PÂYİDAR | 35: Acı Dolu Bir Bedel

36.4K 2.3K 1.5K
                                    

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın!

Yediğim tokadın şokunu hala atlatamamışken sürüklene sürüklene eve sokuldum. Bülent amcam, eve girdiğimiz an kolumdan tutup beni fırlattı. Haliyle yere düştüm. Evin çıplak zeminine hızla çarpan avuç içlerim yandı o an. Ağzımdan ufak bir inilti döküldüyse de Bülent amcamın saçlarımdan tutup kafamı arkaya doğru eğmesi bana daha çok acı vermişti. Artık ne diyeceğimi bilemez haldeydim. Tamamıyla dağılmıştım.

Bülent amcam, "Sen ne yaptığını sanıyorsun!" diye haykırdığında saçlarımı daha çok çekti. "Elin adamıyla ailenden habersiz sözlenmek de ne demek!"

İşte çevremdeki kimse bana bu soruyu güzelce sormamıştı. Sorun da zaten buydu. Eğer beni gerçekten dinleselerdi kimsenin canı yanmayacaktı. Gerçi canı en çok yanan ben olmuştum ama yine de bunların olmamasını dilerdim. Önce sevdiğim adam beni yerden yere vurmuştu, şimdi de babam yerine koyduğum adam beni yerden yere vuruyordu. Aralarında hiçbir fark yoktu benim için. Çok ama çok üzgündüm. Amcam bana sayıp söverken ağlamaktan başka hiçbir şey gelmedi içimden.

"Ne bu koca merakı? Gerçi o gün anlamalıydım o Selim denen piçle gerçekten anlaştığını ama ben sana konduramadım... Keşke kondursaymışım!"

Meltem yengem önüme atlayarak, "Bülent n'olur yapma," diye yalvarmaya başladı kocasına. "Bırak çocuğu. Vardır elbet bir açıklaması."

Bülent amcam karısını asla dinlemedi ve yine kendi bildiğini okudu, "Neyin açıklamasından bahsediyorsun sen Meltem? O fotoğrafları kendi gözlerinle gördün! Gidip bizden habersiz elin adamıyla sözlenmiş hem de bize yalanlar söyleyerek!"

Ölmek isterken ciddiydim. Keşke şu an ecelim yetseydi de bunları duymamış olsaydım. Belki de o zaman daha az canım yanardı. Bana gözlerindeki yaşlarla bakan Berke ve Koray'a bakmamaya çalıştım. Belli ki onlar da babaları gibi düşünüyordu. Bu durumda bana laf düşmezdi artık.

Meltem yengem alacaklı gibi çalınan kapıyı açmaya yönelirken Bülent amcam, "Senin yüzünden elâlemin ağzına meze olduk!" diye haykıran amcam vurmak üzere bana tekrar el kaldırdı. Kendimi tokada hazırlamış bir şekilde gözlerimi kapatarak geriye doğru sakındım ve tek elimi yüzüme siper ettim. Eminim ki gelecek olan tokat amcamın sarf ettiği laflardan daha az canımı yakacaktı.

Gözlerim kapalı, amcamın ikinci tokadını yemeyi beklerken, "Ona vuramazsın!" diye gürleyen bir ses bütün mahalleyi inletti. O an Canan yengem beni koltuk altlarımdan kavrayarak kolayca ayağa kaldırdı ve kafamı göğsüne sıkıca bastırdı. Ardından başımı okşamaya başladı.

"Tamam annem geçti," derken yüzüme bakıp bakıp gözyaşı döküyordu. "Seni dinlememelerinin bedelini ağır ödeyecekler. Sen hiç merak etme."

İçeriye öfkesinin aleviyle giren Bertan'ın odak noktası bu sefer ben değildim, Bülent amcamdı. Bertan'ın yüzüne baktığımda ona hala deli gibi aşık olduğumu hatırladım. Daha sonra bana ettiği lafları hatırladım ve ardından bir daha onunla birlikte olamayacak oluşumuz sızdı zihnime. Onsuzluğa dayanabilecek miydim, bilmiyordum. Ama dayanmak zorundaydım. Sonuçta affedemeyeceğim bir adamın yüzüne bakamazdım artık.

PÂYİDAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin