Sabahın ilk ışıklarıyla, Araf gözlerini açarken gördüğü ilk şey beyaz bir tavan olmuştu, nerede olduğunu algılamaya çalışırken gözlerini tavandan çekip ağzının üstünde ağırlık yapan şeye odaklandı ve onun Oksijen maskesi olduğunu gördü. Maskeyi ağzından çekerken dün olanlar tek tek aklına gelmeye başlamıştı. Karabiber alerjisi neredeyse öldürüyordu kendisini. Derin bir nefes alıp kafasını yastıktan kaldırıp sağa tarafa dönmeye yeltendiğinde Ayça'nın kanepenin üzerinde uyuduğu gördü ve şaşkınca ona baktı.
Ayça üzerinde olan bakışıntan rahatsız olarak kıpırdanıp yavaşça gözlerini açtı ve gördügu ilk şey Araf'ın şaşkın yüzü oldu. Gözleri ile olduğu yeri tarayıp hızlıca yattığı kanepeden doğrulup oturma pozisyonuna geçti.
"Uyanmışsınız!" Araf kafasını sallarken odada başka birinin olup olmadığını baktı.
"Babam, o nerede? Ve sen niye hala buradasın?"Ayça, Araf'ın gözlerinin içine bakarak
"Uyanana kadar yanınızda kalmak istedim çünkü öfkeyle kalkmanızdan korktum." Araf, Ayça'nın ne demek istediğini anlamıştı.
"Öfkeyle kalkmadım yani şimdi gidebilirsin!" Ayça kafasını olumsuzca sallayıp
"Öncelikle sizi tek başınıza bırakamam... ve özür dilerim, karabiberi bilerek koydum ama alerjiniz olduğunu bilmiyordum. Ne ceza verirseniz çekerim ama lütfen okuldan göndermeyin beni" Araf, Ayça'nın doğruları söylemesini beklemiyordu. İfadesiz yüzünü takınıp Ayça'ya bakmayarak
"Bende ö..ö..ö..zür di..di..di..lerim" Ayça şaşkınca
"NE?" Diye bağırınca, Araf yine
"özür dilerim" dedi. Ayça bunu duymuştu ama bir kez daha duymak istiyordu. Duymamış gibi yaparak
"Ağzınızın icinde ne geveliyorsunuz, sizi duymuyorum!" Ayça'ya dönerek sesini yükseltti.
"ÖZÜR DİLERIM, Oldu mu?" Ayça kafasını sallayıp
"Oldu ama niçin özür diliyorsunuz?" Açıkçası Ayça böyle bir özür beklemediği için merakla Araf'ı dinlemeye koyulmuştu.
"Dün, sana temizlik yaptırmamalıydım! Seni yaraladığımı gördüğümde sesimi çıkaramadım. Çünkü hatamı biliyordum ve seni durdurmadım bu yüzden. Söylediğin kelimeler doğruydu ama uzun zamandır kimsenin söyleyemediği şeyleri sen söyleyince ve bunlar doğru olunca hazmedemedim. " ikisi de sessizliğe gömülürken ne diyeceklerini bilmiyorladı. Onlar susarken kurtarıcı bir ses duyulmuştu. Telefon zil sesi, ikisininde telefonları çalarken hızlıca bu konuşmadan kaçmak için bahane sıralayarak telefonlarını cevapladılar.
"Nerdesin sen? Hala hastanede olduğunu söyleme bana! İbrahim amir bu gün bizimle beraber seni izlemeye gelecekmiş, hemen çık ordan ve okula git!" Ayça ayağa kalkıp Araf'a döndü ve
"Gitmek zorundayım!"diyerek hızla odadan çıktı. Araf ise telefonda Büşra ile konuşmaya çalışıyordu.
"Beni dinleyecek misin? Yoksa telefonu kapatayım mı? Hastanedeyim Büşra, alerjim tetikledi ve ilacım kalmamıştı. Beni hastaneye kaldırmışlar. Babamın heberi olmadığını düşünüyorum. Ona haber verme! Korkulacak bir şeyim yok." Hepsini hızlı hızlı söyleyip Büşra'ya konuşma fırsatı vermemişti.
"Hangi hastanedesin! Bana söyle hemen geliyorum." Araf, Büşra'nın peşini bırakmayacağını bildiği için adresi verip konuşmayı sonlandırdı.
Ayça hastaneden coktan çıkmış bir taksiye atlayarak okulun yolunu tutmuştu. Tek temellisi İbrahim amir'den önce okulda olmaktı. Taksici görmeden kamerası ve dinleme cihazını aktif hale getirip okulun kapısında indi. Etrafa bakınıp okulun yarısından fazlasının okul bahçesinde derslerin başlamasını beklerken konuştuklarını gördü. Onları unursamayıp okul binasına girdi ve kamerayı kapatarak kızlar tuvaletine girip ondan başkası var mı diye baktı! Bir kişinin tuvaletten çıktığını görünce bozuntuya veremeden önüne döndü ve saçlarından neredeyse düşecek olan tokayı alıp sıkı bir at kuyruğu topladı ve bu sırada kızda tuvaletten ayrıldı. Yüzünü yıkayarak tuvaletin kapısını kilitleyip dinleyici sayesinde Ali ile iletişime geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE GÖREVDEN #DÜZENLENİYOR 🔫FİNAL🔫
حركة (أكشن)DÜZENLENECEK 4.bölüme kadar düzenlendi. 5.bölüme geçtiğinde bağımsız gelebilir Aksiyon #1. 17.04.2017 Mizah #34. 19.12.2017 Unutmak etiketi ile 1. 24.05.2018 Cadı ve canavarın hikayesi: Karanlıkta yaşayan biri için Aydınlık ne kadar yakın olabilir...