26. Bölüm (2. Kısım)

14.4K 736 167
                                    


Bölüm Başlığı: İtiraf

Genç adam telaşla otogara dalarken neredeyse önüne çıkan herkese Zehra'yı tarif etmiş ve onu görüp görmediklerini sormuştu. Nedense aklına ilk olarak otogar gelmişti

Yabancı yüzlerin arasında çırpınırcasına ilerlerken tanıdık, yan yana dizilen harfler dikkatini çekmişti birden bire. Bilet reyonuna doğru hızlı adımlarla ilerlerken bilet reyonunda oturan kişiye heyecanla sordu.

"Bugün buraya on yedi yaşlarında genç bir kız geldi mi? Saçları sarı ve gözleri mavi.."derken nefes nefese kalmıştı ama duraksamadı, duraksamasının sebebi akıllarda kalan bir soru işareti olmuştu.

"Kısa saçlı mıydı?"diye soran adama umutla baktı. Sabah ki kesilen saçlar aklına gelince kalbi hızla atmaya başlamıştı, bir yandan da korku tüm bedenini ele geçirmişti genç adamın.

"Evet,"dedi telaşla gözleri gülümserken. Şu an Zehra'nın burada görünmesi Selim'i, genç kıza bir adım daha yaklaştırıyordu. Tekrardan umutla baktı. Kalbi güm güm atıyordu.

"Tarifinize uygun bir kız geldi aslında. Diyarbakır'a gitmek için bir bilet aldı."

"Bilet mi aldı?" Heyecandan kalbi yerinden çıkacak gibi atarken konuşması çatallaşmıştı.

"Bugün için mi peki?" Gözlerini dehşetle açıp merakla soran Mert şaşıramadan edemedi. Çünkü Zehra tek başına Diyarbakır'a gitmiş olabilirdi. "Yoksa gitti mi?"

"Hayır maalesef bugün için alamadı. İki gün sonra için biletini aldı." Görevli kişinin her lafına karşı iki gencin içi rahatlarken birbirlerine bakıp gülümsediler.

"Yani hâlâ Bursa'da öyle mi?"diye sordu Selim inanamıyormuş gibi bakarken.

"Sanırım."dedi adam kaşlarını çatarken. "Önemli bir şey mi var?" Meraklı çıkan ses tonu Selim'i bir şeyler açıklamaya zorlamıştı ama genç adam onun yerine; sorusunu görmezden gelerek cep telefonunu çıkarıp görevli kişiye uzattı.

"Eğer tekrardan uğrarsa beni arayabilir misiniz?" Adam, Selim'le Mert'in pek tekin olmadıklarını belirten imalar atarken kararsız kaldı birden bire. Selim görevlinin bakışlarından güvensizliği hissederken devam etti ısrarla.

"Bakın o kız benim karım ve onu bulmam lazım. Bu önemli bir şey!"

"Lise çağındaki bir kız sizin karınız mı?"diye sordu alayla. Zehra'nın simasını aklına getirirken bu iki gencin sapık olabileceğini düşündü. Çünkü kız fazlasıyla güzeldi, başının belada olmasına şaşmalıydı insan. Belki de kaçıyordu onlardan, diye düşündü. "Üzgünüm ama size güvenmiyorum. Geldiğinde size haber veremem."dedi umursamaz bir tavırla.

Selim dehşetle adamın yakalarına yapışırken bağırdı. "Karım lan o benim! Küçük olsa da benim karım!"

Mert, Selim'in kolunu ani bir hareketle kavrarken adamın yakasından kurtarmaya çalıştı. "Sakin olur musun Selim? Bırak adamı!"

"Eğer o kızın başına bir şey gelirse seni de gebertirim. Duydun mu beni?" Selim gözü dönmüşçesine nefret kusarken etraftan bakan insanları görmedi, aldırmadı. Çünkü Zehra'yı bulamazsa ne yapardı, bilemiyordu.

Yakalarından tutulan görevli kişi şaşkınlıkla kendisini kurtarmaya çalışırken "Size neden inanayım ki?"dedi nefes nefese kalırken; sadece ellerini Selim'in güçlü ellerinin üzerine koymuş, hareket edemiyordu.

"Adam haklı abi!"dedi Mert, Selim'i tüm gücüyle ittirmeye çalışırken. O sırada birkaç kişi daha ve bir polis memuru yardıma gelirken Mert korkuyla Selim'e baktı. Şu an yalnızca Selim'in başı yanardı. Çünkü suçlu görünen taraf Selim'di. Görgü şahitleri aracılığıyla da birka geceyi kolaylıkla nezarethanede geçirebilirdi. "Yürü hadi! Şu iki günde onu bulmaya çalışalım. Başını belaya sokma."

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin