6

1.4M 23.3K 2.7K
                                    

Arkamdan gelen diğer iki çocuk da onun yanında durdu. Bir diğeriyse hâlâ yerde yatan çocuğun başında Azrail misali dikiliyordu.

Tedirginliğim artarken yutkundum ve tekrar bakışlarımı Kağan'a çevirdim. "Neden?" diye sordum güvensiz bir sesle.

"Görmemen gereken şeyler gördün. Bir şey olmamış gibi gitmene izin vereceğimi mi sandın?"

Hemen savunmaya geçtim. "Dediğim gibi yanlışlıkla bu sokağa girdim. İzin verin, gideyim, kimseye bir şey söylemem," dedim korku dolu bir sesle, ama kendimden eminmiş gibi görünmek istiyordum, bana inanırsa bırakır diye düşünüyordum.

Kağan gözlerini kırpmadan duygusuz bir şekilde bana bakarken kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Hormonlarım vücudumu ele geçiriyordu sanki, kanım damarlarımda dolaşırken ben şimdi ne olacağını düşünüyordum. Ne yapacağımı bilemeyerek korkuyla bakışlarımı kaçırdım. Göz ucuyla etrafı kolaçan ettim, sokak boydan boya bomboş ve sessizdi. Tıpkı Kağan'ın bakışları gibi. Bana yardım edebilecek kimse yoktu, bu sokakta kaderime terk edilmiş gibiydim.

Bu noktada cesaretimi toplayarak şansımı yeniden denemeye karar verdim. Gitmek için tekrar sağa doğru adım attım ve Kağan yine önüme geçerek yolumu kesti.

"Gitmek istiyorum," dedim ısrarlı bir ses tonuyla.

Kağan hem beni hem de kıyafetlerimi inceleyerek dikkatle bedenimi süzdü. "Senin gibi birinin burada ne işi var?"

Bakışlarındaki duygusuzluk rahatsızlığımı daha da artırdı. "Anlamadım?" dedim soru sorarcasına. "Benim gibi derken ne demek istiyorsun?"

Dudaklarında belli belirsiz tehlikeli bir gülümseme oluştu. Yüzündeki karanlık ifade ödümü koparmaya yetiyordu. Bir an önce arkama bile bakmadan, buradan kaçmam gerekiyordu. Ama resmen etrafımı çevirmişlerdi, nasıl kaçabilirdim ki?

Sesimin titrememesi için dua ederken tekrar konuştum. "Buraya yeni taşındık. Yolları pek bilmiyorum, karıştırdım ve markete giderken kendimi bu sokakta buluverdim," gibi bir şeyler geveledim.

Kaşlarını kaldırdı ve söylediklerimi tekrarladı. "Hımm, demek yeni taşındın," derken iki parmağıyla çenesini kaşıdı. "Belli oluyor."

Sadece kafamı sallamakla yetindim. Korkum gitgide artıyor, kalbim göğüskafesimde bir kelebeğin kanatları gibi çırpınıyordu. Bu sırada yerde yatan çocuk tekrar sızlanmaya başlayınca bakışlarımı ona çevirdim. Hissettiği acı yüz hatlarından okunuyor, yalvaran gözlerle bana bakıyordu.

"Lütfen... Bana yardım et!" Sesi titrek ve çaresiz geliyordu.

Onun bu haline üzülürken yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tuttum. Yaptıkları şey insanlık dışıydı. Çocuk yerde kıvranıyor, onlarsa benimle ilgileniyordu, gerçi o çocuğu bu hale getirenler de onlar değil miydi? Zaten çocuğa yardım etmezlerdi ki! Çocuk ne yapmıştı acaba? Ama ne yaparsa yapsın, insanların iletişim kurma yolu bu olmamalıydı, içimde suçluluk duygusu hissettim, hele hele görüntüsünden etkilendiğim çocuğun böyle birisi olması daha da kötüydü.
~~~
Instagram : Mavimihri

PSİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin