Bölüm 17

217 15 4
                                    

Harry valizine eşyalarını koyarken bende Taylor'ın yanaklarına öpücük bırakıyordum. " Louis son kez soruyorum emin misin? Cidden oraya gitmeyebilirim. Hem nasıl karşılanacağımı bilmiyorum. Bana hala kızgın olabilirler." Yatağa oturup ona baktım.

" Bebeğim büyükannenin cenazesinde  olmalısın. Sana kızgın olmuş olsalardı emin ol çağırmazlardı." Dedim onu rahat ettirmek için. 1 haftalığına Manchester'a cenaze için gidecekti ama tedirginlikleri yüzünden doğru düzgün üzüntüsünü dahi yaşayamıyordu. Büyük bir tepki görmekten korkuyordu ki bu çok normaldi. Buraya ilk geldiğimizde gittiğinde onu ağlatmışlardı benimle evli olduğu için. Daha sonra bunca sene haber vermeden ortadan kaybolduğu için de öfkelilerdi. Umarım orada rahat edebilir.

" Sizi 1 hafta boyunca burada bırakmam mümkün değil. Tanrım senin evi idare edebileceğinden şüpheliyim. Buraya geldiğimde kirli bir ev bulmak istemiyorum."

" Tüm gün boyu ikimizde evde olmayacağız. Evi kirletmek için fırsatımız dahi yok. ayrıca uygun bir ortam olduğunda oraya geleceğimi unutuyorsun sevgilim. Şimdi üzerine düşen son görevi yapmak için gidiyorsun." Valizin fermuarını kapattım. Artık geri dönüşü yoktu.

" Pekala sana bazı eşyaları nasıl kullanacağını göstermeliyim. Benimle gel." O giderken mecbur olarak ayağa kalktım ve onu takip ettim. Beraber önce mutfağa girdik. " Taylor baban yokken kesinlikle buradan uzak duruyorsun. Çekmeceleri karıştırmak yok. Orada bıçak olabilir. Louis sende ocağı kapattığına emin olmadan buradan çıkmayacaksın. Bıçakları daima kaldıracaksın." Çok paranoyakça davranıyordu.

" Harry sen yokken buraya girmeyeceğime emin olabilirsin."

" Ah sevindim buna Taylor. Şimdi olur da acil bir şey çıkar diye çamaşır makinesini çalıştırmayı göstereceğim." Sırf rahat etmesi için bunları dinliyordum. Oradayken durmadan beni aramasını istemiyordum.

Çamaşır odasına girdik." Beni iyi dinle. Bu kısıma deterjan koyuyorsun. Sonra bu düğmeye basıyorsun." Başımı salladım.

" Pekala...suyu nereye koyacağız." İkimizde birbirimize uzun süre baktık sonra pes edercesine başını salladı. Yanlış bir şey mi sormuştum? Bugüne kadar çamaşır işiyle ilgilenmemem benim suçum değildi.

" Gitmekten vazgeçtim Louis. Seni aptal makineye su konulmaz." Öfkeyle çıktığında Taylor bana gülüyordu. Ona kaşlarımı çattım ama gülmesi durmamıştı.ah Harry cidden gitmekten vazgeçmişti. Bu büyük bir problemdi.

" Harry bekle! Bu odadan uzak duracağım. Hadi şimdi çık. Daha fazla geç kalmamalısın."

" Evet Harry. Babam bana emanet. Onun yanlış bir şey yapmasına izin vermeyeceğim." Taylor da yanıma geçmişti. İkimizde ona bakıyorduk.

" Büyükanneni ne kadar çok sevdiğini biliyorum. Onun için orada ol. Bir süreliğine burayı aklından çıkar. Biz anneme de gideriz. Bizi düşünmene gerek yok." Dedim daha fazla ikna olması için.

Yanıma gelip boynuma sıkıca sarıldı. Beline ellerimi doladım. Taylor da Harry'nin bacaklarına sarılmıştı. " Pekala oraya gideceğim. Ama çağırdığımda her ikinizde yanımda olacaksınız." Yüzünü boynuma gömdüğü için sesi boğuk çıkıyordu.

" Taylor da mı?" Diye sordum. " Evet Louis. Ailemizle tam tanışmalı herkes." Belli belirsiz başımı salladım. Benden ayrıldığında yere diz çöküp Taylor'a sarıldı.

" Harry ağlıyor musun?" Sırtımı duvara yasladım. Cidden ağlıyordu. " Hayır ağlamıyorum Tay. Şimdi yola çıkacağım. Sizde ben yokken  abur cubur yemeyeceksiniz." Gülerek başımı salladım. Bu imkansızdı. İşten yorgun gelip birde yemek mi yapacaktım? Ah bu imkansız. " Şimdi valizimi alacağım." Yukarıya çıkarken Taylor bacaklarıma sarıldı. Saçlarını dağıttım. " Baba her gün dışarıda yiyeceğiz değil mi?"

Forgive Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin