-Shawn-
Sahneye çıktığımda her zamanki gibi çığlıklar kopmuştu. Hayranlarımı seviyordum ancak yine de bazen beni üzebiliyorlardı. Kalabalığa baktım. Sanki buradaydı.
Burada tam önümde beni izliyordu. Gözlerimi ovalamamla beraber yok olmuştu. Daha sonra gözüm beni canlı olarak yayınlayacak kameraya kaydı. Kesinlikle izleyecekti.
Repertuarı siktir edip piyanonun başına oturdum ve mikrofonu tutup ona yaklaştım;
"Selam çocuklar. Nasılsınız?" dememle kalabalıktan hep bir ağızdan iyi olduklarına dair sesler gelmişti. Devam ettim.
"Bugün biraz geçmişe döneceğiz. Sözleri bildiğinizi biliyorum. Bana ayak uydurun yeter." dedim. Enstrumanların başındakiler bana avel avel bakıyorlardı. Onları umursamadım ve tuşlarda parmaklarımı gezdirmeye başladım.
I love it when you just don't care
I love it when you dance like there's nobody thereDans edişini o kadar çok
seviyordum ki,So when it gets hard, don't be afraid
We don't care what them people sayİnsanların bizim hakkımızda söyledikleri umrumda bile değildi. Neden bunu göremiyordu?
I love it when you don't take no
I love it when you do what you want cause you just said soHer ne kadar beni sinir etse de sevecen ve arkadaş canlısı olmasını seviyordum. Kalbiyle hareket ettiği gibi beyniyle de hareket edebiliyordu. Benim aksime.
Let them all go home, we out late
We don't care what them people sayWe don't have to be ordinary
Make your best mistakes
'Cause we don't have the time to be sorry
So baby be the life of the party
I'm telling you to take your shot it might be scary
Hearts are gonna break
'Cause we don't have the time to be sorry
So baby be the life of the partyTogether we can just let go
Pretending like there's no one else here that we knowHer şeyi boşverip en başa sarabilirdik. Yine birlikte olabilirdik. Siktir etmesini bilmemiz lazımdı sadece.
Slow dance fall in love as the club track plays
We don't care what them people sayWe don't have to be ordinary
Make your best mistakes
'Cause we don't have the time to be sorry
So baby be the life of the party
I'm telling you to take your shot it might be scary
Hearts are gonna breakBelki de kalpler kırılmamalıydı. Kırmamalıydım.
'Cause we don't have the time to be sorry
So baby be the life of the partyCome out tonight, come out tonight
There's no one standing in your way
Come out tonight, come out tonight
We don't care what them people say
We don't care what them people sayLütfen tanrım yayını izliyor olsun. Şuan yanımda olsa kalabalığın arasından sıyrılsa ve o minik bedeni kollarımın arasında kendisine yer bulsa, senin için sesimden bile vazgeçerim Ivy lütfen.
We don't have to be ordinary
Make your best mistakes
'Cause we don't have the time to be sorry
So baby be the life of the party
I'm telling you to take your shot it might be scary
Hearts are gonna break
'Cause we don't have the time to be sorry
So baby be the life of the partyYeah, yeah, yeah
Life of the party
So don't let them keep you down
Oh you know you can't give upBenden, bizden vazgeçemezsin Ivory. Bunu sende biliyorsun.
'Cause we don't have the time to be sorry
So baby be the life of the partyŞarkı bittiğinde kalabalık sessiz bir halde beni izliyordu. Herkes sessizdi. Yaprak bile kımıldamıyordu. İnsanlar, sanki bulanıklaşmışlardı. Ya da ben ağlıyordum. Piyanonun başından kalktım ve selam verdikten sonra sahne arkasına doğru ilerledim. Yapımcılar bana doğru gelirken Andrew onları durdu ve bir şeyler söyledi. Daha sonra beni kolumdan tutup çekiştirerek kulise soktu. Ya da biz ona ittirdi diyelim.
"Biraz geç oldu ama anladın." dediğinde başımı öne eğmiştim. Beni ağlarken görmesini istemiyordum.
Telefonum çalmaya başladığında onu bana uzatıp;
"Numara yazıyor." dedi. Gömleğimin kollarıyla gözyaşlarımı sildim ve telefonu elime alıp aramayı cevapladım. Benden önce davranıp;
"Alo?" demişti. Burnumu çektikten sonra;
"Alo. Kimsiniz?" dedim. Orta yaşlarda bir kadın sesiydi. Ve o da benim gibi ağlıyordu. Ancak sesi oldukça sessiz geliyordu. Sanki... fısıldıyordu.
"Layla. Layla Polinski. Ivory'nin annesiyim." dediğinde istemsizce duraksadım.
"Bayan Polinski-"
"Kısa keseceğim. Sana sinirliydim. Hala daha sinirliyim. Kızımın kalbini kırdın sonuç olaraktan. Ancak daha deminki gösterini izledim. Daha doğrusu izledik. Seni ağlarken görünce o da dayanamadı ve ağladı. Seni hala daha seviyor Shawn. Gelebileceğin en yakın zamanda New York'a gel." dumur olmuştum. Bir şey diyemeden Andrew'a döndüm ve;
"Acilen New York'a gitmeliyim." dedim. Sevdiğim kızın kalbini geri kazanacaktım.
"Kızınızı geri kazanacağım Bayan Polinski." dedim ve telefonu kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
asistan | sm
FanfictionShawn Mendes'in kişisel asistanı olmak nasıl bir his bilir misiniz? Eğer bilmiyorsanız ki, bilmiyorsunuz şöyle izah edeyim. Bu işe girdiğim günden beri alkol sorunum var. Ivory Polinski iyi bir öğrenci değildir ve paraya ihtiyacı vardır. Shawn Mende...