Bölüm Başlığı: SöyleZifiri karanlık içine işlerken izlediği duygusal dizi karşısında birkaç damla gözyaşı daha döktü. Damlalar bir bir pınarlarından akarken derin bir nefes alarak önündeki çerezleri yemeye devam etti. Kapısı açıldı... Gizem odaya birden gelip karşısında üzgün bir kız görür görmez gözleri dolarak arkadaşına sarıldı sımsıkı; insanın kendisini değerli hissetirecek cinstendi.
"Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" Dehşetle Zehra'ya bakarken bir yandan da parmaklarıyla genç kızın gözyaşlarını sildi. "Ağlama, kıyamam sana." Narin ses tonu ağlayacak düzeye gelmişti.
"Abinden nefret ediyorum Gizem!"
Zehra hırçın bir sesle dişlerini sıkarak karşısındaki kıza cevap verdi. Şaşkınlıkla sordu, merak etmişti Gizem.
"Neden? Ne yaptı ki?"
"Beni rezil etti!" Biraz daha ağladı, kesik kesik konuşabildi. "Abini sevmiyorum artık.... ondan nefret ediyorum."
"Abimle konuşmamı ister misin?"
Zehra elektrik çarpmışçasına sarsılarak Gizem'i omuzlarından tuttu dehşetle. "Hayır, sakın! Eğer ona tek bir şey söylersen bir daha asla konuşmam seninle Gizem." Net konuşması Gizem'i susmaya zorlarken "Peki,"dedi sessizce ve gitti. Zehra'nın yanından ayrılırken doğruca abisinin odasına yöneldi bu sefer. Kapısını çalmadan ani bir hareketle açtı ve sessiz konuşmaya çalıştı Zehra'nın duymaması için.
"Abi! Zehra neden ağlıyor? Ona ne yaptın yine?" Selim başını önündeki kitaplardan kaldırarak anlayamayan gözlerle kardeşine baktı. Hâlâ biraz öfkeliydi.
"Her zaman ki gibi ağlıyor,"dedi alaycı bir ses tonuyla sinirle gülerken. Sonra ciddileşti birden bire. "Tek suçlu benim öyle mi?" Kaşlarını çattı Gizem'i şaşırtırken. "Okula bugün ne halde geldi haberin var mı? Hadi onu geçtim, çocuk gibi davrandı."
Gizem kollarını göğsünde kavuşturup abisine karşı siper aldı. Çenesini dikleştirerek, kaşlarını çattı abisi gibi. "Hiç onun yönünden baktın mı peki?" Ellerini indirip anlaşılamaz hareketler yaptı kendi kendine. "Sedef denen kız mal mal gelip giderken iyiydi."
"Onunla yalnızca ödev için görüşüyorduk."
"Ama o yalnızca seninle ödev için görüşmüyordu. Kekler, kurabiyeler..." Tekrar kaşlarını çattı alayla abisine bakarken. "Sencede burada çelişki yok mu abi?"
Selim sessizliği tercih ederek düşündü bir süre. İşin bu tarafını hiç düşünememişti. Genç adam yalnızca ders için çalışıyordu onunla, peki ya Sedef, o da mı yalnızca ders için çalışıyordu onunla? Başını ellerinin arasına alarak derin bir nefes verdi. İçini derin bir hüzün, hayal kırıklığı ve pişmanlık istila etti. Gizem abisinin pişmalığını görür görmez daha çok kızdı abisine.
"Hiç yakıştıramadım sana abi. Gözünün önündekilerin farkında bile değilsin. Zehra şu an senden ayrılsa hak veririm kıza."
"Yeter artık Gizem! Damarıma basma."
"O zaman her şeyi fark et artık." Gizem üstü kapalı konuşurken doğruca abisinin odasından çıktı, konuşmasına fırsat tanımadı.
Selim düşünceleriyle baş başa kalırken bugünü tekrar düşündü, bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti her şey. Zehra'ya çok kızmıştı bugün, büyük bir pişmanlık hissetti yüreğinde; kalbi acıdı. Şimdi gitse özür dilese Zehra onu affeder miydi ki?
Genç adam yanan yüreğinin ızdırabıyla akşam yemeği için mutfağa inerken sevdiği kadını gördü ve tam karşısına geçerek oturdu ama kendisine olan kızgınlığından dolayı kaşısındaki güzel kadına bir türlü birkaç sözcük sarf edemedi. Yüzüne bile doğru düzgün bakamadı. Halbuki o yüz her sabah aynı yastıkta uyanmak istediği yüzdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)
Genç KurguO an yalnızca kaçmak istedim. Sanki kaçsam her şey düzelecekte çocukluğumu geri alabilecektim. Artık bu olanlara dayanamıyordum; acıya dayanamıyordum... Önümdeki upuzun yolda koşmaya devam ettim. Terden sırılsıklam olmuş saçlarım enseme kök salmıştı...