31. Bölüm (Yağmurda Dans)

12.6K 611 98
                                    


Bölüm Başlığı: Yağmurda Dans

Soğuk tesirini karanlıkta boy gösterirken bedenindeki ürpermeyle etrafında bulunan çemberi gözleriyle taramaya başladı; bir ışık huzmesi gibiydi sanki ve etrafında; tek bir noktada toplanmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Soğuk tesirini karanlıkta boy gösterirken bedenindeki ürpermeyle etrafında bulunan çemberi gözleriyle taramaya başladı; bir ışık huzmesi gibiydi sanki ve etrafında; tek bir noktada toplanmıştı. Genç kız korkuyordu titriyordu... Kollarıyla bedenini sanki çıplakmış gibi iyice örterken, soğuk havanın tesiriyle gözyaşları yanaklarında donmaya yüz tutmuştu.

Saçları havada rüzgar aracılığıyla dans ederken karşısında beyazlar içinde, örtülü bir kadın göründü. Ortam karanlık, her şey karanlık... Ama kadın beyazlar içindeydi... Karşısında gördüğü kişiyle göz göze gelirken yüz ifadesi hayretle donuklaşmıştı. "Anne!"dedi sessiz bir şekilde. Sesi yalnızca bir fısıltadan ibaretti.

Annesi sesi duyar duymaz arkasını dönüp yürümeye başlarken Zehra peşinden koşarak ona yetişmeye çalıştı ama çemberden dışarıya bir türlü adım atamıyordu. Çıkmaya çalıştıkça büyük bir kuvvetle geri itiliyor, çember git gide daralıyordu. Ağlayıp bağırmaya başlarken tekrardan ayağa kalktı bedeni sarsılırken. Ufak ufak ayrışıtığını hissedebiliyordu.

"Uyan Zehra! Sadece kabus görüyorsun," Genç adam elleriyle genç kızın omuzlarından tutmuş uyanması için şiddetle sarsıyordu. İkisi de terden sırıldıklam kalmış vaziyetteydi.

Zehra gözyaşlarıyla birlikte güzel gözlerini usulca aralarken bir müddet kendine gelemedi. Sanki hâlâ rüyanın içinde gibiydi. Gözleriyle etrafı tararken odasını yavaş yavaş algılamaya başladı. Odasını algılarken karşısındaki kişilere baktı; Gizem ve Selim vardı yatağın başucunda. İkisi de uyku mahmurluğunun aksine Zehra'ya dehşetle bakıyorlardı.

"İyi misin?"diye sordu Gizem, belki de üçünkü kez soruyordu. Zehra, Gizem'e manasızca bakarken Selim gelerek elini avuçlarının arasına aldı.

"Sadece kabustu, geçti." Zehra, Selim'e bakışlarını çevirdi ve o ela gözlerdeki sevgiyi görür görmez tekrardan gözleri dolmuştu. Selim'e daha çok yaklaşarak kollarını boynuna doladı.

"Çok korktum,"dedi ağlamaya başlarken. "Yalnızdım ve annem beni bırakıp gidiyordu, her yer karanlıktı..."

Selim genç kızın sırtını sıvazlarken "Geçti,"dedi teselli etmeye başlarken. "Sadece bir kabustu."

"Annemi çok özledim Selim. Annemi çok ama çok özlüyorum."

Sesindeki duygu yoğunluğu genç adamın içinin titremesine sebep olmuştu. Derin bir nefes aldı zorlukla ve yutkundu. Sonra Zehra'nın çenesini kaldırıp gözyaşlarını sildi uzun, kalın parmaklarıyla. "Kim annesini özlemez ki? Ben de babamı özlüyorum,"

"İkimizde yaralıyız." Zehra Selim'in göğsüne başını koyarken o an Gizem'in çıktığını fark etti. Şu an o kadar çok üzgün ve bitkindi ki Gizem'i doğru dürüst fark edememişti bile; kafası allak bullaktı.

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin