9

1.1M 20.2K 2.2K
                                    

Kapıyı çalıp derin bir nefes alarak yavaşça içeriye girdim. Müdür karşısına bir çocuğu almış, azarlıyordu sanki. Beni görünce kalın çerçeveli gözlüklerini hafifçe indirerek bana dikkatlice baktı. "Sen, yeni gelen öğrencimiz olmalısın," dediğinde onaylayarak başımı hafifçe salladım. "Evet, hocam."

"İsim neydi?"

"Buket Soylu."

Önünde duran dosyaları karıştırırken, "Nereden gelmiştin kızım?" diye sordu yumuşak bir sesle.

"İzmir'den geldim hocam."

"Hımm..." diye memnun bir ifadeyle mırıldandı. "İzmir çok güzel bir şehirdir. Üniversiteyi orada okumuştum. Emekli olduktan sonra kesinlikle yerleşmek istediğim yer," deyip gülümsedi.

Ben de ona eşlik ederek gülümsedim. "Evet, çok güzeldir İzmir. Kesinlikle vazgeçilmez ve çoğunlukla herkesin hayatının bir noktasında bulunmak istediği bir şehir," dedim heyecanla.

"Bu kadar sevdiğin bir yerden ayrılmak zor olmalı senin için."

Kendimi tutamayarak içimden geçenleri tüm samimiyetimle mırıldandım. "Yani... Bazen keşke hâlâ İzmir'de yaşayabilseydik, keşke Ankara'ya taşınmak zorunda kalmasaydık diyorum." Sözler dudaklarımdan çıkarken bariz olan hüznüm sesime de yansıdı.

Bana anlayışla gülümsedi. "Bazen üzülerek sürekli tekrarladığımız 'keşke'ler bir yerden sonra bizi mutlu eden şeylerle karşılaşır ve o sözcük bu kez 'iyi ki'lere dönüşür."

Kaşlarımı çattım. "Ben pek öyle olacağını düşünmüyorum," dedim inatçı bir sesle.

Gülümsemesi büyürken, "Dur bakalım, daha yeni geldin. 'Keşke'leri değiştirmek için önünde uzun bir zaman var. Bence Ankara'yı da seveceksin," deyip tekrar dosyaları karıştırmaya döndü.

İçimden hiç sanmıyorum diye geçirirken gözlerimi devirmek istedim. Müdürümüz çok iyi niyetli ve pozitif birine benziyordu. Hatta fazla pozitif. Bu bazen sinir bozucu olabiliyordu.

"Dosyalar birbirine girmiş," diye mırıldandığında zihnimdeki düşünceleri kovdum, ardından telefonu eline aldı ve tuşlara basıp karşı tarafın cevap vermesini bekledi. "Alo... Buket Soylu'nun dosyasını getirir misiniz?" deyip telefonu tekrar yerine koydu.

"Sen biraz bekle kızım. Aylin Hanım dosyanı getirecek," dediğinde başımı olumlu anlamda sallayıp kenara çekildim. Odadaki çocuk tamamıyla görüş alanıma girince şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. Göz göze geldiğimizde onun da merakla bana baktığını gördüm.

Yok artık! Hayır, hayır, hayır... Bu olmamalıydı.

PSİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin