Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.
Ertesi gün erkenden müthiş bir heyecanla uyandım. Daha doğrusu müstakbel kocam tarafından uyandırıldım. Telefonun öteki ucundan şimdilik erken kalk da, yarın birlikte bol bol uyuruz Sarı Bela diyerek uykularımı kaçırmayı başaran sevgilimi bugün hiç görmemiş olsam da bugünden sonra onu hep yanımda görecek olmam buna bedeldi sanırım. Akşama resmen evleniyordum! Bertan'ın da deyimiyle; bugün tıpış tıpış Kalenderoğlu olacaktım!
Akşamüzeri yengelerim ve arkadaşlarımla birlikte kuaföre gitmek için evden çıkmıştık. Ayrıca şu dakikadan itibaren Bertan'ın beni görmesi yasaklanmıştı. Bu yasağı koyan Selin ablam koşa koşa kuaförün kapısından içeriye girerken elinde tuttuğu elbisesinin kırışmaması için üstün bir çaba harcadı. Ardından elbiseyi, kuafördeki koltuklardan birinin üzerine özenle koydu. Yüzünde beliren memnuniyet dolu ifadeyle birlikte önüne düşen saç tutamlarını geriye doğru savurdu.
"Aman da aman, benim sarı böcüğüm bugün evleniyor muymuş... Düğünü için süsleniyor muymuş... Ablası da ona kurban olurmuş!" Beni sözleriyle gülümsettiği sırada yanıma gelip sanki çocuk severmiş gibi yanaklarımı sıktı. "Kız sen ne ara evlenecek kadar büyüdün ya? Daha senden önce ben vardım! Aslında seni, benden önce evlendiğin için parçalamam gerekiyor ama dua et ki ağzını yüzünü seviyorum. Yoksa gazabımdan kurtulamazdın."
Gözlerimi devirdim, "Bunca zamana kadar elini sallasan ellisiydi. Seninle evlenmek için çıldıracak onlarca erkek olduğuna bahse girerim. Sen evlenmediysen ben ne yapayım yani?"
Bu kez de gözlerini deviren taraf Selin ablam oldu, "Elimi salladığımda gelen o ellisi de beter olsun inşallah!"
"Ayıp ayıp," dedim aynadan ona bakarken. "Önce adamlara şans veriyorsun, sonra da arkalarından beddua ediyorsun."
"Onlar da insan olsalarmış..."
Bu konunun hiçbir yere varamayacağı belli olduğunda başımı yavaşça iki yana sallayarak sessiz kalmayı tercih ettim. Selin ablam birkaç talihsiz ilişki yaşamış ve bu ilişkilerinin faturasını kendisine keserek yıllarca aşka küsmüştü. İlk önce aile zoruyla bir adamla evlenmiş ve boşanmış, daha sonra bir adama aşık olup aldatılmış, ikinci aşık oluşunda yine aldatılmıştı. Gökhan ağabey karşısına ilk çıktığında ona karşı bu kadar hırçın ve isteksiz olmasının nedeni de tamamen buydu. Şimdilerde ona bir şans verdiyse bile bu, Gökhan ağabeye tam olarak güvendiği anlamına gelmiyordu. Sadece yeniden denemek, bunca zamandır peşinde dolaşan o adama güvenmek istiyordu. Aynı şekilde Gökhan ağabeyin de sevgililik anlamında bir ilişkiye alışık olmaması, kuzenimle aralarına minik bir duvar örmüş gibiydi. Yani evet, Gökhan ağabey ilk başta Selin ablamı şiddetle arzuluyordu. Ama sevgili olduktan sonra nedense bir durulmuş, donuklaşmıştı. Acaba kuzenimi elde edene kadar mıydı bu gösteri, insan durup bir düşünmüyor değildi neticede.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PÂYİDAR
RomanceGökalp mahallesinde sonsuz aşkın ateşiyle kavrulan iki ayrı ruh... Almina, geçmişi acılarla dolu küçük bir kadındı. Bir gün ansızın yaşadığı şehir olan Ankara'dan ayrılıp İstanbul'a taşınmış ve yıllar evvel kaybettiği babasının anılarının hâlâ soka...