Kağan ve onunla birlikte gelenlerin tehlikeli tipler olduğu çok bariz ortadaydı. Her biri o kadar çok kendinden emin görünüyordu ki sanki buranın sahibi kendileriymiş gibiydiler. Hiçbir şeyden çekinmeden korkusuzca hareket ediyorlar, etrafta olan biten hiçbir şeye aldırmadan rahatlıklarıyla insanları korkutuyorlardı. Duruşları bile öylesine kibir barındırıyordu ki sanki "Bu okul bize ait," der gibi bir eda içindeydiler.
Neden kimsenin onlara bulaşmak istemediğini ya da onlardan birini görünce telaşla yol verdiklerini çok iyi anlıyordum. Çünkü başlarına bela almak istemiyorlardı. Hele ki bu belanın adı Kağan'sa!
Bakışlarımı Kağan'dan alamayarak onu incelemeye başladım. Darmadağınık olan siyah saçları alnına dökülmüştü. Gömleğinin kollarını dirseğine kadar kıvırmıştı ve dikkatli bakınca kollarındaki dövmeler bu mesafeden bile görülebiliyordu. O kadar çok dövmesi vardı ki yakından bakma isteğiyle dolup taştım. Gerçekten merak etmiştim, acaba ne tarz dövmeler yaptırmayı tercih etmişti? Bir elini saçlarından geçirip zaten dağınık olan saçlarını iyice dağıtırken benzersiz bir şekilde çekici görünüyordu. Hatta öyle ki saatlerce bakılası, kusursuz bir yüzü vardı. Lanet olsun, çocuk inanılmaz derecede yakışıklıydı!
Kağan'ı seyrederken adeta eriyip bittim, ta ki içimdeki bir başka ses -ki büyük ihtimalle mantığım- araya girene kadar. İç sesim 'Ama bir o kadar da öküzün teki' diye hatırlatmayı ihmal etmedi. Evet, maalesef ki öyleydi!
Emre, Kağan'ın yanına geçip cebinden bir sigara paketi çıkararak içinden bir dal aldıktan sonra, diğerlerine de tuttu. Gözlerim büyüyerek hemen etrafıma bakındım. Bahçede sigara içiyorlardı! Hem de gayet rahat bir şekilde, hiç mi hocadan çekinmezdi bunlar? Bu okul cidden garip bir yerdi.
Yanlarına siyah saçlı bir çocuk gelince bu kez dikkatimi ona verdim. Acaba onları uyarmaya mı gelmişti? Bir sigara da ona uzattıklarında bu zavallıca düşünceyi zihnimden kovdum. Kabullen kızım, dedim kendi kendime, onları uyarmak için kimse gelmeyecekti. Kağan gerçekten de bu okulun sahibiydi anlaşılan.
Yeni gelen çocuk sigarasını uzun uzun içine çekip başını yana çevirerek üflerken, yüzünde bir kaşından yanağına doğru inen derin bir yara izi olduğunu fark ettim. Yara oldukça belirgindi ama bu yakışıklılığından hiçbir şey kaybettirmiyordu. Siyah saçlarıyla uyumlu koyu renk gözleri ve açık tenine yayılmış belli belirsiz kirli sakalıyla oldukça sert görünüyordu. Fakat ne yüzünde ne de bakışlarında hiçbir ifade yoktu; sanki bir heykel ya da fotoğraf gibi sadece bakılmak için vardı; sanki insana dair duygular onda yokmuş da ne yaparsanız yapın hiçbir şey hissetmeyecek gibiydi. Ruhsuz bir zırh kuşanmış gibi sert ve dimdik duruyordu. (Hakan'ın hikayesi EN ACI AŞK kitabına profilimden ulaşabilirsiniz)
~~~
Instagram : Mavimihri
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT
Teen FictionAşk hiç bu kadar karanlık olmamıştı... Bir tarafta zenginlik ve lüks içinde yaşayan Buket, bir tarafta herkesin korktuğu, tehlikeli ve insafsız Kağan! Buket'in hayatı babasının iflasıyla değişir ve eski kusursuz günlerini İzmir'de bıraka...