50. Bölüm (Ya Sonra...)

9.4K 474 266
                                    

Bölüm Başlığı: Ya Sonra...

Hayat çok tuhaf... Bazen rüya gibi gelir her şey... Asla tahmin edemeyeceğin, olmasını beklemediğin şeyler... Garip gelir her şey... En umulmadık zamanlarda karşına çıkar bazı şeyler. Olmaz dersin, olur. Unutamam dersin, unutursun. Başkasını sevemem dersin, seversin. Asla dersin, sonra bir gün yaşayacağın şeyler seni asla dedirtmeye pişman bırakır.

Ve sonra hayatın en ilginç yanlarıyla bir kez daha karşı karşıya kalırız. Şaşırırız, inanamayız, inanmak istemeyiz... Ama her şeyin tüm çıplaklığıyla gerçek olması insanı mest eder. Öyle tuhaf bir dünya işte.

***

Açık mavi renk gömleğini ve üzerinde mavi renkte çiçek desenleri bulunan beyaz, bileklerine kadar inen eteği giyip, düzleştirdiği sarı saçlarını toplayarak alnına dökülen kahküllerini yavaşça düzeltmeye başladı. Mavi gözlerinin içi sıcacık gülümserken çantasını alarak odasından çıktı ve doğruca mutfağa geçerek ev arkadaşının hazırlamış olduğu kahvaltı masasına oturdu. Aceleyle bir şeyler yemeye başlamıştı.

Ev arkadaşı Ezgi "Dün gece ne oldu biliyor musun?"diye söze başladı gözlerini kısarak. Genç kız merakla baktı ev arkadaşına.

"Ne oldu?"

"Arabayı park etmeye çalışırken yanlışlıkla arkamda duran arabaya çarptım."

Genç kız korkuyla sorularını sıralamaya başladı. Telaşlanmıştı. "Sonra ne oldu? Sahibi bir şey söyledi mi?"

"Çok korktum Zehra. Daha acemiyim, biliyorum. Göremedim işte arabayı." El hareketleriyle korkusunu dile getirirken devam etti, gözleri titrekçe açılmıştı. "Bunun aynısını arabanın sahibine de izah ettim, Allah'tan adam anlayışlı çıktı da bir şey demedi. Para dahi istemedi," Sonra aniden omuz silkti. "Gerçi bir şey de olmamıştı. Sadece hafif bir çarpma oldu. "

Zehra çantası elinde, pencere kenarına gidip perdeyi aralarken karşı apartmanın önünde park edilen son model siyah arabaya baktı. "Çok sevindim Ezgi, parayı isteseydi bile sanırım uzun bir süre ödeyemezdik."

"Evet çok anlayışlı birisiydi." Ardından dilini ballandıra ballandıra devam etti. "Ve çokta yakışıklıydı."dedi Ezgi, pencerenin önüne gelip gülümserken. "Karşı apartmana yeni taşınmış olmalı. Onu daha önce hiç görmemiştim buralarda."

Zehra pencerenin önünden çekilip dış kapıya doğru yürümeye başlarken Ezgi bağırarak Zehra'nın yanına koşup kolundan tuttu ve çekiştirmeye başladı. "Görmen lazım, pencereye çıktı. Hemen gelmelisin!"

Zehra kollarını birleştirerek, sinirle karışık alayla ses tonunu yükseltti biraz. "Bana ne ondan Ezgi Allah aşkına!"

"Hadi gel bir kereliğine bak işte! Belki sen de beğenirsin."

Zehra oflayarak pencerenin önüne gelirken Ezgi perdeyi çekti ama karşı pencerenin perdesi yine geri kapanmıştı. Ezgi şaşırırken, Zehra umursamazca karşı daireye bakmaya devam etti.

"Hani nerede?"

"Az önce buradaydı. Gitmiş,"dedi Ezgi mırıldanarak.

"Zaten onu görmek istemiyordum."diye homurdandı Zehra, tekrardan dış kapıya yönelirken. Kapıya doğru yürüdüğü sırada karşı apartmanın perdesi de geri aralanmıştı.

"Zehra koş, geri geldi!"

"Gelmeyeceğim!"dedi kaşlarını kaldırarak. Ardından kendisini gösterdi, kendini beğenmiş bir ifadeyle. "O beni görmeye gelsin. Hem benim okula gitmem lazım, geç kalacağım yoksa."

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin