d o i s

16.8K 583 443
                                    

Başım o kadar çok ağrıyor ki anlatamam. Saat kaç bileniniz var mı?

07:13
Sikeyim! Mendes spora gitmeden önce ona bir şeyler ayarlamam ve de daha sonra stüdyoya geçmem gerek.
Aceleyle odamdan çıktım.

Hemen mutfağa koşup pankek yapmaya karar verdim. Buzdolabından portakal suyunu ılınması için çıkardıktan sonra pankek için gerekli malzemeleri ayarladım.

Pankekleri pişiriyorken tabakları hazırlayıp tezgaha koydum. Pankekler piştikten sonra birkaç meyveyi kesip süsledim birazda yulaf ezmesi koyup masaya yerleştirdim. Harika bir kahvaltı sayılabilirdi. Kullandıklarımı bulaşık makinesine yerleştirirken feci bir şekilde hapşırdım.

"Salak Ivy. Salak Ivy. Salak Ivy."

"Sana da günaydın salak Ivy." neden sürekli arkamda beliriyordu? Bu kadar kocaman bir insan nasıl bu kadar sessiz hareket ediyordu? Bence sorulması gereken ilk soru buydu.

"Günaydın." dedikten sonra masada karşısına oturdum.

Pankekini daha yutmadan lafa girdi;

"Akşam kanepede uyuya kalmışsın ama ev harika olmuş. Teşekkür ederim." onu başımla onaylarken.

"Beni odama taşıyan siz misiniz? Yani şey odamda uyandımda ondan diyorum."

"Evde sadece ikimiz yaşadığına göre. Elbette seni odana ben taşıdım."

"Teşekkür ederim." dedikten sonra koca bir yudum portakal suyumdan içtim. O kalkınca bende hemen arkasından kalkıp bulaşıkları yerleştirdim.

Odama gidip üstümü değiştirdikten sonra salona geldiğimde beni bekliyordu.

"Hadi gidelim."

"Gerek yok. Metroyu kullanarak stüdyoya gidebilirim. Ya da Andrew'u da arayabilirim. Siz sporunuza geç kalmayın."

"Spora giderken seni bırakayım işte. Boşuna metroya para falan verme. Ve de stüdyoya geç kalma. Ben gelmeden önce her şeyi ayarlarsan sevinirim."

"Peki. O zaman siz önden çıkın bende kapıyı kilitleyip geliyorum." dediğimde onaylarcasına başını sallayıp ayaklandı. Yanımdan geçerken kokusunu içime çekebilmiştim. Bu onun çıkarmış olduğu parfümdü. Ve harika kokuyordu.

Arabaya bindiğimizde sessiz ve garip bir ortam vardı. Genelde geveze bir insan olmama rağmen Mendes ile ne konuşabilirdim bilmiyorum. O da bu garipliği fark etmiş olacak ki radyoyu açtı.

One don't pick up the phone
You know he's only calling cause he's drunk and alone

Elimde değildi. Dua Lipa son zamanlarda en sevdiğim sanatçıydı. Ve bu şarkıya eşlik etmeliydim. Hafifçe mırıldanmaya başladım.

"Aman tanrım Ivy ellerine hakim ol yolu göremiyorum." dediğinde elimi kolumu sallayarak dans ettiğimi fark ettim. Oysa gülmekle meşguldü.

"Özür dilerim." dedikten sonra utanarak kemerimi tuttum. Ama bu seferde o beni taklit ederek dans etmeye başladı.

Three don't be his friend
You know you're gonna wake up in his bed in the morning
And if you're under him, you ain't getting over him

"Ellerimi böyle mi sallamalıyım?" dediğinde istemsizce kahkaha atarak;

"Hayır şöyle sallamalısınız." diyerek hareketi ona gösterdim. Tam da bu esnada feci derecede yüksek sesle hapşırdım. Gerçekten korkutucuydu. Aferin Ivy yaz mevsiminde hasta oluyordun işte.

asistan | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin