t r i n t a t r ê s

9K 334 152
                                    

Cringe bir bölüm. #iregret.

-2 ay sonra-

"Shawn yolu şaşırdın." dedim ona dönerek. Oysa direksiyona daha sıkı tutunarak sola kırdı ve zengin bir muhite giriş yapmamızı sağladı.

"Yoo. Evimize gidiyorum işte aşkım." dediğinde önünde durduğumuz eve baktım. Tahmin ettiğim şey değildi değil mi?

"Saçmalama!"

"Sevgilim saç taranır zaten." dediğinde omzuna yumruk atmıştım.
Arabayı durdurdu ve indi. Bende peşinden indim.

"Daha kendi kiraladığım evin kontratı duruyor." dedim sinirli ve mahcup sesimle.

"Kızma ama," dedi ve bana arkamdan sarılıp boynuma bir öpücük kondurdu. Boynumun hassas olduğun ve bunun beni etkilediğini biliyordu. İstemsizce gözlerimi kapadım. Oysa minik minik daha fazla öpücükler kondurmaya başladı.

"ben senin kontratı iptal ettirdim." gözlerimi açıp ona döndüm ve;

"Ne?" dedim. Ne ara yapmıştı bu kadar şeyi?

"Biz Fransada'yken aklıma geldi ve, birlikte yaşamamız gerektiğini düşündüm. Asistan patron olarak değil. İki sevgili olarak." dedi ve devam etti;

"Evin içi daha boş. Birlikte dekore edelim istiyorum." elimden tutarak kapıya yönlendirdi. Cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdik.

"Shawn bu ev bizim için büyük değil mi?" dedim. Apartman dairelerinde büyüyen birisi için büyük bir evdi.

"Daha içi boş ama. Birde ileride bu evde daha fazla insan olacağına eminim." dedi bana göz kırparak. Poposunu avuçladım ve;

"Hizmetçi iyi fikir Mendes." dedim sanki ne demek istediğini anlamazmış gibi. Daha sonra hızlı adımlarla ondan uzaklaştım. Arkamdan gelirken;

"Gel buraya ödeşeceğiz!" dedi ve beni kovalamaya başladı. Koşarak merdivenleri tırmanmaya başladım. İlk girdiğim oda banyoydu. Kabinin içine girdiğim esnada o da banyoya girmişti bile.

"Oyun mu istiyorsun Polinski?"

"Bilemiyorum Mendes." dediğimde duşakabine girdi ve beni kendisiyle duvarın arasına sıkıştırdı. Ellerini belime yerleştirdikten sonra beni hafifçe duvardan uzaklaştırdı. Daha sonraysa elleri popomda kendine yer edindi.

"Ödeştin hadi." dedim gülerek. Ama o benim ona gülmeme oldukça hınzır bir gülümsemeyle karşılık verdi ve;

"Tatmin olmadım ben galiba. Dur bakayım. Dudağında bir şey var."

"Ne va-" dememe kalmadan dudaklarını dudaklarımla birleştirdi. Buna zaten dünden razı oluşumla beraber dudaklarımı araladım ve dilinin dilimle buluşmasına izin verdim. Hafif bir şekilde dudağını ısırdığımda hırladı. Bu beni güldürmüştü. Bacaklarımı beline dolarken elimle arkamda duran musluklardan destek alıyordum.

Musluklardan biri yanlışlıkla açılmıştı. Tepemizden aşağı akan su durmamıza engel değildi. Ondan uzaklaştım ve boynuna öpücükler kondururken o da tek elini tişörtümde n içeri sokarak belimde gezdirmeye koyuldu.

"Shawn..." dedim sessizce eli sütyenimin kopçasındayken.

"Seni özledim." dedi. Haklıydı. Bende onu özlemiştim. Japonya'da çıkmaya başlamamızdan beri sadece öpüşebliyorduk. O da kamusal alanlardan ziyade baş başayken kaldığımızda oluyordu. Genelde yalnız kalamamızdan dolayı birbirimize askerlik arkadaşı gibi davranıyorduk. Bunda ilişkimizi tüm dünyaya söylemememizde vardı tabi.

"Ben hemen buradayım Mendes." dedim gömleğinin düğmelerini iliklerinden ayırırken. Kendini bana bırakmış sadece ellerimi izliyordu.

Gömleğinden kurtulduktan sonra beni kucağından indirdi ve benim hırkamı üzerimden çıkardı. Pantolonlarımızdan kurtulacakken zeminin ıslak olmasından dolayı düşüyordum. Kolumdan tutarak;

"Sakin ol bebeğim." dedi ve dudaklarıma yaklaştı. Yaklaşırken;

"Morlukların olsun istemeyiz değil mi? Olacaksa da düşmenden dolayı olmasın." dedi. Daha sonraysa omuzlarımdan tutarak beni hafifçe yere indirdi. Kendisi de benim gibi yere çöküyordu. Yere oturduğumda ellerini yere koyup yerden destek aldı ve dudaklarıma bir kere daha dudaklarını bahşetti. Gösterip vermiyordu resmen. Saçından tutup çekiştirdim. Bu onun inlemesine sebep olmuştu.

"Beni delirtiyorsun Mendes. Kıvranmama izin verme." dediğimde kahkaha attı ve üzerime eğildi. Eğilmesiyle beraber sırtımın ıslak ve bir o kadar da soğuk zeminle buluşması bir oldu.

Ellerimi sırtında gezdirdim.

"Tırnaklarınla bırakabileceğin en güzel izi bırak olur mu? Senden hatıra olsun." demesine kalmadan aniden içime girmesiyle(aq bu ne iğrenç bi tabir ama aklıma diycek başka bir şey gelmiyo) tırnaklarımı sırtına saplamıştım. Bir süre aynı pozisyonda gidiyorken onu ittirerek üste ben geçtim dudaklarına eğildim. Eğilmemle beraber elleri kalçamda tekrar kendine yer bulmuştu. Ben onu nasıl bir hışımla öpersem o da kalçamı o hışımla sıkıyordu.

Üst dudağımı ısırınca inlememe engel olamadım. Tanrım su hala açıktı. Ellerimi karın kaslarına dayadım ve oralarda gezdirmeye koyuldum.

Düzenli bir ritimle devam ediyorken Shawn benden ayrılıp;

"Biliyorsun kondom kullanmadık ve geliyor." dediğinde kadınlık organımı onun erkeklik organından ayırdım.

Kalçamdan belime. Sırtıma ve oradan da omzuma. Saçlarımı alıp bir kenara koydu ve boynumdan öptü.

"Tadına doyamadım hanımefendi. Otele gitmeliyiz o yüzden." bu evde daha eşya yoktu. Alana kadar da otelde kalmamız gerekecekti anlaşılan.

Shawn ıslak pantolonunu giydi ve;

"Bekle beni." dedi. Biraz sonra kuru ve yeni kıyafetlerle gelmişti.

Bavulunu fazla kurcalamak istemedim." dedi bana kıyafetlerimi uzatırken. Bir yandan da boxerını giyiyorken. Verdiği iç çamaşırlarına baktım. Dantelli ve siyah. Bavulun en altında olduklarına emindim.

"Sana siyah yakışıyor. Tabi üstündekilerin yere daha çok yakışacağından eminim." dedi. Tanrıya şükür ki utanınca kızaran insanlardan değildim.

Otele gidiyorken bir marketin önünde durdu ve;

"Geliyorum hemen. Bir isteğin var mı?" yok dercesine başımı salladım. Yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra arabadan indi. Radyoyu açmıştım ve bilin bakalım hangi şarkı çıktı.

The Weeknd-Earned It

Gülmeme hakim olamadım. Yan tarafımdaki boşluk geri dolduğunda önce neye güldüğüme anlam veremese de sonradan o da anlamış ve gülmüştü. Elime tutuşturduğu poşete baktım. Hafifti. Elimi içine daldırdım. Elime gelen kutuyu poşetten çıkardığımda gözlerim irileşmişti. Arabayı hızla sürerken;

"Seni biraz yoracağım ama." dedi. Kondom paketi tutuyordum. Kondom. Tamam bu sefer yanaklarım kızarmış olabilirdi. Ancak yine de tüm cesaretimi topladım ve;

"Yorulan sen olma da Mendes." dedim. Gaza biraz daha basarken;

"Göreceğiz bebeğim." dedi.

asistan | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin