asistan | sm

d e z o i t o

İki hafta olmuştu. İki koca hafta. Sen ne istersen o yeter ki gitme demişti ancak istediğim şeyi söyleyememiştim. Diyememiştim ki, unutmak istemiyorum, benim için anlamı vardı. Seni seviyorum safsak kafalı.

Albüm çalışmalarına başladığını biliyordum. Bu aralar evden çok stüdyodaydı. Bende evde tek olduğum için sabahtan akşama kadar sadece çizgi film izliyordum. Evet çizgi film.

Anahtar sesi geldiğinde geldiğini anladım. Çikolatalı sütümü sehpaya koyarken;

"Salondayım!" diye bağırdım. İçeri giren bir adet Ed Sheeran beklemiyordum elbette.

"Ed?" dedim heyecanla ve kalkıp üzerimi toplamaya çalıştım.

"Oh, hey merhaba."

"Merhaba." dediğinde holden biri adımı seslenmişti. Ed'i orada bırakmak istemesemde hızla hole gidip elleri dolu Shawn'a baktım.

"Biraz abur cubur aldım nasıl? İyi etmişim ama değil mi?" heyecanla elindeki poşetleri alarak;

"Nereden çıktı bu?"

"Sabah tuvalette ped gördüm. Regl olmuşsun. Aaliyah abur cubur yemeyi tercih ediyor böyle zamanlarda. Sana da almak istedim."

"Çok naziksin ama marketi satın almana gerek yoktu Mendes." mutfak masasına koyduğum poşetlerin içinde nugalı kramelli bir çikolata çıkardım ve salona geri koştum.

"Tanrım! Nasıl unuturum evimizde Ed Sheeran var!" bağırarak söylemem sonrasında tepinmeye başladım.

"Evinde yani pardon." diye kendimi düzelttim. Shawn gülerek koltuğa oturduğunda;

"Yine mi Adventure Time?"

"Sana Ed diyebilir miyim?" Ed Sjeeran varken Shawn'ı takacak değildim elbette.

"Elbette diyebilirsin ancak ben sana nasıl seslenmeliyim?"

"Ivy! Yani şey Ivory ama sen Ivy diyebilirsin."

***

Yeryüzüne inmiş bir ünlü olduğu kesindi. Ona sen dememe bir şey demiyor, benimle eğleniyor ve şakalaşıyordu. Ed Sheeran ile resmen arkadaş olmuştum.

"-daha sonra işler sarpa sardı tabii. Ancak Taylor bu sektördeki favori insanlarımdan biridir." elindeki biradan bir yudum daha aldıktan sonra sehpaya bıraktı. Bense gülmekten ağrıyan çene kaslarımla birlikte içtiklerime dikkat etmeye çalışıyordum.
Tekrar bir kaza yaşansın istemezdik değil mi? İstemezdik. İsterdik. İstemezdik. Belki biraz isteyebilirdik ama istememeliydik.

"Ivory? Misafirimiz gidiyor." dalmış olduğumu fark edip koltuktan kalktım ve Ed'in koluna yapışarak;

"Seninle tanışacağımı bilseydim daha önceden asistanı olurdum." kıkırdayarak;

"Ben de senin gibi olacağını bilsem hemen işe bir asistan alırdım." gülümseyerek gövdesine sokuldum. O da kollarını bana sararak sarıldı. Shawn ile vedalaştıktan sonra fark ettim ki;

"Yüce Ed Sheeran! Bunun şerefine içmeliyim!" dedim dans ederek. Bana gülerek bakam Shawn koltuğa yerleşti ve;

"İn sehpadan düşeceksin." dedi. Ona dil çıkarıp popomu döndüm ve bu akşam yaşananların şerefine dans etmeme devam ettim. Ayağım sehpadaki biraya çarpınca yere düşen boş bira şişesi kırılmıştı. Beni alkışlayan Shawn;

"Aferin-" dedi ben sehpadan inecekken bana elini uzatıp;

"-dikkat et ayağına cam batmasın." dedi. Gözlerimi devirdim.