Nothing Else Matters bittiğinde yeniden başa almıştım ki annemin bana seslendiğini duydum. Birkaç kez seslendi, aldırmadım, ısrarla adımı söylemeye devam edince istemeden de olsa yatağımdan kalkıp odamdan çıktım. Koridorda yürürken neden beni rahat bırakmıyor ki, diye düşünerek yanına gittim. Bugün yaşamak için fazla bıkkındım.
"Efendim?" dedim yorgun bir sesle ve kapının kenarına yaslanıp kollarımı göğsümde kavuşturdum.
Annem, "Akşam için yemek hazırlıyorum. Birkaç şey lazım, dışarı çıkman gerek tatlım. Bir sokak aşağıda market görmüştüm, kolayca bulabilirsin sanırım," derken tezgâha eğilmiş, yemek hazırlıyordu.
İster istemez annemin evdeki eski yaşantısını düşündüm. Çalışanımız İnci Teyze ve iki yardımcısı evin her ihtiyacıyla ilgilenirdi, annem hiç ev işi yapmazdı, hatta mutfağa girdiğini bile hiç görmemiştim. Şimdiyse annemin yemek yaptığını görmek beni hem şaşırtıyor hem üzüyordu. Annem de benim gibi rahat bir yaşama alışıktı. Eskiden makyajsız dolaşmayan, saçını yaptırmadan bir gün geçirmeyen, her an dışarı çıkacakmış gibi şık giyinen annem çok değişmişti. Şimdi, saçları dağınık bir şekilde omuzlarına dökülmüş, kıyafetleriyse günlük ve sıradandı. Üstündeki mutfak önlüğünü saymıyordum bile.
Annem masaya birkaç tabak bırakıp sandalyeye oturarak bana baktığında derin düşüncelerimden sıyrılıp bakışlarına karşılık verdim. Yüz ifadesinden benim için endişelendiğini görebiliyordum.
"Biraz insan içine çık, Buket. Eskiden sürekli dışarı çıkan sen, şimdi resmen eve kapattın kendini. Bu hiç senlik bir davranış değil," dedi takılarak. Beni neşelendirmeye çalışıyordu.
"Sanki arkadaş ortamım var da ben mi çıkmıyorum?" diye mırıldandım. Ya da çıkıp vakit geçirebilecek bir yer mi var?
"Burada da arkadaşların olacak tatlım, sadece sabırlı olman gerekiyor. Evden çık, gezip dolaş. Yeni birileriyle tanış. Bu senin elinde kızım."
"Her neyse..." dedim konuyu kapatmak isteyerek. "Gitmesem olmaz mı, babamı arasak ne lazımsa iş dönüşü eve gelirken o alsa?" dedim sızlanarak. Çünkü canım hiçbir şey yapmak istemiyordu.
"Babanın ne zaman geleceği belli olmaz. Bu yeni işi onu çok yoruyor, hâlâ toparlanmaya çalışıyoruz, biliyorsun. Bir de evin ihtiyaçlarını ona yükleyemeyiz."
İç çektim ve sıkıntıya boğuldum yine. "Biliyorum," dedim üzgünce.
Annem bana bakarken yüzü biraz asıldı. "Seni böyle görmek istemiyorum kızım," dedi yumuşak bir sesle. Ardından ciddileşerek, "Yoksa burayı sevmedin mi Buket?" diye sordu.
Şaka yapıyordu herhalde?
"Ne önemi var ki? Alışırım sonunda, merak etme. Zaten başka çarem yok."
"Buket," dedi annem kırılgan bir tavırla. "Böyle düşünmen beni endişelendiriyor."
Annemi mutsuz görmeye dayanamıyordum. Aslında bu duruma çok üzülüyordum, lakin annemle babama belli etmek istemiyordum. Onları üzemezdim. Burayı sevmiş ve mutluymuşum gibi davranmak zorundaydım.
Annemi rahatlatmak için hafifçe gülümsedim. "Sen bana aldırma. Her şey çok yeni. Sadece biraz zamana ihtiyacım var anne. Burayı elbette seveceğim, lütfen benim için endişelenme," dedim bana inanmasını umarak. "Üzerimi değiştireyim, çıkarım birazdan, tamam mı, ne istiyorsan alır gelirim." Sonra sesimin sevecen çıkması için kendimi zorlayarak devam ettim. "Hem etrafta benimle tanışmak için ölüp biten birçok kişi olmalı, çok geç olmadan gidip onları bulayım," dedim yalandan bir heyecanla.
Annem de gülümsedi ve cüzdanından para çıkarıp market listesiyle birlikte bana uzattı. "Al bakalım, bu yeterli olur herhalde."
"Tamamdır." Parayı alırken gülümsemesine karşılık verdim.
Aslında belki de dışarı çıkmak iyi bir fikir olabilirdi. En azından biraz hava almış olurdum, diye içimden geçirerek odama gittim. Üzerime kırmızı bir kazak ve pileli siyah eteğimi giyerek nasıl durduğuna bakmak için aynanın karşısına geçtim. Eski alışkanlıklarımdan vazgeçmem hiç kolay olmayacaktı. Hâlâ kırmızıyla siyahı kombine ederek dikkat çekici olmaktan geri duramıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT
Teen FictionAşk hiç bu kadar karanlık olmamıştı... Bir tarafta zenginlik ve lüks içinde yaşayan Buket, bir tarafta herkesin korktuğu, tehlikeli ve insafsız Kağan! Buket'in hayatı babasının iflasıyla değişir ve eski kusursuz günlerini İzmir'de bıraka...