Benim için bol gerilim dolu bir gün geride kalmıştı. Babam tatilden bana göre hoş olmayan haberle dönmüştü. Onun bir an önce dönmesini ve masasını ona yeniden bırakmayı hayal ederken o tüm işi bana bırakmıştı.
Aslında bu 1 aylık süreçte beni test ettiğini söylemişti. Ona göre mükemmel işler çıkarmıştım. Beni tüm çalışanların önünde övmesi gururumu okşamıştı. Böyle cümleleri babamdan ilk defa duyduğum için fazla özeldi. Şirketi bana gözü kapalı emanet edeceğini de söylemişti. Asıl iş bundan sonraydı. Eğer bu şirket batarsa benim yüzümden olacaktı. Şuan öyle bir durum olsa bile babam müdahale edebilirdi ama artık tektim.
Gerekli tüm dosyayı imzaladıktan sonra şampanya açmıştık ve pasta kesmiştik. Beni bu konuyla ilgili cesaretlendiren tek kişi babam olmuştu. Bu konuşmaları yapmadan önce benimle uzunca sohbet edip rahatlatmıştı. Hiç kimseye bundan bahsedememiştim. Dün herkes beni azarlamak için anlaşmıştı çünkü. Bu yüzden bugün babamın yanından ayrılmak istemiyordum. Evdeki durum çekilmez bir hal almıştı çoktan. Anneme tek başıma gidersem söylenirdi. Onu dinlemek de istemiyordum. Bu yüzden geç vakite kadar şirkette kalmıştım. İşim yoktu ama burada olmak bile daha eğlenceliydi.
Ofisimin şehir manzarası vardı. Yanan ışıklar akşam vakti daha güzel görünüyordu. Manzarayı izlerken sorumluluklarımı düşünüyordum. Düne kadar bazı şeyleri babama danışarak yaparken şimdi herkesin patronu olmuştum. Bu ürkütücüydü. Beni hiçbir zaman ciddiye almamalarından korkuyordum ya da onlara göre tecrübesiz sayılırdım birisi yanlış yönlendirirse beni işleri mahvederdim. Arkamdan konuştuklarından şüphem yoktu ama bunlar artacaktı. Halbuki yeni yaşamımda sıradan olmayı hedefliyordum.
Kendi koltuğumda döndüm. Masanın üzerindeki viski bardağımı başıma diktim. Saate baktığımda 9 olmuştu. Harry mesaj dahi atmamıştı. Anlaşılan hala öfkeliydi. Her ne kadar Taylor'ı düşünüp gitmem gerekse dahi bu sefer kendimi düşünüp burada duracaktım. Harry uyuyacağında eve gidersem de sinirlenirdi ama sinir seviyesi zaten yüksekti. Bu beni etkilemezdi.
Kapı tıklandığında yerimden sıçramıştım. Herkes gitti diye biliyordum ve burada tektim. Harry'nin gelmiş olma ihtimalini düşünüp etrafımı düzelttim. Gelmesini söyledim karşı tarafa.
Adını hatırlamadığım bir kız girerken kaşlarım istemsizce kalktı. Bu da kimdi böyle? Elinde bir dosya vardı. " Merhaba Bay Tomlinson." Başımı salladım.
" Sen kimsin?" Kız duraksadı ilk başta daha sonra gülümsemeye çalışarak " ben Megan. Geçen gün oğlunuzla ilgilenmiştim." Dedi.
" Pekala ne için buradasın?"
" Uhm.... Son reklamın üzerinde çalışıyordum. Onayınız gerekiyor." Yanıma gelerek dosyayı bıraktı önüme. Hiçbir şey yapmak istemiyordum çünkü moralim bozuktu.
" Megan neden evinde değilsin? Bu işlerin acelesi yok." Yanaklarımı şişirerek viski şişesine uzandım. " Ama..."
" Patron benim kararlarım geçerli. Acelesi yok dedim." Bardağıma doldururken ona baktım. " Sende içki ister misin?" Dertleşmek için birileri ile sohbet etmem gerekiyordu. Bu Liam ya da Niall olamazdı. Bu yüzden tanımadığım birisi olmalıydı.
" İçki mi?" Sandalyeyle arkama döndüm ve dolaptan viski bardağı aldım. " Siz ciddi misiniz Bay Tomlinson?"
" Megan neden kararlarımı durmadan sorguluyorsun güzelim? Tek yapman gereken bu akşamdan kimseye bahsetmemen. Bu senin için zor olmamalı."
" Daha önceden patronumla hiç karşılıklı içmemiştim. Bu beni biraz şaşırttı." Bardağına içkiyi doldurdum. Patron olma konusunda yeni olduğum için nasıl davranacağımı zaten bende bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgive Me
FanfictionLouis, artık gerçekten gerçek aşkı bulduğuna inanıyordu. O artık Harry ile evliydi ilişkileri harika ilerliyordu ta ki Taylor ile karşılaşana kadar. Biricik oğlu 6 yaşına girmişti. Asıl sorunlar şimdi başlıyordu. Louis'nin cinsel tercihi yüzünden oğ...