28. Bölüm

3.9K 152 56
                                    

"Woah!"

Kollarımı iki yana açmış etrafımda dönerken ister istemez bir nida kaçtı ağzımdan.

"Pratik odası ne kadar büyük !"

Şaşkın ve büyülenmiş bir şekilde etrafa bakarken Emre'nin kıkırtısını duydum.

"Eh biraz büyük işte."

Gözlerimi kocaman açarken sordum.

"Biraz mı ? Emre benim ablam ile yaşadığım ev kadar neredeyse! Biraz mı bu?"

Emre gülüp çantasını yere bıraktı. Pratik odası o kadar güzeldi ki. Bir duvarı tavandan yere kadar ayna ile kaplıydı. Aynalı duvar ile diğer duvarların birleştiği yerlerde hoparlörler vardı. Hani şu uzun olanlar var ya . Onlardan işte. Odanın dört köşesinde de vardı. Onun dışında başka bir özelliği yoktu odanın. Ama oda beyaz olduğu için çok ferahtı. Beni bıraksalar yaşarım ben burada.

"Buğlem ,biraz köşe de şaşır veya büyülen artık neyse. Pratik yapmam gerekiyor."

Hızlıca kafa sallayıp aynalı duvarın tam karşısında ki duvara yaslanmış olan deri koltuğa oturdum.

Emre hareketli bir şarkı açıp dans etmeye başladı. O kadar keskin ve sert dans ediyordu ki. Şu durumda normal bir insan olsa sakatlanmaması kaçınılmaz olurdu. Ama dediğim gibi bu normal insanlar için geçerli. Emre için değil. Emre bir gün boyunca dans eden biri. Bunun ona ağır geleceğini sanmıyorum.

Gözlerimi Emre'den alamıyorum. O kadar güzel dans ediyor ki. Mükemmel bir dönüş ile dansı bitirdi. Ayağa kalkıp alkışladım.

"Mükemmeldi Emre !"

Gülüp teşekkür etti. Yere bıraktığı çantasından su şişesini alıp şu içti. Emre.Ter.Su. Derin bir nefes verdim. Kafamı sağa sola salladım. Saçmalama Buğlem. Çocuk pratik yapıyor sen neye bakıyorsun.

"Sıkılmadın mı ?"

Emre'nin sorusunu başımı sağa sola sallarken cevapladım.

"Hayır. Dans etmeyi ve izlemeyi çok severim."

"Etmeyi ?"

"Yani herkes gibi bende kendimce dans ediyorum işte. Herkes yalnızken dans eder. Etmez mi?"

Emre deri koltuğa oturup arkasına yaslandı.

"Eder sanırım. O zaman sen dansını bana göster herkesten farkın olsun."

Gözlerimi büyüttüm. Ne demek önümde dans et ?!

"Yok. Olmaz. Hem sana kendimce dans ediyorum diyorum. Yaptığım hareketleri hayal edemiyor musun ? Başka birinin önünde yapamam o hareketleri. Hele ki o başka biri sen isen asla olmaz Emre !"

"Peki. Israr edemeyecek kadar yorgunum."

Kafasını koltuğun sırt koyma yerine koyarak gözlerini kapattı. Yorgun olduğu her halinden belliydi.

Emre'nin gözleri kapalıyken odayı dolaşmaya başladım. Yani dolaşmak dediğim aynaya doğru yürüyüp tekrar koltuğa yürüyordum. Arada topuklarımın üstünde dönüyordum. Aslında bakarsak bir nevi dans etmeye başlamıştım.

Emre'ye bakıp göğsünün düzenli inip kalkmasından biraz kestirmeye karar verdiğini anlamıştım. Koltuğa doğru sanki bir ipin üstünde yürüyormuş gibi gittim. Bir ayağımın üstüne oturup diğerini koltuktan aşağı sarkıtarak Emre'ye doğru döndüm ve kolumu Emre'nin başının biraz gerisine dayadım. Kafamı da elime koyarak Emre'yi izlemeye başladım.

Gülümsedim. Onu uyurken izlemek hoşuma gitmişti. Bazen düşünüyorum diğer fanların dediği gibi gerçekten şanslı mıyım ? Bundan pek emin değilim açıkçası. Bazen sadece onunla evlenme hayalleri kuran , her konserine giden bir fan olarak kalmam gerekiyormuş gibi hissediyorum. Sadece bize gösterdiği tarafını bilmek belki de en iyisidir.

Kocam Bir Gay (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin