Kağan, "Şimdi, sana nasıl bir ceza versek?" deyip düşünüyormuş gibi yaparak üzerime doğru geldi, bir elini yanıma koyup kitap rafına yasladı ve başını eğerek gözlerimin içine yakıcı bir nefretle baktı. "Öneride bulunmak ister misin?"
Aramızdaki gerilim artarken aniden gelen bir panikle ellerimi göğsüne koyarak onu bütün gücümle ittim. "Uzak dur benden psikopat!" diye bağırdım yüzüne doğru.
Çarpık bir sırıtış dudaklarında belirdi. "Uzak durmazsam ne olur, ne yaparsın çakma prenses?" diye sordu alay ederek.
Sessiz kaldım. Cevap vermekten kaçındım zira az önceki hareketim onu eğlendirmişe benziyordu.
Emre, "Tamam, Kağan, üzerine gitme artık. Yeterince korktu," dedi.
Kağan, Emre'yi hiç umursamadan eğlendiğini belli eden bakışlarını üzerime dikti. "Ben daha yeni başladım."
Bakışlarım ikisi arasında gidip geldi. Biri beni mahvedecekti, diğeriyse kurtaracaktı. Kötü polisler her zaman yanlarında bir de iyi polis mi gezdirirlerdi acaba?
Emre, "Sen bilirsin dostum, fakat seni tanımıyordu, bu seferlik boş ver. Şimdi seni tanımıştır, ona göre davranır," diye diretti.
Kağan bir anlık düşünür gibi olduysa da beni huzursuz edecek bir şekilde bakmaya devam ediyordu. Sonra karar vermiş olacak ki karanlık bir yüz ifadesiyle bana iyice yaklaştı. Burunlarımız neredeyse birbirine değecek şekilde başını eğerek gözlerimin içine beni cayır cayır yakan bir derinlikle baktı.
"Şimdilik gidiyorum çakma prenses ama bir daha beni sinirlendirecek bir şey yaparsan, canını çok fena yakarım," dedi alçak bir sesle.
Tedirginlikten kuruyan boğazımı ıslatmak için yavaşça yutkundum. Gözlerimi kırpmaya dahi korkuyordum.
Geri çekilip bana son kez küçümseyerek baktı. "Vermek istediğim mesajı aldığını düşünüyorum," deyip dudaklarına yayılan küstah gülüşle kapıya doğru yöneldi. Beni korkudan ve bir o kadar büyük olan öfkeden titrer halde bırakıp gitti. Arkasından çıkan Mert ve Serkan da bana alaycı bir bakış atmayı ihmal etmediler. Emre'yse yüzüme hiç bakmadı.
Kütüphanede yalnız kalınca bir süre öylece ayakta durdum ve bedenimi daha fazla taşıyamayacağımı hissettiğimde sırtımı rafa yaslayıp aşağı kayarak yere oturdum. Artık gözyaşlarım kurtulmak istercesine gözlerimi yakıyordu. Bir hıçkırık boğazımdan kurtulduğunda usul usul ağlamaya başladım. Çok korkmuş ve hiçbir şey yapamamıştım. En çok da acizliğime ağlıyordum şu an.
Bugünlük ucuz kurtulmuştum ama içimden bir ses her şeyin yeni başladığını söylüyordu.
Ben nasıl bir belaya bulaşmıştım böyle?
~~~
Instagram : Mavimihri
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT
Teen FictionAşk hiç bu kadar karanlık olmamıştı... Bir tarafta zenginlik ve lüks içinde yaşayan Buket, bir tarafta herkesin korktuğu, tehlikeli ve insafsız Kağan! Buket'in hayatı babasının iflasıyla değişir ve eski kusursuz günlerini İzmir'de bıraka...