c i n q ü e n t a c i n c o

6.1K 281 52
                                    

"Annenin saçı mı pembe bana mı öyle geliyor?"

"Demek ki rüya gören tek ben değilmişim." dedim. Havaalanından bizi almaya gelen annem karşımızda dikiliyordu. Pembe saçlarıyla. Annem değişiklikleri severdi. Ancak bu bir öğretmen için biraz sert bir değişimdi sanki.

"Ivory! Shawn!" diye sevinçle şakırken kollarını açarak ikimize birden sarıldı.

"Aman tanrım anne seni çok özlemişim."

"Ah, bende tatlım."

"Shawn tatlım hoşgeldin."

"Hoşbulduk efendim." hanımevladı.

"Bana sadece Layla demen yeterli."

"Peki Layla."

Annem arabayı kullanıyordu. Bu da demekti ki yan koltuğu birimiz kapmalıydık. O benim annemdi onun yanına oturacak kişi elbette bendim.

Arkada oturuyordum. Tam ortada. Shawn'ın belime yerleştirdiği seyahat boy yastıkla beraber kemer beni sıkıyordu. Ancak itiraz etmek ne mümkündü! Annemin saçlarını gördükten sonra beni öne oturtmamıştı. Bu da yetmemizmiş gibi belime yastık yerleştirmiş bir yandan da kendi kolunu kırma pahasına kolunu arkaya verip elimi tutuyordu.

Tanrım harika bir baba olacaktı.

Eve geldiğimizde kendimi eve gelmiş gibi hissettim. Çünkü eve geldiğinizde kendinizi böyle hissederdiniz. Eve gelmiş gibi. Evet saçmalıyorum. Her neyse.

Evin alt katındaki barın garsonu Lauren çöp atıyorken beni görünce;

"Aman Tanrım gidişin kısa sürdü. Özleyemedik bile seni." dediğinde yanına giderek kollarımı açtım ve;

"Kes sesini koca kafa Lau." dedim. Kulağıma eğilerek;

"Bir ara bara in. Bendensin."
Lauren beni içki denen illetle tanıştıran kişi. Aramızda beş yaş gibi bir fark vardı. Bu da bizi hem abla-kardeş hemde sıkı bir dost yapıyordu. Ancak onu duyan Shawn;

"Uzun yoldak geldik. Daha sonra özlem giderirsiniz. Memnun oldum Lauren, Shawn." dedi ve elini sıktıktan sonra tekrar bavulları kavradı. Daha önce resmi olarak tanışmamışlardı. Beraber apartmana girdik. Son katta oturuyorduk ve apartmanımızın bir asansörü yoktu. Klasik tarz apartmanlardandı.

Kulağıma eğilip;

"Bavulları taşıdıktan sonra seni de yukarı taşıyabilirim. Yorulmanı istemem."

"Saçmalama. Ben burada 16 yıl boyunca yaşadım. Sorun olmaz benim için. Hem annem anlayacak sus." cevap vermesine izin vermeden annemin peşi sıra merdivenleri tırmanmaya başladım. Dairemizin kapısına geldiğimde yine o eski özlemi hissettim.

Annem kapıyı açacakken arka cebimden anahtarı çıkararak ondan önce davrandım. İçeri girdiğimde her şey aynıydı. Her yerde resim çalışmaları. Öğrencilerinin çalışmalarına çok önem verirdi. Beğendiklerini her daim saklar ya da evin bir duvarında sergilerdi.

"Evet Shawn. Evimiz küçük ancak iki kişi olduğumuz için bize yetiyor."

"Evinizi çok beğendim Bayan Polinsk- Layla. Hem zaten ilk gelişim değil." derken eline babamla birlikte çekildiğimiz fotoğrafı aldı.

"Çok sevimliymişsin."

"Teşekkürler." dedim fotoğrafa özlemle bakarak. Alışmış olsamda zordu işte. O burnun direği sızlayacaktı illa. Bunu hissetmiş olmalı ki bana sarılarak;

"Oğlumuz olursa babanın ismini vermemize ne dersin?"

"Sen harika bir insansın derim." dedikten sonra ondan ayrılıp odama koşturdum ve her zamanki gibi ortadaki sehpaya dizimi çarptım. Annem;

asistan | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin