Bölüm 8

258 17 1
                                        

Toplantı odasında sunumum için bazı hazırlıklar yaparken cidden heyecandan ölecektim. Zamanında daha önemli insanların karşısında bulunmuş birisiydim üzerimdeki bu saçma gerginliği anlayamıyordum. Ama kendimi babama karşı ispatlamak istiyordum. Artık gözünde hep sorun çıkaran, durmadan kavgalara dahil olan, sorumluluklarından kaçan bir serseri olmak istemiyordum. Ben bir şeyleri mahvetmekten cidden yorulmuştum. Sevimli bir ailem vardı. Bazı şeyleri yaparken onları düşünmek zorundaydım. Davranışlarımın onları etkileyip etkilemediği benim için gerçekten önemliydi.

Odaya Gus girdiğinde telefonumun ekranı yanıp sönüyordu. Bilmediğim numarayı şimdi açamazdım. Beni beklemek zorundaydı. Çünkü toplantının başlamasına dakikalar kalmıştı. " sunumu ben yapacağım yeni çocuk." ona anlamsız bir şekilde baktım. Hazırlamak için geç uyumuştum. " daha çömezsin ve bu kadar önemli sunumu sana emanet edemeyiz."

" aslında insanlar ile oldukça iyi anlaşan birisiyim. Sonuçta eski mesleğim insanlara dayanıyordu. Bunu ben hazırım ve sende Oturup dinleyeceksin." masanın üzerindeki bardağı alarak sakin kalmak için suyumu yudumladım. Heyecandan ölmek üzereyken Gus'ın bu sözleri bana iyi gelmemişti.

~

Kesinlikle hiçbir şeyi mahvetmemiştim. Toplantıda durmadan çalan telefonuma rağmen her şey kusursuz ilerlemişti. Hatta o kadar iyi olmalı ki müşteriler babam ve benimle beraber yemeğe çıkmış, kadeh kaldırıyorduk. Beni cidden sevmiş olmalılar.

Gülerek kaldırdığım kadehi tokuşturduk. " pekala Bay Tomlinson kabul etmeliyim harika bir oğlan yetiştirmişiniz. Oğlunuza gözü kapalı şirketi emanet edebilirsiniz. Toplantı başladığı ilk dakikadan sizinle bu anlaşmayı imzalamak için çoktan İkna olmuştum." dedi. Gülümsedim. Bu övgü dolu sözleri duymak için tüm gece boyu çabalamıştım ve bu şekilde karşılığını almak çok güzeldi.

" emeklerimi boşa çıkarmayacağını biliyordum." dedi babam. Bana son dakikaya kadar emin olup olmadığımı sorgulamıştı. ama bu toplantıda birçok şeyi kanıtlamıştım. Telefonum yeniden çalmaya başladı. yine o bilinmeyen numara arıyordu. masadan özür dileyerek kalktım. Artık buna bakmalıydım. vazgeçmeden kaçıncı arayışıydı ?

Ortamdaki klasik müziği duymayacağım bir noktaya geldim ve cevapladım. " Merhaba Bay Tomlinson. Ben .... Okulu'nun rehberlik servisinden arıyorum." bu Taylor'ın gittiği okuldu. " acilen okula gelmeniz gerekiyor."

" şuan önemli bir yemekteyim. Gelmesi için eşimi arayacağım."

" hayır Bay Tomlinson, Taylor özellikle sizi istiyor."

" pekala orada olacağım." telefonu kapatarak cebime koydum. Keşke Taylor ile sabah ilgilenmiş olsaydım en azından şimdi ilgimi çekmek için böyle bir şey yapmazdı ve bu şekilde çağrılmamış olurdum.

Masaya geri döndüm. " sizinle tanıştığıma sevindim. Şuan gitmek zorundayım." babamın bana bakışlarını fark ettim. Ne yapıyorsun Louis der gibi bir hali vardı. " eğer önemli olmasaydı inanın gitmek istemezdim." ah tamamen yalandı. bu yemek Sıkıcıydı ve gitmek için bahane arıyordum.

" bu önemsiz Louis. Seninle daha sonra karşılaşacağımıza eminim. Tanıştığıma gerçekten memnun oldum." dedi adını bir türlü öğrenemediğim adam. Elini sıktıktan sonra uzaklaştım. Arkamdan babam geliyordu. " nereye gidiyorsun? Ne kadar önemli bir yemek farkında değil misin?"

" okuldan aradılar gelmek zorunda olduğumu söylediler. Merak etme Taylor'ı eve bırakmaya çalışacağım sonra şirkete geleceğim."

" acele et." başımı salladım.

~

" ne demek kavga etti?" şokla bunu rehberlik öğretmenine sordum. genelde o bana karşı eziyetli bir çocuktu ve başka çocukla kavga edecek cesaret oğlumda henüz yoktu. gerçi onu yeni tanıyordum ama bu açıkça ortadaydı. Ayrıca yaralı olan benim oğlumdu ve şua tek suçlu oymuş gibi davranıyorlardı.

Forgive Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin