Bölüm Başlığı: Bir Parça ÜzüntüTuhaftı.. İlk kez Zehra yanında uzanıyordu hem de sorun çıkarmadan. Gülümseyerek bir elini kendi yanağına dayadı, diğer eliyle de genç kızın sarı saçlarını okşamaya başladı. Üzüntü kırıntıları yüz hatlarından bile belli oluyordu genç kızın. Selim artık onu üzmek istemiyordu ama Zehra'ya karşı beslediği hisler çok güçlüydü. Onu delicesine kıskanıyordu; bazen kendinden bile ve kendisini sürekli Selim'den uzaklaştırması genç adamı deli ediyordu.
Güzel, mavi gözleri aralanırken sıcacık bir gülümsemeyle "Günaydın,"dedi. Zehra şaşkınlıkla gözlerini kocaman açarken yataktan fırladı birden.
"Dün gece burada mı uyudun?"dedi tersleyip inanamayarak.
Selim gerilerek doğrulurken "Sen istedin ve uyudum."dedi gözlüklerini alıp takarken.
"Her lafımı dinleyecek misin?"
Selim kalkıp kapıya doğru yürümeye başladı. Son kez Zehra'ya dönüp baktı kızgınlıkla. "Tamam, yeter artık, uzatma! Bir öylesin, bir böyle. Kişilik bozukluğu mu var sende? Bir ara doktora gidelim istersen." Sinirle yürümesine devam ederken Zehra koşarak arkadan belini sardı ve başını sırtına dayadı.
"Gitme,"dedi kısık bir sesle. "Sadece seni biraz sinir etmek istemiştim." Selim ellerini ittirirken genç kız çekilmedi.
"Bıraksana beni! Hem neden bana sarılıyorsun?"dedi göz ucuyla Zehra'ya bakarken.
"Nasıl bir hismiş merak ettim. Enes'te bana böyle sarılınca.." Birden kollarını çekerek ağzını dehşetle kapattı. Bu sözleri dalgınlığına gelerek söylemişti çünkü. Yoksa Selim'e anlatmayı asla düşünmüyordu.
Selim şaşkınca "Enes mi?"diye sordu inanamadığını belirten gözlerini kısarken. Zehra ağzını kapatarak kafasını olumsuz anlamda salladı.
"O adam sana neden sarılıyor ki?"diye bağırdı yeri göğü inletecek şekilde. Tüm ev halkı uyanmış olmalıydı. "Aklını mı kaçırdın sen?"
Zehra'nın gözleri dolmaya başlarken bedeni amansızca titredi. Başını tekrar olumsuzca salladı. Selim omzundan tutarken delicesine sarstı.
"Cevap ver bana? Susma! Konuş!"
Genç kızın gözyaşları akmaya başlarken konuşamadı. Ağlarken hele de hıçkırıklarını zor bastırırken konuşamazdı.
"Sahte gözyaşlarını dökme bana artık."dedi gözlerini acırcasına kısarken. "O adamın sana dokunmasına nasıl izin verdin hâlâ anlayamıyorum. Bekleyemedin mi boşanmamızı? Bari ulu orta yapmasaydın."
Tüm söylenen bu sözler Zehra'nın kalbini daha çok acıtırken gözlerini yerdeki halıya dikti. Şu an biraz kendine gelebilseydi durumu izah edecekti ama konuşamıyordu. Sonradan ise ne dese Selim ona inanmazdı, biliyordu.
"Biliyor musun?"diye sordu Selim acımasızca. "Keşke seni hiç evime almasaydım. Keşke seni o an dışarı atsaydım, arkama bile bakmadan. O kadar çok pişmanım ki.."dedi oldukça sakin kalmaya çalışarak, halbuki içi fırtınalar kopartıyordu. Gidip Enes'i dövse biraz rahatlardı belki ama Zehra'nın böyle susması onu daha çok delirtiyordu. Tek bir savunma dahi göstermemişti genç kız.
"Lütfen artık görüş hizama girme, rica ediyorum."
Selim son kelimelerini söylerken hiç düşünmeden kapıdan çıktı. Zehra bastırdığı hıçkırıklarını serbest bırakırken doğruca yatağa uzandı. Kafasını yastığa gömerken kimsenin onu duymamasını istiyordu, hiç kimsenin. Bir süre öylece kalırken ayağa kalkarak pencereye doğru yürümeye başladı. Pencereyi açarken dışardaki kişileri görmesiyle pencereyi tekrar kapattı. Selim'in Senem'le görüşmesine bozulurken tekrar gözleri dolarak yatağa girdi ve tırnağını ısırmaya başladı. Birden kapısının açılmasıyla gelen kişiye Gizem'e baktı. Sevinçle kapıdan içeri giren Gizem'in bir anda yüzü düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)
Teen FictionO an yalnızca kaçmak istedim. Sanki kaçsam her şey düzelecekte çocukluğumu geri alabilecektim. Artık bu olanlara dayanamıyordum; acıya dayanamıyordum... Önümdeki upuzun yolda koşmaya devam ettim. Terden sırılsıklam olmuş saçlarım enseme kök salmıştı...