Memnuniyetsizliğin verdiği kötü hisle birlikte omuzlarım düşmüş bir halde çaresizce spor salonuna yürümeye başladım. Kapıyı açarak içeri girip devasa salonu görünce şaşkınlıktan donakaldım.
Dudaklarımdan "Yok artık" nidası döküldü. Böyle küçük bir okulun ne diye bu kadar büyük bir spor salonu olurdu ki? İçimde patlamaya hazır bekleyen öfkeyi bertaraf ederek ofladım, ben burayı tek başıma nasıl temizleyecektim? Ellerimi alnıma götürüp bir süre öylece spor salonuna baktım. Ardı ardına derin nefesler alarak sakin kalmaya çalıştım. Her an sinirden ağlayabilirdim. Gözlerimi kapatıp, "Sakin ol, sakin ol!" diye mırıldandım kendi kendime.
"Hey, sen iyi misin?" diyen bir ses duyduğumda hızla sesin sahibine döndüm.
Gözlerindeki endişeli ifadeyle bana bakıyordu. Kıvırcık koyu renk saçları rasgele alnına dökülmüştü. Küçük, kahverengi gözlerinde bir çekiklik vardı. Kirpikleri gür ve yukarı kıvrıktı. Küçük hafif kemikli burnu sanki yüzüne özenle yerleştirilmiş gibi duruyordu. Dudaklarıysa küçük burnuna tezat oluşturacak şekilde kalındı. Üzerine giymiş olduğu bol formanın içinde kaslı vücut hatları yine de belli oluyordu. Yapılı vücuduyla oldukça atletik görünüyordu. Güçlü kol kaslarını açığa çıkarırcasına elinde bir basketbol topu tutuyordu. Oldukça havalı ve kendinden emin bir duruşu vardı ki ilk bakışta sporcu olduğu anlaşılıyordu.
Bana doğru birkaç adım atarak, "İyi misin?" deyip sorusunu yineledi.
Gözlerimi kırpıştırarak öfke dolu düşüncelerimi geri plana attım. "İyiyim, teşekkürler."
Gülümsedi. "Bir an için beni korkuttun. Yüz ifadenden cinnet geçirmek üzere olduğunu sandım," derken bakışlarından duyduğu kaygı belli oluyordu.
Buruk bir şekilde tebessüm ettim. "Benim yerimde kim olsa aynı durumda olurdu."
Yanıma gelip, "Ben Timuçin," diyerek boştaki elini uzattı. "Seni daha önce hiç görmemiştim."
"Okulda yeniyim," diyerek elini sıktım. "Adım Buket."
"Peki, Buket. Ne oldu, anlatmak ister misin, neden kötüsün?"
İç çektim. "Cezaya kaldım ve bu gördüğün dev gibi salonu temizlemem gerekiyor," diye açıkladım üzüntümü saklamayarak.
Anlayışla başını salladı. "İstersen yardım edebilirim," dediğinde hafif bir şaşkınlık yaşadım.
"Çok teşekkürler, ama senden böyle bir şey isteyemem," diyerek teklifini geri çevirdim. Sonuçta onu tanımıyordum, hem de Kağan'ın sorumluluğunu ve onun yapması gereken işi Timuçin'e yükleyemezdim.
"Hiç önemli değil, ben zaten antrenman yapmak için gelmiştim. Her halükârda seni beklemem gerekecek. Bu bekleme sürecinde de sana yardım etmek istiyorum," deyip elindeki topu köşeye bıraktı.
İçtenlikle gülümsedim. "Çok iyisin."
"Başlayalım öyleyse," diyerek su dolu kovaların başına gittiğinde hissettiğim minnettarlıkla onu takip ettim.
~~~
Psikopat Serisi 5 kitaptan oluşmaktadır. (Psikopat, Psikopat2, Psikopat3, Psikopat4 ve Psikopat5)
Bütün kitapları kitap satan her yerde bulabilirsiniz❤️
Instagram : Mavimihri
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT
Teen FictionAşk hiç bu kadar karanlık olmamıştı... Bir tarafta zenginlik ve lüks içinde yaşayan Buket, bir tarafta herkesin korktuğu, tehlikeli ve insafsız Kağan! Buket'in hayatı babasının iflasıyla değişir ve eski kusursuz günlerini İzmir'de bıraka...