20. Bölüm (Yıllar Sonra)

16.7K 817 124
                                    

Bölüm Başlığı: Yıllar Sonra..

"Bugün o geldi; nefret ettiğim adam. Ondan ölesiye nefret ediyorum ki yüzünü dahi görmek istemiyorum.

Son iki yıldır yazdığım satırlar sadece onunla doluyordu, sadece ona beslediğim kinle dolup taşıyordu. Nefretimi anlatmaya satırlar yetmiyordu artık. Bazen düşünüyordum, belki de ona haksızlık ediyordum. Çünkü hiçbir zaman beni yalnız bırakmamıştı. Üç yıl boyunca hastane köşelerinde beni ziyarete gelmiş yalnız bırakmamıştı; onunla konuşmamama rağmen. Onun olduğu tarafa asla bakmadım, görmedim. Her geldiğinde dilsiz ve kör numarası yaptım ama onun bu halini fark etmemek elde değildi. Artık eskisi gibi kendisine bakmıyordu. Kirli sakallarını traş etmiyordu, dağınık saçlarını taramıyordu ve en önemlisi siyah çerçeveli bir gözlük takmaya başlamıştı. Ela gözlerini o buğulu camekanların ardına gizlemişti. Yinede ona acımıyordum. Çünkü zamanında oda bana acımamıştı. Son kez annemi görmeme izin vermemişti. Belki geçmişte annemi görseydim o zaman her şey daha farklı olabilirdi. Yeniden bir umut kaynağım doğabilirdi.

Annem hastayken bana söylememişti, annen iyi deyip kestirip atmıştı. Sebep? Üzülmemem içinmiş. Ben asla onun umurunda olmadım ki, üzüldüğüm zamanlarımı anlayıp dinleyebilsin, bana destek çıkabilsin.

Senden nefret ediyorum Selim Hanzade. Hâlâ üç yıl önceki gün gibi nefretim taptaze ve hiç eksilmeyecek.

Eksilmeyecekti...

Bıkmıştım artık ondan ve davranışlarından. Sürekli yanıma geliyordu ama ben ondan hep kaçıyordum. Benimle ne zaman konuşmaya çalışsa duymuyormuş numarası yapıyordum, ne zaman ilgilense uzaklaşıyordum ondan. Benimle ilgilenmesini, konuşmasını istemiyordum ve saçma hediyelerinide. Sürekli küçük, bazen büyük kutularda getirdiği hediyeleri bir köşeye atıyor açmıyordum bile. Eğer bir gün sana olan nefretim azalırsa o zaman belki açabilirim Selim Hanzade.

Şu ana kadar sen ve ailen hep bana iyi davrandınız. Bazen annen beni sevmedi hatta eskisi kadar hiç sevmiyor bile ama yine de ben onu ve Gizem'i sevdim. Senide sevmiştim bir aralar ama tamamen bir abi sevgisiydi bu. Sonra ise sevemedim, ısınamadım bir daha. Artık yanıma uğrama! Seni görmek, sesini duymak istemiyorum. Yaşadığım bunca şeyin sorumlusu senmişsin gibi geliyor. Bana gelip sürekli aynı soruyu sorma.

"Neden böylesin Zehra?"

Bu sorudan bıktım artık. Bana bu soruyla gelme. Gerçekten de cevabını bilmiyor musun? Hâlâ anlayamıyor musun seni görmek istemiyorum işte. İstemiyorum! Alnıma kazımam mı lazım anlayabilmen için? Senden de, beni önemsemenden de bıktım artık. Sana dair her şeyden nefret ediyorum."

Gözyaşları içinde bu satırları yazarken akan yaşların defterinin mürekkebini dağıtmasına aldırmadı, yazmaya devam etti. Yazdıkça içi rahatlıyordu. İki yıl önce doktorun verdiği bu defteri eline alırken hiç bu kadar rahatlayabileceğini düşünmemişti. Doktorun dediklerini aynen yaptı ve her gününü not etmeye başlamıştı. Yazmak artık onun için bir terapi gibiydi. Bazen dakikalarca, saatlerce yazıyordu. İçindeki her şeyi bu deftere döküyordu. Defter biter bitmez aynı gün yenisini alıyordu ve kimseye ise asla okutturmuyordu. Bu defter artık gizli bir hazine gibiydi Zehra için.

Gizem'i defalarca kez okumaya çalışırken yakalamıştı Zehra ve komik bir kovalamacanın ardından defterini kapıp kilitliyordu. Yazmayı bitirip defterinin kapağını kapatırken kapısı hafifçe tıklatıldı.

"Yine mi yazıyorsun?"diyen sese döndü hemen resfleks olarak. Başını onaylarcasına sallarken gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. Gizem yanına gelerek arkasından sarıldı küçük kız kardeşiymiş gibi. "Doğrusu tüm sırlarını merak ediyorum. Doğruyu söyle beni de yazıyor musun?"diye sordu alayla.

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin