Bölüm 29

298 12 1
                                    

Medyanın tatlılığı 😍😍😍

5 gün sonra

Kapı tıklandığında pozisyonumu hiç bozmamıştım. Onlara defalarca yanlarına gitmeyeceğimi sert bir şekilde belirtmeme rağmen hala rahatsız ediliyordum. " Louis, biliyorum istemiyorsun artık ama misafirimiz var."

Yorganıma daha sıkı sarıldım ve başımı kadar çektim. " Hangi sikik geldiyse umrumda değil."

" Louis günlerdir yataktan çıkmadın. Hadi birtanem."

" Anne istemiyorum diyorum sana! Uyuyacağım." Beni görmemesine rağmen gözlerimi kapattım. Belki o zaman giderdi. " Louis..."

" Evrakları da imzaladım anne benden daha ne istiyorsun? Çık odamdan artık." Sonunda kapı kapandığında rahatlamıştım. Annem beni ciddi anlamda bunaltıyordu. Benim yanımda olmaya çalışıyordu ama gerçek anlamda sıkılıyordum. Artık onun yüzünü görmek istemiyordum, Taylor sadece uyumak için yanıma geliyordu ama onun yüzünü de görmek istemiyordum sanırım herkese karşı sabrım tükenmişti.

Artık evime gitmek istiyordum. Burada kalmamın bir faydası olmuyordu bana. Aksine her geçen gün sinirlerim bozuluyordu, her an patlamaya hazır bomba gibi oluyordum. Bu evde sadece Taylor'a bağıracağım için ufak bir kelimesinde rahatlıkla azarlıyordum. Böylelikle sinirimi azaltmaya çalışıyordum. Bu yaptığım doğru değildi ama bağırıp öfkemi geçirmeye ihtiyacım vardı.

Eve gidersem daha rahat olacaktım. Zaten yemek yemediğim için bir zorluk yaşamayacaktım. Taylor'ı bu halde yanıma alırsam zavallı hep benim azar cümlelerimi dinlerdi, annem de zaten onu benim yanıma bırakmazdı. Ah evet evime gidip rahat edecektim. Ne Taylor olacaktı ne de annem. Sadece ben. Böylelikle yalnız kalıp kendim vakit ayırabilecektim. Burada genelde annem beni hep bir şeylere zorlarken kendime ayırdığım bir vakit yoktu. Bir an önce evde olup günlerce yatağımdan çıkmayacaktım. Zaten babam kendimi toparlayana kadar iş konusunda izinliydim ama artık devam etme konusunda emin değildim. İşimi de bırakacaktım.

Aldığım yeni kararları gerçekleştirmek için etrafa baktım. Eğer ayağa kalkarsam eşyalarımı toplayıp, üzerimi değiştirmem gerekiyordu. Bunlar beni çok uğraştıracaktı. Bu yüzden aklımdaki planları daha sonraya erteledim.

Kapı yeniden açıldığında seslice küfrettim. Hâlbuki az önce gelmeyeceğimi söylemiştim. " Siktir anne! Gelen her kimse umrumda değil beni yalnız..." Başımı kapıya doğru çevirdiğimde cümlemi tamamlayamamıştım. Karşımdaki kişi annem ya da Taylor değildi. Harry vardı. Bu bir rüya olabilirdi. Son zamanlarda çok rüya görüyordum. Bu da onlardan birisiydi. Harry 2 haftalık sürede asla ortaya çıkmamıştı. Tanrım o benden kendini tam anlamıyla uzak tutarken burada olması saçmalıktı. Ah tabi benimle dalga geçmek için geldiyse ona saygı duyardım.

Sonuçta numarasını bilmiyordum. Burada oluş sebebi kesinlikle evraklardı. Başka bir ihtimal olamazdı. Beni özlememişti bile. Bu düşüncelerden sonra ona karşı gururlu davranıp hemen yumuşamayacaktım. Gerçi 5 dakika sonra bacaklarına sarılmış bir şekilde ona yalvarıyor olabilirim ama kendime engel olacaktım.

Ayaklarımı yere sarkıttım. Sırtım ona dönük olduğu için yüzünü göremiyordum. Şuan ona öfkeli de olsam burada olması beni mutlu etmişti. 2 haftada fotoğraflar dışında ilk kez onu kanlı canlı bir şekilde karşımda görüyordum. Büyük bir ciddiyetle " evrakları imzaladım. Çoktan avukatına gitmiştir. Başka eksik mi var?" Dedim. Konuşurken sesimin titremediği için kendimi alkışlamak istiyordum.

" Evet biliyorum. dava kısa sürede açılacak." Dediğinde içimden ona tokat atmak gelmişti. Bunu tahmin etsem bile içten içten özür amaçlı burada olmasını istediğim için öfkelenmem gayet normaldi.

Forgive Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin