🔫 SG-33 Yarışma 🔫

6.7K 486 189
                                    

Merhaba arkadaşlar kısa bir hikaye yayınladım. Bakarsanız çok sevinirim. Bir de oy ve yorum yapmayı untmayın rekor oy ve yorum istiyorum yaparsınız siz güveniyorum size. Çok seviyorum sizleri ❤❤❤❤❤❤

Ağabeyim, Araf ve beni alıp konferans salonundan çıktı.

"Araf, sen gidip yeni gelen öğretmenlerle ilgilen " deyip beni çekiştirerek bahçeye çıkardı.

"Bana bu Pars ve Tuğçe'nin, senin arkadaşların olduğunu söyleme "gözlerimi kaçırıp

"Tamam söylemem" elini anlına vurup

"Ne yapacaksın peki? Görevi açığa çıkartıp seni tehlikeye atabilirler." Ağabeyime gülümseyip

"Merak etme sen, ben konuştum, kimseye bir şey diyemezler." Aklına bir şey gelmiş gibi bir anda

"İyi misin peki?" Yüzümde büyük bir tebessüm doğdu.

"Aslında, ilk gördüğüm de kötü hissettim ama Araf sayesinde toparlıyı verdim hemencecik " gülümseyip

"Hım, öyle mi? Buna sanırım Araf etkisi deniyor." Kızardığımı hissettiğimde hemen toparlayıp lafı değiştirdim.

"Zaten pekte bir önemi yok. İki gün sonra görev bitiyor." Seviniyordum bu görevin bitmesine çünkü bütün gerçekler ortaya çıkacaktı.

"Harika, o zaman kendine dikkat et, benim derse girmem gerek, eğer bir şey olursa direk yanıma gel." Sanırım bir ağebeyin olması hiçte kötü değil. Kafamı sallayıp gitmesini izledim. Bende derse katılıp biran önce bu günün bitmesini diledim.

✴✴✴✴✴✴✴✴✴✴✴

Neyse ki sorunsuz bir şekilde okul bitmiş ve sorunsuz bir şekilde okuldan çıkmayı umuyordum. Bahçeye çıktığımızda çocuklarla vedalaştım ve okulun kapısından çıktım.

"AYÇA " adım bu gün bilmem kaçıncı kez seslenirken, yavaşça arkamı döndüm. Parstı, kucağındaki bebeği ile, yanıma gelip

"Eğer vaktin varsa, biraz konuşabilir miyiz?" Deyip gözlerimin içine bakmaya başladı.

"Aslına bakarsan, konuşacak bir şeyimiz olduğunu sanmıyorum Pars, sadece lisede arkadaştık o kadar, şimdi ise hiçbir şeyimsin, lütfen yapmam gereken şeyler var beni rahat bırak " arkamı dönecekken

"Arkadaş değil, dosttuz biz ve sanırım baya birikmiş bir dosya var önümüzde gibi ha?" Ne yaparsam peşimi bırakmayacağını bildiğim için önden gidip

"Tamam şurada bir kafe olacaktı, oraya gidelim ve daha sonra birbirimizi görmeyelim olur mu?" Yüzünü görmediğim için ne tepki verdiğini göremedim ama

"Tamam" deyip hızla yanıma geldi ve yanımda yürümeye başladı. Kafamı diğer tarafa çevirip kafeden içeri girdim ve en arkaya doğru giderek oturdum. O da karşıma gelerek oturdu ve bebeği koltuğa yerleştirdi. Bir garson yanımıza geldiğinde

"Ne alırsınız efendim?" Deyip elindeki kağıt ve kalemi yazmak için hazırladı.

"Ben bir şey istemiyorum, zaten fazla da zamanım yok dediğim gibi" Pars bana şöyle bir bakıp garsona döndü.

"O zaman biz bir çikolatalı pasta, iki tane de çilekli ve içecek olarakta iki kola, bir tane de meyve suyu alalım" deyip garsonu gönderdi. Sakince durup elimi ritimle masaya vurdum.

"E, anlatta gideyim artık" 'e'leri uzatarak söyleyip, sesli bir nefes bıraktım.

"Her şeyi biliyorum Ayça, Atakan bana anlattı, düğün günümde, Tuğçe'yi çok seviyorum ve ne yaşadığını anlayabiliyorum, bende Atakan ve Tuğçe için böyle hissetmiştim. Biliyorum zor dönemlerden geçtin ama aradan çok zaman geçti, artık üzerini çizip unutmak gerekir. Biliyorum sen beni sevmiyorsun şuan, sadece Tuğçe güvenini kırdığı için böylesin. O yüzden, bana ve oğluma kızma ve Tuğçe'nin Özür dilemesine müsaade et. O zaman daha iyi hissedeceksin, sen zaten beni çoktan kafanda bitirmişsin, bu çok belli, sadece Tuğçe'nin yaralarını sarmaya ihtiyacın var." Çoğu doğruydu. Sadece Tuğçe'ye olan kızgınlığımı diğerlerinden de çıkarıyordum. Ve Pars'a olan duygularım hepsi yok olmuştu dediği gibi, sadece eski bir arkadaştı benim için

SADECE GÖREVDEN  #DÜZENLENİYOR  🔫FİNAL🔫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin