırsatı, gücü olurdu. Keder de kalmazdı. Yada kalbim paramparça olmazdı. Belki de...Bu kadar çok içim acımazdı. Depremler, fırtınalar kopmazdı içimde...Keşke her şeyi değiştirme fırsatımız olsaydı.
"Şimdi ne yapmalıyım Merve? Ondan vazgeçmeli miyim?"
Merve gözlerini yumup bir kaç dakika bekledi. Derin nefes alıp verdiğinde gözlerini de açmıştı.
"Hayır. Ona haddini bildireceksin! Çık artık trip kolik tavırlarından! Bu ne be! İki dakika da içim bayıldı. Kızım sen niye koşuyorsun peşinden? Bırak it gibi o koşsun. Onun peşini bırak ki ne kadar değerli olduğunu görsün."
Aslında mantıklıydı. Ben niye koşuyorum ki?
Hızlıca yataktan doğrulup sağ elimi yumruk yaptım. Merve de aynısını yapıp, aynı anda tokuşturmuştuk."Yumrukların gücü adına! YağMer geliyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANYAK KUZENİM (Düzenleniyor)
Novela JuvenilBir film olsa aklımdan geçenler... Kesinlikle "Rüzgar'ın Yolu " olurdu. O yolların sonu hep bana çıkardı. O benimdi! Ve benim olana kadar da savaşacaktım! Çünkü Yağmur olmak bunu gerektirirdi. İmkansızın peşinde koşmak, aptal gibi davranmak yada...