"Ee. İstediğin bir şey yok mu?"
Yemeğimizi bitirmiş neredeyse kalkmak üzereydik. Ama Buğlem hala benden hiçbir şey istemedi.
"Şey... aslında bir şey var ama... durumun çok müsait değil."
Anlamadığımı belli eder şekilde kaş çattım.
"Nasıl yani? Neymiş o?"
"Ya olmaz. Söylersem sen kesin yaparsın."
"Buğlem söyle işte."
Buğlem derin bir nefes verdi. Başını aşağı eğdi.
"Aslında... Seninle dans etmek istiyorum... Ama ayağın...?"
Güldüm.
"Ayağım önemli değil. İyileşmek üzeredir zaten. Acımıyor bile artık. Hadi kalk."
Buğlem elini uzatıp beni durdurdu.
"Ay hayır Emre. Saçmalama. Sonra bir şey olacak kendimi suçlu hissedeceğim. İstemiyorum."
"Buğlem sen beni dans etmek için zorluyor musun? Aksine ben seni zorluyorum. Bir şey olursa kim suçlu olur sence? O yüzden kalk hadi."
Buğlem ayağa kalktı. Elimi uzatıp önünde hafifçe -ayağımın izin verdiği kadar- eğildim.
"Benimle dans eder misiniz Buğlem hanım?"
Buğlem gülüp elini elimin üstüne koydu.
"Tabii ki Emre bey."
Koltuk değneğini almadan restoranda ortaya doğru yürüdük. Zaten birkaç çift dans ediyordu. Biz de onların arasına karıştık. Ortaya geçince bir süre birbirimize baktık. Ne yapacağımı hatırlayamıyorum. Neden heyecanlandım bu kadar?
Kafamı hafifçe sağa sola sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Çekingen bir şekilde ellerimi Buğlem'in beline koydum. Buğlem bir müddet donup kalsa da sonradan küçücük ellerini benim omuzlarımın büyüklüğüne kattı.
İkimizde derin bir nefes verip hareket etmeye başladık. Ayağım yüzünden biraz temkinli davranıyordum. Şimdilik iyi ama yine yanlış bir şey yaparsam programa çıkma şansımı hepten kaybederim. Programa 4 gün kalmışken bu en son isteyeceğim şey bile değil.
Buğlem'in bakışları göğsümdeydi. Ama ben onun gözlerine bakmak istiyorum. En içine.
"Buğlem."
Bakışlarını düzeltmeden cevap verdi.
"Efendim?"
"Gözlerinin içine bakmama izin verir misin?"
Konuşmadı. Durduk. Sadece durduk. Bir şey söylemesini bekledim ama söylemedi. Bakışlarını yavaşça gözlerime yöneltti. Gözleri dolmuştu. Neden ki? Ellerini omuzlarımdan çekti.
"Yapma Emre. Beni seviyormuş gibi yapma. Sen -muş gibi yapıyorsun ama ben gerçekten seviyorum. Ayrıldığımızda çok fazla üzülmek istemiyorum. Bu yüzden bunu bana yapma."
Buğlem geri masaya döndü. Ben bilerek yapmadım. Yani onu üzmek istememiştim. Sadece gözlerine bakmak istedim ve bunu dile getirdim. Gerçekten üzüleceğini düşünmedim.
Yavaşça yürüyerek ben de masaya geçtim. Tuhaf bir atmosfer oluştu.
"Gidelim mi?"
Buğlem'in sorusuna 'hayır' demek istedim ama hayır dersem daha çok üzülür diye düşündüm.
"Tamam, gidelim."
Koltuk değneğimi alıp ayağa kalktım.
"Sen bekle biraz. Ben hesabı ödeyip geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kocam Bir Gay (!)
General Fictionx BL konulu değildir x Bir sabah uyandığında bir Gay skandalında bulmuştu kendini Emre . Şok olmuştu . Emre'ydi bu sonuçta . Gay olması imkânsızdı . Değildi de zaten . Evet çok ünlü bir şarkıcıydı ama ona Gay iftirasını kim atabilirdi ki ? Menajeri...