32. Bölüm (Yalnızlık...)

11.2K 550 139
                                    


Bölüm Başlığı: Yalnızlık...

"Biliyor musun Selim? Aslında en başından beri beni sevdiğini biliyordum, ben de en başından beri sana karşı bir şeyler hissediyordum ama dile getirmek kolay değildi. Birisine kolayca seni seviyorum, diyebilmek benim lügatımda yoktur. Birisine kolayca sarılmak, beni öp demek kalbimin çizgilerinden geçmez. Çünkü bu kelimeler kolayca söylenebilecek sözler değil aksine zorlukla söylenebilecek sözlerdir benim için.

Her daim dil yerine karşılıklı gözlerimiz konuştu bizim, sonra kalbimize doğru belirsiz ahenkler çizerek yüreğimizde bir sevgi alevi meydana getirdi. Bu alev büyüdü, büyüdü... Ta ki sevgimiz dışa vurup taşana kadar... Kalbim küçücük ama sevgim kocaman, bunu hissedebiliyorum. Ve benim için aşk bedene değil, ruha dokunabilmeli. Ruhu kalıplara sığdıramayacak şiddette gürültülü olmalı. Herkes susmalı, dinlemeli... Aşkınla ruhuma dokundun ve onu yeniden canlandırdın. O gece beni öptüğün an; ben onu bedenimde değil ruhumda hissettim aslında. İlk kez böyle bir şey yaşıyordum ve böyle bir şeyi asla beklemezdim senden, çok şaşırmıştım ama gariptir ki mutluyum. Mutluluğum denizleri taşıracak cinsten sevgilim... Birisine; ömür boyu seveceğim adama sevgilim diyebilmek ne de güzel bir şeymiş.

O geceden sonra ise bana dokunmadın bir daha, dile dahi getirmedin. Utancımdan ben de hiçbir şeyden bahsedemedim; yüzüne, gözlerine bakmaya utandım hep, kaçtım senden. Ne yapabilirdim ki? Seni gördüğüm her an istemeden de olsa yanaklarım kızarıyor işte. Bak! Şimdi bile kızardı.

Sanırım ilk kez bu satırları ağlamadan dolduruyorum. Çünkü mutluyum, hem de hiç olmadığı kadar. Acaba bu durum her zaman böyle devam edecek mi?

Her zaman mutlu olabilecek miyiz sevgilim?"

***

Genç adam elini uzatarak genç kızın eline uzandı, tereddüt dahi etmemişti karşısındaki kıza dokunmak isterken. Genç kız hızla geri çekti elini elektrik çarpmışçasına, utanıp başını eğdi.

"Elini tutmama bile izin vermiyorsun!"diye sitem etti Selçuk tüm bu olanlardan bıkarak. Görüşeli uzun bir süre olmasına rağmen genç kız, Selçuk'un ona dokunmasına asla izin vermiyordu.

"Özür dilerim ama ben ilk kez böyle şeyler yaşıyorum. Benim her gün sevgilim olmadı ki!" Masumca sergilediği bakışlar Selçuk'a kendisini sorgulattırdı. Bakışları masaya indi üzgün bir şekilde.

"Evet, anlıyorum ama sence de artık zamanı gelmedi mi?"

"Neyin?"

"Bir şeyler yaşamanın."

Gizem kaşlarını çatarak Selçuk'un ne demek istediğini bir süre kavramaya çalıştı. Birden aklına pekte güzel olmayan düşünceler sızdırılınca yüzünü buruşturdu istemsizce.

"Bak, Selçuk! Biz evli değiliz ve seninle bir şeyler yaşayacaksam eğer kocam olduktan sonra yaşamak istiyorum. Eğer benimle evlenmekte ciddiysen ailemle konuş artık."dedi bıkmış bir tavırla, sesi pürüzlüydü.

"Peki,"dedi genç adam karşısındaki kıza yenik düşerek. "Konuşacağım." Bakışlarını masadan ayırmadan önündeki çaya odaklandı tekrardan, sinirle içti.

***

"Baloya neden gelmedin Selim?" Belki de üçüncü kez bu soruyu soruyordu Sedef. Tekrardan sorma gereği duymuştu. Çünkü karşısındaki adamın sesi soluğu çıkmıyordu bir türlü. Yapacakları ödevler olmasa sanırım Selim, genç kızın yüzüne dahi bakmazdı.

"İşim çıktı."diye cevap verdi Selim, kestirip atarak.

"Zaten hep işin çıkıyor." Sitemle sergilediği cümle Selim'in bakışlarının, kendi üzerine çekilmesini başarmıştı. Alttan alttan baktı genç adam ve soğuk bir sesle cevap verdi.

BÜYÜK ADAMIN KÜÇÜK AŞKI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin