n o v e

10.6K 476 50
                                    


Daha önce birçok kez konsere gitmiştim ancak ilk defa sahnenin arkasındaydım. Üstelik bu iş görünenden daha zordu. Herkes bir yana koşturuyor, sesleri, müzik aletlerini kontrol ediyordu. En çok etrafıyla ilgilenen kişi belliydi. Shawn. Kanada'dan dönmüştü. Sesinin yumuşaması için bitki çayı içiyor, ve diğer çocuklarla repertuar hakkında konuşuyordu.

Andrew ve ben ise sosyal medya işleriyle ilgileniyorduk. Andrew elime telefonunu vererek;

"Ben şu demeci yayınlarken sende Shawn'ın fotoğrafını çek. İnstagramda yayınla." tamam diyerek onu onayladım. Andrew Shawn'ın kişisel instagram hesabını kullanabiliyordu. Bu hoştu. Birbirlerine gerçekten güveniyorlardı. Shawn ve diğerlerine;

"Peynir deyin." dedim ve hepsi bana döndü. Harika bir fotoğraf olmuştu. Hemen yüklemiştim. Daha sonra ön kamerayı açıp selfie çekilmeye karar vermiştim.

"Tekrar peynir deyin." dedim ve fotoğrafı çektim. Yüzüm güzel çıkmamıştı.

"Hey durun bir kere daha- nereye gidiyorsunuz?"

"Beni bekleyen hayranlarım var Ivy." dedi ve gitarını sırtına çevirerek sahneye çıktı. Tanrım şu çığlıklar. Cidden kızlar ses telleriniz mefta olacak biraz dikkat edin kendinize.

Harika bir şekilde şarkı söylüyordu. Sesi melek gibiydi. Şimdi fark ettim de eğer bende seyircilerin olduğu yerde olsaydım kesinlikle bende bağırırdım. Biz kızlar duygularımıza hakim olamıyoruz ne yapabiliriz?

Konser bitmişti. Herkes toparlanıyordu. Shawn kendisi için hazırlanmış duşa girmişti. Bende çıkınca giyeceği kıyafetlerini ayarlıyordum. Kıyafetleri ayarladıktan sonra kapıda dikilmeye başladım. Önümde bir kol belirdi ve;

"Pantolon lütfen." pantolonunu ona uzattım. Biraz sonra gövdesi çıplak bir Shawn Mendes çıkmıştı.

"Gömleğimi alabilir miyim?" dediğinde ona gömleğini uzattım. O düğmeleri iliklerken saçlarının suyu akıyordu. Duşa girip en az ıslak olan havluyu elime aldım.

"Eğil." dememle ilk başta anlam veremese de beni ikiletmeden eğildi. Saçlarının suyunu alıyorken bir yandan da konuşuyordum;

"Bana para ödüyor olduğun hastayken seninle ilgileneceğim anlamına gelmiyor Mendes. Beni uğraştırma."

"Önemli değil. Hasta olmam."

"Bal gibi de olursun. Sesin senin için önemli değil galiba." dedikten sonra havluyu duşa geri fırlattım.

O önden ben arkasından arabaya gidiyorduk. M&G yapmayacaktı. Direkt olarak eve gidebilirdik.

Eve gelir gelmez mutfağa geçtim. İkimizde yorgunduk çabucak pişecek bir şeyler çok iyi olurdu. Dolaptan tencereyi alıyorken elinde telefonla gelen Shawn;

"Hey, dur! Yemekler benden. Sen sadecr telefonu tut." diyerek telefonu elime tutuşturdu. Instagramdan canlı yayın yapıyordu. Mutfak dolaplarını tek tek açıp kaparken bir yandan da;

"Evet, şuanda ben yemek yaparken telefonu tutan kişi asistanım Ivy."

"Kendisi hakkında birçok sorunuz oluyor. Bana iyi bakabiliyor mu? gibisinden. İnanın çocuklar Ivy asistanım olduğundan beri iki kilo aldım, üstelik yaşlarımız birbirine yakın olduğu için evde bir dost olması iyi oluyor." hiçbir şeyin yerini bilmiyor oluşu ve bu nedenle her yeri dağıtması sebebiyle bu tatlı sözlerine sevinemiyordum. Telefonu tezgaha sabitleyip;

"Tanrım Shawn! Önce suyu kaynatmalısın." diyerek onu hafifçe ittirip mutfaktaki hakimiyetimi yeniden sağladım.

"Tamam tamam. O zaman sana yardım etmeme izin ver bari."

"Pekala," iki tane domates ve bir bıçak koydum önüne.

"Bunları doğrayabilirsin."

"Yardım edeyim dedim ama."

"Bu da bir yardım Shawn." gülmemek için yanaklarımı dişliyordum.

"Yardım ve işkenceyi ayırt edebiliyorum. Bu bir işkence."

Gülerek;

"Peki. O zaman sen içecekleri ayarla. Bende yemeği halletmekle ilgileneyim." bana 'bu mudur?' bakışını atması gecikmedi.
Yemek hazır olunca yayına bir son verdi. Zaten şarjı da bitmek üzereydi.

"Hayranlarım seni sevdi."

"Bende onları demek isterdim ancak çoğunluk olarak onları tanımıyorum."

"Bense ancak bu onları sevmeme engel olmuyor."

"Zaten seni bu yüzden seviyorlar. Sevgilerine geri dönüt alabildikleri için."

"Galiba. Bu durum beni minettar bir insan yapıyor."

"Tanrım sevgi kabarması yaşamayı kes ve tabağını bitir. Daha bulaşıkları yerleştirip duşa gireceğim ve sonra da senin sosyal medya hesabında bir iki hesap düzenlemesi yapacağım."

"Sen duşa girebilirsin. Bulaşıkları ben yıkarım."

"Emin misin?"

"Sence Ivory? Gidebilirsin. Kokuyorsun zaten." dedi gülerek bende omzuna hafiften vurduktan sonra banyoya doğru ilerledim.

~düzeltildi~

asistan | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin