23. Bölüm (BİR DAMLA GÖZYAŞI)

14.7K 798 144
                                    



Bölüm başlığı: Bir Damla Gözyaşı

"O gece ve ondan sonraki günler hep ağladım. Sen fark etmedin ama benim içim kan ağlıyordu. Yüzümün gülümsemesi ruhumunda gülümsüyor olduğunu göstermezdi. Bana bu kelimelerle nasıl gelebildin, hâlâ anlayamıyorum. Benim sizlerden başka kimim vardı ki? Yıllarca beni arayıp sormayan babam bu saatten sonra bana sahip mi çıkacaktı? Yıllarca baba dediğim adam artık bana kızım diye seslenebilecek miydi? Yapamazdım, tekrar oraya dönemezdim.. Benim ailem sizlerdiniz.. Her şeyden ölesiye korkan ben, yalnızlığa tekrar koşamazdım; koşsam bile kimse bana kollarını açmazdı.

Bir gece keskin kokun tüm vücuduma yayılayarak beni mest etti âdeta. Ağlamanın verdiği şiddetle o gece iyi değildim. Bir uyanıyor, bir uyuyordum.. Bana arkadan sarılışını, beni sımsıkı sahiplenişini kıskandım. Bizi kıskandım. Sana sarılmak istedim ama gücüm, takatim kalmamıştı. Göz kapaklarım büyük bir hünerle gözlerimi aralamama direniyordu. Sabah gözlerimi açtığımdaysa sen yoktun, yanımda değildin. Oysaki çok isterdim bu anın gerçek olmasını; bir rüya olmamasını. Gözlerim kurumasına rağmen gözyaşlarım tekrardan akmaya başlamıştı. Dinmek bilmeyen bir ırmak gibi..

O gece bana gelişin, beni kollarına alışın sesliydi, etrafımda göremediğim baştan aşağı yankılanan bir ses vardı ve ben bunu çok geç fark ettim. Piyanon üzerinde gezinen parmaklarım sessiz bir şarkı çalarken daha çok yalnızlığın girdabına saplandım. Yalnızlık beni içine sarmalarken soğuk tavrından, donuk duruşundan ve en önemlisi beni değerli kılan varlığını çok geç fark ettim. Meğersem ben sevgiye muhtaçmışım yalnızca; bu dünyada küçük bir şefkate.. Senin bana olan davranışlarından sonra daha iyi anladım her şeyi. Hiçbir şey senin suçun değildi, bizim suçumuz değildi. Suç sadece onundu; babamındı. Çok geç farkettim bunu biliyorum.

Özür dilerim Selim..

Bu kelimeleri gelip sana bizzat söyleyemem ama eğer olurda bir gün eline bu defterim geçerse o zaman özrümü kabul edersin umarım. Üç yıl boyunca biriktirdiklerim sana hiç görmediğin bir kapıyı aralarken orada benim dünyamı, ruh halimi tüm çıplaklığıyla görebilirsin ve umarım beni anlarsın..

Belki de o gün her şeye rağmen gitmeliydim. İkimize bir şans vermek acıdan başka bir şey değildi ama bu, o gündü. Kendimi avutarak sana bir şans verdiğimi söylemiştim. Halbuki bu beyaz bir yalandı, cesaretim yoktu gitmeye. Kalacak bir yerim bile yoktu.. Ve artık seni istesem de bırakamam. Her ne kadar bana soğuk davransan da, beni görmezden gelsen de sonsuza kadar böyle sürmeyecek biliyorum. Gözlerindeki sevgi tekrardan ışıl ışıl parıldarken kalbin tekrar atmaya başlayacak ve ben, o gün senin yanında olacağım.

Şu an bu satırları yazarken ağlamamam gerekiyor ama yine ağlıyorum. Ağlamaktan tükendi artık bedenim. Her sayfaya ıslak imzamı bırakırken küçük bir umut ışığı bekliyordu kalbim. Bu sayfalar artık gözyaşıyla değil sevgiyle doldurulmalıydı ama doldurulmuyor, yalnızca bekliyorlardı."

Telefonuna gelen mesaj sesiyle irkilen Zehra defterinin deri kapağını kapatarak çekmecesine koydu ve gözyaşlarını elinin tersiyle silerek telefonu eline aldı. Gelen mesajlardan biri bilgilendirme amaçlıydı, biri abisindendi; yakında buraya geleceğinden bahsediyordu, hızla cevap verdi. Diğeri ise Enes'tendi.

Mesajın üzerine baş parmağını değdirip açarken beklemediği bir mesaj olduğunu fark etti. Kaşları çatılırken şaşkınlıkla baktı telefon ekranına.

"Evinizin yanındaki parktayım, seni bekliyorum."

Henüz yeni atılmıştı bu mesaj Zehra pencerenin önüne geçip perdeyi aralarken Enes görüş hizasına girdi. Henüz parka gitmemişti. Selim'in onu görmemesi için telaşlanırken çevik bir şekilde "Gelemem,"diye yazıp gönderdi. Gerçi Selim odasından dışarı çıkmazdı ama yine de ne olacağı belli olmazdı.

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin