29.Bölüm

3.9K 180 64
                                    

40K olmuşuz. Teşekkür ederim 🙏
O zaman şöyle bir şey yapalım , bu bölüme en uzun yorum yapan kişiye bir dahaki bölümü ithaf edeceğim.

Cidden 40 bin okunmaya layık bir kitapbilmiyorum. Size gerçekten çok minnettarım. İyi ki varsınız.

<1 hafta sonra>

"Yaa Emre . Söyle işte ! Ne olacak sanki ! Merak ediyorum !"

Bu 1 hafta da çokca " senden nefret etmeme izin ver" ve " hangi şarkıyı söyleyeceksin? " cümlelerini kurmuştum. 1 haftadır Emre'ye yalvarmama rağmen programda söyleyeceği şarkıyı bana söylemiyordu. Bunun üzerine bende sinirlenip ondan nefret etmek istediğimi söylüyordum.

Sahi , artık nefret etmek istiyor muyum ?

"Buğlem 1 haftadır bıkmadın mı? Git artık başımdan. Söylemeyeceğim. Programda duyacaksın zaten. Niye bu kadar zorluyorsun ?"

Emre derin bir nefes vererek koltuğa oturdu. Bende yanına oturdum.

"Of iyi ! Söylemezsen söyleme !"

Emre ayağa kalktı.

"Ben biraz pratik yapacağım. "

Salonun duvarında bulunan aynanın karşısına geçip dans etmeye başladı. Ah cidden ! Şarkıyı söylese ölecek sanki !

Bu 1 hafta içerisinde onunla beraber yine sirkete gitmiştim. Ama hiç bir şekilde şarkı pratiği yaptığına şahit olmadım. Neden benden saklıyor şarkıyı ? Hayır yani zaten programda duyacağım. Saklaması mantıksız değil mi ?

"Ben yemek yapayım o zaman."

Emre beni kafa sallayarak onaylarken mutfağa geçtim. Telefonuma gelen bildirim sesi ile içine su koyduğum çaydanlığı ocağa koyduktan sonra masanın üzerinde duran telefonu elime aldım. Mesaj vardı ve ablamdan gelmişti.

"Programda ne giyeceğini seçtin mi ?"

Mesajı okuyunca telefondan gözlerimi çekip düşündüm. Bunu düşünmeme gerek var mı ki ? Hem daha 1 hafta var hem de pantolon tişört yetmez mi işte ?

Anlam vermeyerek telefonuma dokunup yazmaya başladım.

"Düşünmeme gerek var ki ? Pantolon tişört yetmez mi ?"

Telefonu masaya bırakıp kaynayan suyun altını kapattım. Dolaptan nohut alıp bir leğene koyduktan sonra yıkadım ve sıcak suyu üstüne döküp ıslanması için tezgahın üstüne koydum. Telefonumdan gelen bildirim sesi ile ellerimi havlu ile kurulduktan sonra masaya gidip telefonumu elime aldım.

"Ne demek düşünmeme gerek var ? Saçmalama Buğlem! Tabii ki düşünmene gerek var ! Hayatında ilk defa televizyona çıkacaksın hem de canlı ve pantolon tişörtgiyeceksin ? Seninle alışverişe çıkmamız lazım. Elbise alırız."

Okuduktan sonra göz devirip yazmaya başladım.

"Asıl sen saçmalama abla. Ne elbisesi ? Görmemiş gibi. Pantolon tişört yeter işte. Ne gerek var ki elbise giyinmeye..."

Kocam Bir Gay (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin