O kadar kötü haberden sonra yıkıp döktüğüm oda umrumda değildi. İş hayatımı da kendim mahvedecektim ama gerçekten umrumda değildi. İçimi çektim. İşte tam şuan da içkiye ihtiyacım vardı. Kendimi çok yalnız hissediyordum.Cam kırıklarının arasından fotoğrafımızı aldım. Annesini aramak istiyordum ama telefonumu da kırmıştım. Büyük bir çıkmazın içerisindeydim. Odamın kapısı açıldığında kendime lanet okudum. En başında kapıyı kilitlemem gerekiyordu. Böylece rahatça yasımı tutardım. Bu halimi kimsenin görmesini istemiyordum. Çünkü gerçekten acınası bir haldeydim.
" Louis iyi misin oğlum?" Dizlerimi karnıma doğru çektim. " Kendine bir zarar verdin mi? Başını kaldır Louis. Beni endişelendiriyorsun." Neyse ki gelen babamdı. Bir yabancı değildi. Ama o beni bu halde ilk defa görüyordu. Normal şartlarda burayı dağıttığım için utanırdım ama şuan bunu takacak durumda dahi değildim. Bu yüzden bende yüzümü ondan saklayarak gizlenecektim. Bu sefer kimse benim moralimi düzeltemezdi. Babam ellerimi çektiğinde başımı da zorla kaldırmıştı. Hemen sweatshirtümün kollarını kaldırıp kollarıma bakmıştı. Neden herkes kendimi her an öldürecekmişim gibi davranıyordu? Kendimi cam kırıklarıyla öldürmeye falan kalkmamıştım. Bu halime daha fazla ağlamaya başlamıştım. Son olarak elimden fotoğrafı almıştı.
" Kendimden nefret ediyorum." Diye mırıldandım. " Sen hiçbir şey yapmadın. Kendini suçlu hissetme."
" Engel olabilirdim."
" Sen elinden gelen her şeyi yaptın." Başımı olumsuz anlamda salladım. Ellerimi onun ellerinden çektim. " Kendimi daha öldürmedim, git."
" Hayır buradan ikimiz gideceğiz." İtiraz edecek bir durumda değildim. " Hayatım bitti."
" Ah bunu demekten vazgeç. Daha hiçbir şey belli değil Louis."
" Belli değil mi?! Boşanma evrakları geldi. Orada." Parmağımla dosyayı gösterdim. Ayağa kalkıp oraya doğru gitmişti. O dosyayı tekrar görmek istemiyordum.
Başımı kollarıma koydum. Ağlayacaktım ve buna kimse karışamazdı. Hıçkırarak ağlıyordum. " Tamam kalk eve gidiyoruz. Bu kadar yas yeter." Yanıma yeniden geldi.
" Şuan bana yapacağın en büyük iyilik büyük bir şişe içki almak olur."
" Louis kızdırıyorsun beni. Seni azarlamak üzereyim."
" Umrumda değil. Ben olgun birisiyim."
" O zaman olgun davran Louis!" Bana bağırınca daha fazla ağlamak istemiştim. İlk defa bana sesini yüksetmişti. Yanıma diz çöktü. " Tamam haklısın. Evliliğinin bittiğini düşünüyorsun. Ama kendini bu şekilde bırakman doğru değil. Taylor var. Bunları unutuyorsun."
" Onun karşısına bu şekilde çıkamam. Anneme gitmek istemiyorum. Beni yeniden azarlayacak."
" Annenle konuşurum bu gece bizimle kalırsın. Ayrıca bundan da annene söz etmeyeceğiz. " Başımı salladım. " Hadi kalkalım. Dinlen biraz." Onun beklemediği bir zaman boynuna sarıldım.
" Teşekkür ederim baba. Seni uğraştırıyorum. " Beni annemden kurtarmıştı. O da bana sarılmıştı. " hiçbir problem yok sen artık üzülme. Her şeyi halledeceğiz." Ona daha sıkı sarılıyordum. " Seni annene karşı koruyacağımı unutma. Ondan çekinmene gerek yok. Gidelim mi artık?" Ondan destek alarak ayağa kalktım.
" Odayı da mahvettim." Diye mırıldandım.
" Zaten eşyaların yenilenmesi gerekiyordu." Koluna girdim. Yürümek bile bana zor geliyordu. Gözlerim acıdığı için önümü zor görüyordum. " Louis içki içmeyeceksin bana sadece bunun sözünü vermeni istiyorum." Sesimi çıkarmadım. Çünkü söz verirsem eğer bunu tutmazdım. " Böyle bir şey söz konusu olursa seni yeniden tedavi olman için hastaneye zorla götürürüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgive Me
FanfictionLouis, artık gerçekten gerçek aşkı bulduğuna inanıyordu. O artık Harry ile evliydi ilişkileri harika ilerliyordu ta ki Taylor ile karşılaşana kadar. Biricik oğlu 6 yaşına girmişti. Asıl sorunlar şimdi başlıyordu. Louis'nin cinsel tercihi yüzünden oğ...