Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın!
Telefonumun alarmını kurmayı unuttuğum yeni bir güne gözlerimi açtığımda ağlar gibi bir ses çıkararak elimi alnıma çarptım. Ders ondaydı fakat uyandığımda saat on biri yedi geçiyordu! Aksi gibi bugün Burhan amcamlarda kalıyordum. Gerçi Canan yengemin okula geç kaldığım için şimdiye kadar beni çiğ çiğ yemesi gerekiyordu ama bunu neden yapmamıştı, gerçekten hayret etmiştim.
Hızla yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım ve üzerimi giyindim. Yatağımın üzerini örttükten sonra kısa bir süre odanın kapalı kapısıyla bakıştım. Şimdi buradan çıksam, bundan sonraki hayatımı dünyada mı yoksa ahirette mi geçirirdim? Bir dakika kadar bunun muhasebesini yaptım içimde. Çünkü biliyordum, Canan yengem ya beni öldürecekti ya da öldürmekten beter edecekti. Bu zamana kadarki sessizliği hayra alamet değildi.
"Korkunun ecele bir faydası yok Almina," dedim derin bir nefes alıp vererek. "Eninde sonunda bu odadan çıkacaksın..." Kapı koluna uzandım. "Hadi kazân mübarek olsun." Dönüp odamı enine boyuna inceledim. "Eğer dönemezsem hakkını helal et gardırobum, kapaklarını az çarpmadım. Hakkını helal et yatağım, üzerinde az tepinmedim. Ve hakkınızı helal edin sayamadığım diğer eşyalarım..." Odamdan helallik aldıktan sonda kapıyı açtım ve dışarı çıktım.
Etrafta ölüm sessizliği vardı. Arka fonda ise tatlı ama ürpertici bir gerilim müziği çalıyordu sanki. Yavaşça evi dolaştım. Ortalıkta kimse görünmüyordu. Bundan cesaret alarak bütün odalara teker teker baktım ve evde benden başka insana dair hiçbir iz bulamadım. Ah, Canan yengemin bana neden kızmadığını şimdi anlıyordum. Belli ki kadın benim okul saatimden önce evde çıkmıştı!
Gelmesinden korktuğum için derhal gerekli olan eşyalarımı aldım ve evden çıktım. Hemen bir alt katta oturan Bülent amcamların evine indim. Meltem yengem de okula geç kaldığım için kızardı ama Canan yengem gibi aşırı bir tepki vermezdi. O yüzden tercihim şimdilik ondan yanaydı.
Bülent amcamlarım evinin kapısını yavaşça tıklattığımda çok kısa bir süre içerisinde Meltem yengem kapıyı açtı ve "Almina," dedi şaşkınlıkla. "Hayrola kızım? Senin okulda olman gerekmiyor muydu?"
Omuz silktim, "Evet öyle gerekiyordu ama geç kalmışım yenge..."
Meltem yengem bunun üzerine kaşlarını çattı, "Tabii sen de Canan ablanın gazabından kaçıp buraya geldin." Başımı onaylar biçimde salladım.
"Aslında evde yoktu, büyük ihtimalle benden önce çıkıp gitmiş. Yani şu an okula gitmediğimden haberi yok ama öğrense beni mahveder.
Başını gülerek iki yana sallayan yengem, "Neyse," diye kestirip attı. "Gir içeri, hava soğuk. Kapıda üşütürsün. Ben de az önce çay koymuştum, beraber bir şeyler atıştırırız."
Yengemi, "Olur." diyerek yanıtladım ve ayakkabılarımı çıkararak içeriye girdim.
İhtiyacını gidermek üzere lavaboya giden yengemin arkasından bir süre öylece baktım. Aslında hazır ortam oluşmuşken, geçen günkü olayı, yani Belalı'yla geçirdiğim o geceyi Meltem yengeme anlatsa mıydım? Bunu elbette kaşındığım için yapmayacaktım, sadece kendimi garanti altına almak istiyordum. Mahalleden herhangi biri Belalı'yla bizi bir şekilde gördüyse ve bunun hakkında bir dedikodu çıkarsa, hiç değilse ailemden birinin bundan haberdar olmasını istiyordum. Böylelikle arkamda duran birileri olurdu. Zira onlara yalan söylediğim günden beri kendimi berbat hissediyordum. Ben kendimi bildim bileli yengelerimden bir şey saklamazdım. Biri bilmiyorsa bile bir diğeri mutlaka bilirdi derdimi. Bunu Canan yengeme anlatamasam bile -ki kadın basit bir okul gecikmesinde bile kıyameti kopartıyordu- Meltem yengeme anlatabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PÂYİDAR
RomanceGökalp mahallesinde sonsuz aşkın ateşiyle kavrulan iki ayrı ruh... Almina, geçmişi acılarla dolu küçük bir kadındı. Bir gün ansızın yaşadığı şehir olan Ankara'dan ayrılıp İstanbul'a taşınmış ve yıllar evvel kaybettiği babasının anılarının hâlâ soka...