PÂYİDAR | 14: Yeni Başlangıçlar

63.5K 2.7K 881
                                    

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın!

Güneş bütün sıcaklığıyla yeryüzünü ısıtıyorken, genç kız deniz kenarındaydı ve yüzünü gökyüzüne doğru kaldırarak gülümsüyordu. Elini tutan eller o kadar sıkı ve güven vericiydi ki, genç kızın mutlulukla gözleri parıldadı ve tam yanı başında duran o adama baktı. O adama... Yani, hayatının adamına.

Cam gibi parlayan gökyüzü ile kumsala çarpan deniz dalgalarının sesi huzur verirken genç kız kumsalda iz bırakan çıplak ayaklarına baktı. Ardından kollarını sevdiği adamın beline dolayarak onun kokusunu doya doya içine çekti. En son ne zaman bu kadar mutluydu, anımsayamıyordu. Yüreği onun bir kelimesiyle hop ediyor, benliği gülümseyişiyle eriyordu. Onun güven veren kolları genç kızın vazgeçilmeziydi.

"Mutlu musun?" Dedi genç adam bu sorunun cevabını aslında biliyorken. Genç kız, sevdiği adama vereceği her olumlu cevabın karşılığını daha büyük bir mutlulukla alacağını bildiğinden onu, "Hem de çok." diye yanıtladı. Sevdiği adam yanındaydı ve en önemlisi de içinde, sevdiği adamdan bir parça taşıyordu. Nasıl mutlu olmasındı ki?

Genç kızı kahkahalar eşliğinde kucaklayan adam onu havaya doğru kaldırdı ve döndürmeye başladı. İkisinin de içi içine sığmıyordu. Kalplerine dolan aşk aralarında öyle kuvvetli bir bağ oluşturmuştu ki ayrı kaldıkları takdirde ikisi de nefes alamazdı. Tıpkı kalpleri gibi solukları da birdi. Aşklarının meyvesini dokuz ay sonra kollarına alacaklarının verdiği o akıl almaz neşe, genç kızı sevinç nöbetlerine sürüklüyordu. İyi ki de onunla evlenmişti ve iyi ki de çocuğunun babası O'ydu.

"Seni seviyorum..." Diye fısıldadı genç kız sevdiği adamın kulağına doğru. Genç adam ise bunu defalarca kez duymaktan bıkmayacağını düşünüyordu. Zaten kadını ona ilk geldiğinden beri bu cümle her zaman her yerde kulaklarına dolmuştu. Onunla karşılaştığı için Allah'a, her zaman olduğu gibi binlerce kez şükretti.

Genç kız, bacaklarını adamının beline doladı ve aynı şekilde kollarını da boynuna sardı. Burunları birbirine değerken usulca esen rüzgâr tenlerini okşayıp geçti. Dudakları bir nefeslik mesafedeydi, gözlerini kapattılar ve rüzgâra teslim oldular. Aralarındaki çekim günbegün artıyordu.

Genç adam da buna yanıt olarak gözlerini açıp karısının masmavi gözlerine baktı ve burunlarını birbirine sürttü, "Sana âşığım."

İkisi de deniz havasının kokusunu dolu dolu ciğerlerine çektiler ve hemen sonra dudakları aşkla birleşti. Birbirine değen dudaklardaki o yumuşak dokunuşlar aralarındaki tensel çekimi arttırırken çok kısa süren bu büyülü anlar, genç kızın kasıklarında duyduğu şiddetli acıyla yarıda kesilmek zorunda kaldı. Bu... Bu da nesiydi?

Sancı dolu iniltiler genç kızın dudaklarından döküldüğünde cam gibi parlayan gökyüzünü bir anda kara bulutlar esiri altına aldı. Az önce tatlı tatlı kıyıya vuran deniz bile o an öfkesinden köpürür hale gelmişti. Şiddetli fırtınanın ortasında kalan çift neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Nerede kalmıştı o mutluluk dolu dakikalar? Nereye gitmişlerdi bir anda?

PÂYİDAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin