q u a r e n t a c i n c o

7.5K 351 91
                                    


Partinin olduğu binaya baktım. Tüm New York silüetini kapsayacak yükseklikteydi. Binadan içeri girince partinin olduğu kata çıkmak için asansöre bindim. Son katın tutşuna bastığımda radyodan bir şarkı çalmaya başladı. Hangi şarkı olduğunu bilmiyordum ama ayaklarımla ritim tutmaya başladım. Asansörün kapısı açılınca direkt olarak çatı katındaki daireye geliyordunuz. Tam bir zenginlik abidesiydi. Arkadaşlarım böyle yerlerde parti yapmak için parayı nereden buluyorlardı? Neyse ne diyordum? Asansör açılınca suratımda konfettiler patladı ve herkes bir ağızdan;

"İyiki doğdun Ivy!" dedi. Ellerimle onları durdurarak;

"Bugün benim doğum günüm değil ki aveller. Nasıl arkadaşlarsınız siz?" dedim bu sefer yine konfetti patlatıp;

"O zaman iyiki doğmadın Ivy!" dediler ve gülmeye başladılar. Salaktılar cidden. Ama insan arkadaşlarını atamazdı değil mi? Her birine tek tek sarılırken mikrofon sesi geldi.

"Deneme bir ki üç, deneme bir ki ü-oha Ivy! Hiç giyinmeseydin!" sese döndüm. Vazgeçmeyecekti değil mi? Ona orta parmağımı kaldırmamla herkesten bir 'ooo' sesi gelmişti. Oysa bana aynı şekilde orta parmağını kaldırarak;

"Ayna ayna." deyip şarkısını söylemeye başlamıştı.

"Ouuuh Ed," dedi ve durdu. Gülerken konuşmaya başladı ve;

"Hatırladın mı?" dedi. Nasıl unutabilirdim? O gece cidden sarhoş olmama rağmen unutulmaz anlarımdan birisi olmuştu. Ed Sheeran ve Charlie Puth ile eğlenceli vakit geçirmiştim. Aşık olduğum kahkahasını attıktan sonra;

"Güzel, çünkü ben devamını hatırlamıyorum. Seninle ilgili fanteziler kurmakla meşguldüm de." dediğinde kalabalıktan yine bir 'ooo' sesi geldi. Benden utanan Mendes'e ne oldu? Daha sonra gitarıyla çalmaya başladı.

"Çok sevgili dostum Jacob Whitesides'tan bir şarkı benden sana gelsin. Sen sen, hiç etrafına bakma öyle senden bahsediyorum." diyerek eliyle beni gösterdi. İnsanların gözleri iyice beni bulmuştu. Lau neredeydi? Ya da Ali?

Jacob Whitesides-Focus

İnsanlar onunla beraber şarkıyı söylerken o gözlerini benden ayırmadan şarkıyı söylemeye devam ediyordu.

Can you hear my love?

Evet Mendes sevgini duyabiliyorum, sadece erişemiyorum. Gereksiz özgüvensizliğim ve diğer birçok şey bize engel oluyor. Şarkı bitimine doğru omzuma dokuna ele döndüm. Jackson. Kulağıma eğilerek;

"Çok güzel olmuşsun." dedi. Shawn'ın bizi izlediğini biliyordum. Onun gibi onun kulağına eğilerek;

"Sağol. Sende çok şıksın." dedim. Cidden güzel olmuştum yahu. Saten göğüs dekoltesinde dantel işlemeler barındıran mini bir elbise giymiştim. Daha ne olsundu? Şarkı bittiğinde kokteyllerin olduğu bölüme gitmiştik. Herkesi tanısamda herkesle pek samimi değildim. Jackson şuanda burada en samimi olduğum kişiydi. Tam belimden dürtüklenmemle içkim boğazıma kaçmıştı. Sırtıma sertçe vurup;

"Valla içtiğini görmedim. Görsem dürtüklemezdim." dedi. Kim dedi? Shawn dedi elbette. Başka kim diyecekti? Öksürüğüm kesildikten sonra ona dönüp;

"Efendim." dedim.

"Dur ya. Hemen cevap vereceğini düşünmediğimden ne diyeceğimi planlamamıştım. Önüne dönebilirsin." dediğinde gözlerimi devirerek tekrar Jackson'a döndüm. Bizi anlamıyordu. Ah, garibim. Bu sefer daha nazik dürtüklendim. Bu da bir gelişmedir doğrusu. Tekrar Shawn'a döndüm ve;

"Efendim Shawn." dedim. Gülümseyerek;

"Bir daha desene." dedi.

"Neyi?"

"İsmimi. Lütfen."

"Saçmalama da söyle ne söyleceksen. Shawn." dedim. Yeniden muzipçe güldü ve konuşmasına başladı.

"Ya ben filmlerdeki gibi olur sanmıştım. Ne bileyim beni görünce boynuma atlarsın ya da ağlayarak partiyi terk edersin ve bende peşinden gelirim falan sanmıştım. Sense bana el hareketi çektin sadece. Biraz klişe olur musun lütfen?" ünlü veya değil, şapşalın tekiydi. Bu hallerine gülmek istesemde gülmemekte kararlı bir şekilde gözlerimi devirdim ve standart bir balkondan çok daha büyük olan ama yine de balkon olarak adlandırılan yere çıktım. Herkes içerde keyfine bakıyordu. Kenara gidecekken saçımı çekti ve önüme geçerek;

"Dövüşelim mi?" dedi.

"Çocuk gibisin Mendes."

"Doğru diyorsun çocuğumuzun soyadı Mendes olacak." istemsizce söylediği şey beni heyecanlandırmıştı ve heyecanlanınca gülerdim. Gülmemle o da yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirip;

"Ama evlenmeden olmaz." dedi. Onu ittirip balkondaki havuzun başına gittim. Evet balkonda havuz vardı. Allah yarabbi zenginlerin balkonunda havuz olurken bizim yoğurt kovasına dikilmiş saksı bitkilerimiz olurdu. Nerede adalet sorarım size?

"Zenginlerin hikmeti çenemi düşürürdü de bende zenginim." dedi. Cevap verirsen boynuna atlarsın ve her şey eskisine döner. Peki neyi bekiyorsun?

Önümde diz çöküp;

"Ya yetti ama be! Bana bak senin saçını başını yolarım. Hadi barışalım. Lütfen." dediğinde onu çoktan affetmiştim bile. Ama elbette süründürecektim. Ona eğilerek onu havuza ittim ve;

"Bilemiyorum Mendes. Canım biraz seninle oyun oynamak istedi şuan." gülüyordum. O da gülüyordu. Bana doğru yüzerken sırıtması arttı ve bileğimden tuttu;

"Ay Ivy! Dikkat et ayağın kayıyor." dedi ve beni de suya çekti. İkimizde suyun dibindeyken dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Öpüşmek zaten efor sarf ettiren bir şeyken birde suyun altında öpüşmek daha fazla efor istiyordu. Ellerimi saçlarında tuttuktan sonra ondan ayrılıp su yüzeyine çıktım. Arkamdan o da çıktı. Onun tuzu kuruydu. Ayakları yere değiyordu. Benim değmiyordu ve sürekli yüzmem gerekiyordu.

"Susadım." dedi. Ona su fışkırtırken;

"Al iç." dedim. Yüzünü yana çevirdikten sonra bana yaklaşıp elini belime yerleştirdi ve bacaklarımı kendi beline doladı. Aha. Sikecek. Tövbe tövbe Ivy. Çocuklar var ayol.

"Susuzluğumdan değil susamam. Sensizliğimden." dediğinde Ali;

"Adam besteci sonuçta." dedi ve Lauren ile gülmeye başladılar. Onlar ne zamandan beri burdalardı?

"Ulan. Siz var ya-" derken Shawn yine dudaklarıma yapışmıştı. Arkadaşlarımın burada olmasını umursamayarak öpücüğüne karşılık verdim. Birbirimizden ayrıldığımızda Shawn Lauren'in elinde tuttuğu telefonu aldı ve bana dönerek;

"Aşkım bak,"

"Çok güzel çıkmışız." dedi ve havuzun içinde öpüşürkenki fotoğrafımızı gösterdi. Biraz sonra Ali'nin elinde tuttuğu telefonumdan bildirim sesi gelmişti. Havuzdan çıkıp Ali'ye yürürken;

"Telefonumu ne ara çarptın insafsız?" dedim. Gülerek;

"Shawn'ı ağzının suyu aka aka izliyorken elinden aldığımı fark etmedin bile." dedi ve telefonumu bana verdi.

shawnmendes sizi bir fotoğrafa etiketledi.

Fotoğrafımızı paylaşmıştı ve altına da

'kendimi affettirdim!!!' yazmıştı. Gülümsedim ve kollarımı açtım. İkimizde aynı anda;

"Özür dilerim." dedik ve birbirimize sarıldık.

asistan | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin