Okul çıkışı Cansu'yla vedalaşıp akşamki parti için sözleştikten sonra, müdürün yanına gitmek üzere çantamı topladım. Bugün cezalıydım ve okulda kalacaktım, hem de Kağan psikopatıyla birlikte!
Bundan daha büyük bir ceza olmazdı zaten. Ben ondan köşe bucak kaçıp onu görmeye bile tahammül edemezken onunla birlikte zaman geçirmek mi? Bir an önce hiçbir sorun çıkmadan zamanın akıp gitmesini ve akşamki partiye gitmiş olmayı diledim. Bu durum fazlasıyla canımı sıkıyordu.
Müdürün odasının olduğu koridorda yürürken kapının önünde duran Kağan'ı görünce nefretle yüzümü buruşturdum. Benden önce gelmişti. Ona doğru yürürken tembel bir edayla bir elini dağınık saçlarının arasından geçirdi, oldukça sıkılmış görünüyordu.
Yanına vardığımda karanlık gözleri gözlerimi buldu ve yüzünde yine varla yok arası kibirli bir tebessüm oluştu. Beni sinirlendirmesine izin vermeyecektim. Onun bu halini hiç takmayarak kapıya yanaştım, fakat varlığını yok saymak imkânsız gibiydi. Delici bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum.
Müdürün kapısını çalmak için elimi kaldırmıştım ki odanın kapısı açıldı ve müdür dışarı çıktı. Kaşlarını çatmış, kınadığını belli eden bir ifadeyle bir Kağan'a, bir bana baktı.
"Seren Hanım'ı kızdıran sizler misiniz?" diye sorup Kağan'a döndü. "Neden hiç şaşırmadım Kağan?"
Kağan cevap olarak büyük bir kayıtsızlıkla omuz silkmekle yetindi.
İç çeken müdür bakışlarını bu kez bana yöneltti. "Sen yeni gelen kız değil misin?" diye sorunca içimde bir utanç hissettim.
Mahcup bir ifadeyle, "Çok özür dilerim hocam, ben çok üzgünüm. Bir daha asla böyle bir şey olmayacak. Söz veriyorum," dedim güçlükle.
Kağan'dan alay ettiğini belli eden bir gülüş duyunca öfke saçan gözlerle ona dönüp dik dik baktım. O ise kaşlarını yukarı kaldırıp alaycılığına devam ederek bakışlarıma sakince karşılık verdi.
Geri zekâlı!
Müdür, "Size gayet uygun bir ceza vermeyi düşünüyorum, umarım bu size büyük bir ders olur. Bir dahaki sefere öğretmenlerinizi sinirlendirirken iki kez düşünürsünüz," dedi, yine bir bana, bir Kağan'a bakarak.
Kesinlikle düşüneceğim, hatta iki kez değil, çok kez düşüneceğim. Bir daha asla Kağan'a uymayacağım diyerek kendi kendime söz verdim.
Müdür konuşmasını sürdürüp "Spor salonunu temizleyeceksiniz," deyince iyi kız olma düşüncelerimden hızla sıyrılarak uzaklaştım.
"Ne! Temizlik mi!" diye inledim üzüldüğümü gösterircesine.
Kağan bu halime karşın usulca güldü. Ona doğru bakmaya tenezzül etmeden müdüre odaklandım.
"Hocam, ne olursunuz başka bir ceza verin. Ben hayatımda hiç temizlik yapmadım," diyerek yakınmaya başladım. "Nasıl yapılacağını bile bilmiyorum."
Müdür yüzünde beliren hafif bir gülümsemeyle, "Öğrenirsin kızım, merak etme, çok zor değil," dedi.
"Hocam, lütfen, yapmayın!" dedim şansımı zorlayarak. Belki vazgeçerdi.
İç çeken müdür, "Hadi bakalım, temizlik malzemeleri spor salonunda sizin için hazırlandı. Akşama kadar bütün salonu tertemiz görmek istiyorum. Eğer kaytarırsanız cezanız iki misline çıkar, ona göre," diye uyarıp odasına girdi.
Kapanan kapıya bakarak üzgünce iç çektim. Ben nasıl temizlik yapacaktım ki, hem de Kağan ile!
~~~
Instagram : Mavimihri
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT
Teen FictionAşk hiç bu kadar karanlık olmamıştı... Bir tarafta zenginlik ve lüks içinde yaşayan Buket, bir tarafta herkesin korktuğu, tehlikeli ve insafsız Kağan! Buket'in hayatı babasının iflasıyla değişir ve eski kusursuz günlerini İzmir'de bıraka...